'Kara propaganda yapılmaktadır'
'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasının 40. duruşması başladı. Tutuklu sanık Albay Ziya İlker Göktaş, "Kara propaganda bize ve bizlerin üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı yapılmaktadır" dedi. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, duruşma başlamadan önce küçük bir denizci feneriyle salona girince, mahkeme heyeti tarafından uyarıldı.
Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 29 sanıklı ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının 40. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, korgeneraller Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Tuğamiral Alaettin Sevim, albaylar Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş, emekli albaylar Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar ve Cemal Gökçeoğlu, sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım ve avukat Serdar Öztürk katıldı.
Duruşmada, bu dava kapsamında tutuksuz yargılanan ikinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Hasan Ataman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 7 tutuksuz sanık da hazır bulundu. YAŞ kararıyla Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığına atanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler ve Tümgeneral Mustafa Bakıcı ile kırmızı bülten ile aranan Bedrettin Dalan ise duruşmaya gelmedi. Tutuksuz yargılanan 4 sanık da duruşmaya katılmadı.
Duruşmada savunmasını yapan Albay Ziya İlker Göktaş, iddianamede yer alan ''psikolojik savaş, askeri psikolojik savaş, propaganda'' gibi kelimelerin bilimsel literatüre uygun olmayan bir şekilde ifade edildiğini belirterek, bu kelimelerin anlamlarını çeşitli kaynaklara dayanarak açıkladı. Genelkurmay Başkanlığının 'kara propaganda'yı terör örgütü PKK için dahi kullanmadığını belirten Göktaş, iddianamede internet siteleriyle 'kara propaganda' yapıldığının iddia edildiğini anımsattı.
'Titiz çalıştım'
Göktaş, Genelkurmay Başkanlığının internet sitelerini ve andıcı reddetmediğini dile getirerek, ''Kara propaganda da gizli kaynak ve yanlış bilgi vardır. Dosyadaki ihbar mektubunun kaynağı belli değil, bilgilerin de hangisi doğru? Kara propaganda bize ve bizlerin üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılmaktadır'' dedi.
Göktaş, andıç kelimesinin de fişleme olarak yanlış anlaşıldığını belirtti. Genelkurmay Harekat Başkanlığındaki internet sitelerinin işletildiği Bilgi Destek Dairesinde 2. Bilgi Destek Şube Müdürü olarak çalışan tutuklu sanıklardan emekli Albay Fuat Selvi'den bu görevi devraldığını ifade eden Göktaş, bu birime atanmak istemediğini, zaten 3 yıldır Genelkurmay Karargahında çalıştığını söyledi.
Göktaş, bu birimde 18 Ağustos 2008 ile 9 Eylül 2009 tarihleri arasında çalıştığını, ''irtica.org'' sitesini sürekli kontrol ettiğini ve üzerinde titizlikle çalıştığını dile getirerek, kendi döneminde irticai faaliyetleriyle ilgili yapılmış tek bir çalışma olmadığını, bu yönde kendisine emir verilmediğini kaydetti.
''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' belgesinin de Genelkurmayın internet siteleriyle ilgisinin olmadığını ifade eden Göktaş, ''Ergenekon terör örgütü'' ile Bilgi Destek Dairesi arasında bağ kurulmaya çalışıldığını, bu birimde görev yapan personelle, bu örgüt üyeleri arasında somut bir bağ olmadığını söyledi. Duruşma, Göktaş'ın savunmasıyla sürüyor.
Salona denizci feneriyle girince uyarı aldı
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, duruşma başlamadan önce küçük bir denizci feneriyle salona girince, mahkeme heyeti tarafından uyarıldı. Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesinde oluşturulan duruşma salonunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasını izlemek için gelen Tanal, duruşma başlamadan önce elinde denizci feneriyle salona girdi.
Salonda avukatlar için ayrılan bölüme oturan Tanal'ı, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, mübaşir aracılığıyla odasına çağırdı. Bir süre heyet ile görüşen Tanal, daha sonra duruşma başlayınca fener olmadan salona gelerek, duruşmayı izledi.
Duruşmaya ara verildiği sırada basın mensuplarına açıklama yapan Tanal, ''Deniz Feneri e.V'' soruşturmasında 6 kişinin serbest bırakılması nedeniyle aynı hassasiyetin tüm dava ve soruşturmalarda gösterilmesi için, duruşma başlamadan önce salona denizci feneriyle girdiğini söyledi.
Ancak mahkeme heyetinin kendisini yanına çağırdığını ifade eden Tanal, Başkan Özese'nin kendisi için mahsuru olmadığını, bunun siyasi bir propaganda malzemesi niteliğinde olduğunu söylediğini belirterek, mahkeme başkanının şu sözlerini basın mensuplarına aktardı: ''Mahkeme salonuna siyasi propagandanın girmesine karşıyız. Siz aynı zamanda hukukçusunuz. Vereceğimiz sözlü karara uyabileceğiniz düşüncesiyle davet ettik. Bu fenerin dışarı çıkarılmasını sözlü olarak sizden talep ediyoruz. Eğer çıkarmayacaksanız yazılı olarak karar vereceğiz.''
Kendisinin de, bunun suç aleti olmadığını, CMK'de böyle bir hüküm olmadığını söylediğini ifade eden Tanal, Özese ve üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun ''Bu denizci feneridir. Aynı zamanda bir mesajdır. Protesto mahiyeti ve siyasi malzeme yapılabileceğinden dolayı bunu istemiyoruz'' dediklerini anlattı. Tanal da, bunun üzerine feneri görevlilere vererek duruşmaya girdiğini kaydetti.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi