"Karşılıklı anlama ve anlaşılma süreci"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında aleviliğin, diğer inanç alanlarında olduğu gibi siyasi istismar ve rant aracı olmaktan çıkartılması gerektiğini belirterek ''MHP, Alevi kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için, bu konuda 'karşılıklı anlama ve anlaşılma' süreci başlatılmasına katkıda bulunmaya samimiyetle hazırdır'' dedi.
MHP grup toplantısı başladı. Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstiklal Savaşı'nın son gazisi Mustafa Şekip Birgöl'ün toprağa verilişinin bütün yurtta hüzünle karşılandığını söyledi. Bahçeli, bu vefatın, tarihi gerçeklerin artık unutulmaya yüz tuttuğu, duyarlılıkların giderek azaldığı bir dönemde bütün millette ümit verici bir vefa duygusunun uyanmasına ve kutlu bir dönemin hatırlanmasına vesile olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, Avrupa Parlamentosu çatısı altında ve TBMM üyelerinin de nezaret ettiği bir ortamda, Türkiye'ye yönelik ifade edilen ''alçaklıkların'', bu elim kaybın önemini ve değerini bir kat daha artırdığını belirtti.
KKTC'nin 25. kuruluş yıldönümü
Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunması için başlatılan sürecin, AB'yi arkasına alan Kıbrıs Rum'larının nihai emelleri ve hedefleri doğrultusunda geliştiğini ifade eden Bahçeli, ''Kıbrıs'ta başlatılan müzakere süreci; AB'nin gölgesinde ve yönlendirmesinde, Türkiye için hayati önem taşıyan iki devletli, iki milletli ve iki bölgeli ortaklık yapılanmasına dayalı çözümü fiiliyatta anlamsız hale getirecek, bu ilkelerin içini boşaltacak ve Türkiye'nin 1960 Kurucu Antlaşmalarından kaynaklanan garantörlüğünün sulandırılması sonucunu doğuracak bir zeminde yürütülmektedir'' dedi.
Bahçeli, böyle bir temelde sürdürülen müzakere sonucunun, Kıbrıs Türk'leri için bir çıkmaz sokak olacağını söyledi. ''Sanal AB sürecinin görünürde sürmesini temin etmek için Kıbrıs Türk'lerini gözden çıkarmaya hazır olduğu anlaşılan AKP Hükümetinin, bu teslimiyet politikalarının sürmesi halinde milli davamız olan Kıbrıs'ın Rum'lara teslimi kaçınılmaz olacaktır'' diyen Bahçeli, AKP Hükümeti'nin, Türk milletinin hiç bir şart altında kabul etmeyeceği böyle bir noktaya gelinmesinin doğuracağı sonuçları bir an önce idrak etmesi ve bu yanlış yoldan dönmesi gerektiğini vurguladı.
"Ya sev ya terk et" polemiği
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hakkari'ye Polis kordonu altında gittiğini ve kamuoyunda ''Ya sev ya terk et'' olarak yorumlanan açıklamayı yaptığını hatırlattı. ''Onun ne söyleyeceği, kimi ülkemizden kovmak istediği bizim konumuz değildir. Düşüncelerini dilediği üslupta söylemekte serbesttir'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''MHP, parti programında da yer aldığı gibi, yeni bir dünya düzeninin şekillendiği 21.yüzyılda, elbette ki önce Türk Milleti'nin ve sonra bütün insanlığın barış ve mutluluk içinde yaşayacağı bir dünyayı arzulamaktadır. Partimiz; Türk Milleti'nin barış, huzur ve kardeşlik içinde yeni atılım ve hedeflere hazırlanmasında, milliyetçilik ve demokrasiyi, siyasi ve kültürel çerçevenin iki anahtar kavramı olarak kabul etmekte; bir toplumun dayanışma, ilerleme, çağın değerlerini yakalama gibi hedeflerini pekiştirecek en önemli unsurun milliyetçilik olduğuna inanmaktadır. Bu milliyetçilik anlayışı; ırkçılık ve ayrımcılığa şiddetle karşı olup bin yıllık kültürel ve toplumsal birlik ve beraberliği; gelecekte huzur ve refah içinde ve bîr arada yaşamanın da ön şartı gören bir şuurun ifadesidir.''
''Bir arada yaşayabilecek temel değerler"
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun, ayrılma ve farklılaşma üzerine değil, birleşme ve kucaklaşma ülküsü etrafında şekillendiğini vurguladı. Dönemin kadrolarınca, milli devlet, milli kimlik, milli dil ve millet varlığı üzerinde ittifak edilerek yeni devletin dayanaklarının oluşturulduğunu ifade eden Bahçeli, ''Bilinmelidir ki biz, bundan asırlar önce, 'Kardinal külahını Osmanlı sarığına tercih ederek' milletimizin sinesinde kurtuluş umudu arayan mazlum toplumları, büyük Türk milletinin himayesine sevk eden beşeri çekiciliğin ve buluşmanın peşindeyiz. Bu nedenle, sevmeyenin terk etmesi yerine, öncelikle bizi ona sevdirecek, beraberliğimizi saydıracak bir yaklaşımın hakim kılınması bizim siyaset anlayışımızın vazgeçilmezlerindendir'' diye konuştu.
Yerel ve yöresel farklılıkların, Türk kültürünün zenginliği içinde görüldüğü bu anlayış üzerinde sağlanacak genel bir uzlaşmanın, toplumsal barış ve huzur için önemli katkı sağlayacağını anlatan Bahçeli, ''Başı derde düşen, öz yurdunda barınamayan, zulme uğrayan, saldırılara maruz kalan milyonlarca soydaşlarımızın ve akrabalarımızın yüzyıllardır en emin sığınağı ve kucaklaşma için seçtikleri en güvenilir adres, Anadolu coğrafyası ve milletimizin bağrı olmuştur'' dedi.
''MHP ayrımcı değildir"
Bahçeli, MHP'nin ayrımcı, uzaklaştırıcı ve dışlayıcı olmasının düşünülemeyeceğini ifade ederek, şu görüşleri savundu: ''Bu tarihi derinlikten ve hasletlerden habersiz olan Başbakan Erdoğan'a bu vesile ile de hatırlatmak istiyorum; gelecek ay yıldızlı bayrağın altındadır. Türkiye'nin birliği, refahı ve geleceğinin teminatı, al bayrak altında birleşmekten geçmektedir. Bu milletin şerefi ve haysiyeti, kardeşlik ve kahramanlık üzerine inşa edilmiş milli birliğidir, milli birliğimiz yara alır, kardeşlik ruhumuz sarsılırsa, bunun geriye dönüşü mümkün değildir. Türk milleti yapay ayrımlara, sinsi çabalara fırsat vermeyerek, beraberliğini sonsuza kadar mutlaka sürdürecektir. Gün, saflarımızı sıklaştırma günüdür. Gün, kucaklaşma günüdür. Kucaklaşmanın adresi büyük Türk milletidir.''
Alevilerin sorunları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin inanç ve mezhep temelinde çok tehlikeli bir ayrışma ve cepheleşme sürecine çekilmek istendiğini bildirdi. Toplumsal huzursuzluk ve gerginlik alanlarının her geçen gün derinleştiğini dile getiren Bahçeli, ''Bu alanlardaki temel sorunların, Türkiye'nin milli birliği ve bütünlüğü içinde makul çözümlere kavuşturulamaması, bu yöndeki tahrik ve istismarların hayat bulacağı müsait bir ortam yaratmaktadır'' dedi.
Bahçeli, bu konuda başta siyaset kurumu, parlamento ve hükümet olmak üzere devletin ve toplumun tüm kurumlarına, Aleviliğin çatı kuruluşlarına, inanç önderlerine, üniversiteler ve akademik çevrelere önemli görevler düştüğünü vurguladı.
Bahçeli, Alevilik eksenindeki tartışmalarda ve mevcut sorun ve sıkıntıların çözümü için bir anlayış birliği zemini ve çabalarında temel bakış tarzları oluşturulması gerektiğini vurgulayarak "MHP, Alevi kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için, bu konuda 'karşılıklı anlama ve anlaşılma' süreci başlatılmasına katkıda bulunmaya samimiyetle hazırdır.'' dedi.
Ekonomik kriz
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, küresel mali krizin tüm dünyayı etkilemeye devam ettiğini ancak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin krizle ilgili değerlendirmelerinin döviz kurları gibi dalgalı seyir izlediğini iddia etti. Bahçeli, küresel mali kriz nedeniyle birçok finans kuruluşunun battığını, piyasaların ise altüst olduğunu söyledi. Ekonomik tufanın Türkiye'nin kapısına dayandığını belirten Bahçeli, krizden kurtulmak için ABD'de G–20 ülkelerinin katılımıyla bir zirve düzenlendiğini ve sorunun masaya yatırıldığını anımsattı.
Erdoğan'ın, krizin Türkiye'yi etkilemeyeceğini varsaydığını, hatta krizin Türkiye için bir fırsata dönüştürülebileceğini ifade ettiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
''Başbakan önce küresel mali krizi, tetikleyicisi olan mortgage sektöründeki problemlerden ibaret olduğunu düşünerek, 'Bizde mortgage yok, TOKİ var biz sağlamız bize bir şey olmaz' sözünden, 'Bizim bankalarımız çok sağlam bize bir şey olmaz' görüşüne gelerek ekonomik krize yönelik teşhis aczini göstermiştir''
''Erdoğan ve hükümetinin tükenişinin...''
Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve hükümetinin tükenişinin alenen görüldüğü bir dönemin içinde bulunulduğunu iddia ederek, ''Arkasını, önünü düşünmeden söylenen sözlerin yol açtığı sorunların ve iktidar partisi mensuplarının siyasi gelecekleriyle ilgili endişelerinin arttığı gün gibi ortaya çıkmıştır. Kriz konusunda yaşanılan tespit ve teşhis bunalımının, çare konusunda görülen atalet ve zafiyetin bedelini elbette AKP hükümeti ödeyecektir'' ifadesini kullandı.
''Bizim, Başbakan Erdoğan ve para baronu bazı dostlarının zulalarında ne olduğu, kaç paralarının bulunduğuyla ilgili bir merakımız yoktur'' diyen Bahçeli, kendilerini toplumun her kesiminden yükselen feryatların endişelendirdiğini anlattı.
Bahçeli, ''Çiftçimiz emeğinin karşılığını alamamaktadır. Mutsuzdur. Çalışanlarımız işlerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Huzursuzdur. Esnafımız kirasını ödeyememektedir. Parasızdır. İş adamımız üretimi durdurmuştur. Çaresizdir. Emeklimiz gelecekten umudu kesmiştir. Moralsizdir'' dedi.
Reel sektörün artık nefes alamaz hale geldiğini belirten Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın 'Özel sektörün de yandık, bittik gibi söylemlerini anlamakta güçlük çekiyorum' sözleri, çatırdayan AKP hanedanın hastalıklı politikasının bir hülasası olarak anlaşılmalıdır'' diye konuştu.
Devlet Bahçeli, üstü örtülmeye çalışılsa da işleyen çarkların durmaya başladığını ve istihdam edilen işçilerin, mühendislerin zorunlu tatile çıkarılmaya başlandığını söyledi.
''Bu mağdurlar evlerine götürecekleri ekmeği nereden bulacaklardır? Çoluk çocuklarının yüzüne nasıl bakacaklardır?'' sorusunu yönelten MHP lideri Bahçeli, ''Bütün bu düşündüren ve korkutan tablo karşısında; başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, hükümet üyelerinin hala, krizden en az etkileneceğiz, diyebilmesi için akıl denetimlerini kaybetmiş olmaları gelmektedir. Bunun başka izah tarzı kalmamıştır'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Colani’nin arabası
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'