KCK davasında açlık grevi gerginliği

İddianame, yalnızca Avrupa Parlamentosu heyetinin bulunduğu sanıksız, avukatsız, izleyicisiz salonda okundu. Sanık avukatlarından Ercan Kanar  “Trajikomik bir durum, sanıklar yok, avukatlar yok, halk yok duvarlara ididaname okunuyor. Bu tür yargılamaya faşist sıkıyötem dönemlerinde dahi rastlanmıştır” dedi.

KCK’nin basın komitesinde yer aldıkları iddiasıyla 33’ü tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı 3. KCK davasının 4. duruşması Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki büyük salonda yapıldı. Hakim İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın dünkü duruşmasına 5 Kasım’dan bu yana açlık grevindeki 33 sanık katıldı. 22 Ekim’den bu yana açık grevinde bulunan Ayşe Oyman ve Fatma Koçak, halsiz görüntülerine karşın duruşmaya bir süre katıldıktan sonra salondan çıktı.

Ali Alçık yaptığı yoklamada tüm tutuklu sanıkların geldiğini tespit etti. 9 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Çağdaş Ulus’un da aralarında bulunduğu 7 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmaya aralarında Ercan Kanar, Sinan Zincir, Hüseyin Ersöz’ün de bulunduğu 40’ı aşkın avukat katıldı.

Başkan Ali Alçık, avukat sıralarında oturarak duruşmayı izleyen Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan ve avukat kızı Aslı Kazan’ın izleyici sıralarına geçmesini istedi, “Askerler yardımcı olalım” dedi. Turgut Kazan’ın “Kaç asker” sözleri üzerine Ali Alçık “Sulandırmayalım lütfen” şeklinde uyarıda bulundu. Kazan ve Orhan Birgit daha sonra izleyici sıralarına geçtiler. Başkan Ali Alçık, iddianameyi okumak üzere 2 TRT spikerinin hazır olduğunu belirtti.
 

Anlamıyorum

Kimlik tespiti sırasında sanıklar, adreslerindeki rakamları Kürtçe ifade ederken bazı sanıkların Kürtçe “Ez li virim-Buradayım” şeklindeki sözlerini Ali Alçık “Sadece adres söyleyeceksiniz” şeklinde uyarıda bulundu. 5 Kasım’dan bu yapan açlık grevinde bulunan Zeynep Kuray da kimlik tespitindeki soruları Kürtçe yanıtladı.

Bazı sanıklar ise kimlik tespiti sırasında Kürtçe “Cevap vermiyorum, tercuman istiyorum” diye konuşurken Başkan Alı Alçık “Anlamıyorum, sadece adresinizi söyleyin” dedi. Tutuksuz sanıklardan Evrim Kepenek ise Hemşince “Buradayım, duyuyor musunuz” diye konuştu.
 

Ana dilde savunma

Kimlik tespiti tamamlandıktan sonra söz alan tutuklu sanık Dicle Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya, açlık grevleri konusuda konuşma istediğini söyledi. Başkan Ali Alçık “Açlık grevlerinin davamızla ilgili yok. Açlık grevleri konusunda söz hakkı vermeyeceğim” dedi. Kenan Kırkaya ise “Kendimizi ifade edemeyeceksek burada ne işimiz var. Anadilde savunma ve eğitim ile İmralı’da tecridin kaldırılması için açık grevindeyiz” diye konuştu. Başka Alçık ise “Zabıtlara geçmiyor, boşa konuşuyorsunuz” dedi.

Avukat Gülizar Tuncer “Davanın sanıklarının tamamı açlık grevinde, söz hakkı vermelisiniz” diye mikrofonu kapalı olduğu halde konuştu.

Sanık Kenan Kırkaya’nın açlık grevi konusundaki açıklamalarını sürdürmesi üzerine Alçık, salondan çıkmasını istedi. Diğer sanıklar da ayağa kalkarak “Biz de çıkacağız” deyince Başkan Ali Alçık “Tabi isteyen çıkabilir” dedi. Sanıklar, alkış protestosuyla salondan çıktı.
Duruşma 15 dakikalık aradan sonra yeniden başlandığında tutuklu sanıklar, mahkenin tutumunu protesto ederek salona girmediler. İzleyiciler ise mahkeme kararıyla salona alınmadılar. Aralarında Gülizar Tuncer’in de bulunduğu sanık avukatları “Sanık yok, izleyici yok, avukat yok kime iddianame okuyacaksınız? Burası kışla mı, komutan mısınız siz” şeklinde tepki gösterdiler. Başkan Ali Alçık, söz vermeyeceğini belirterek “Çağlayan’da üç gün taleplerinizi aldık” diye konuştu.
 

Avukatların açıklaması

Avukatların mahkemeyi protesto için salondan çıkması, izleyicilerin alkışlı protesto yaptıkları için salona alınmaması üzerine iddianame, TRT spikerleri tarafından boş salona okundu. Salonda yalnızca Avrupa Parlamentosu heyeti kaldı.

Duruşma salonunun önünde toplanan dava avukatları adına konuşan avukat Ercan Kanar “Savunma ve sanık hakları bir kez daha ayaklar altına alındı. Ölüm sınırına yaklaşmış olan açlık grevinin nedenlerini anlatmak isteyen tutuklu sanığa 5 dakikalık söz hakkı verilmedi” diye konuştu.

Kanar şöyle devam etti: “Savunma ve sanık haklarını sıkıyönetim dönemlerinde dahi çiğnetmeyediğimizi, bu mahkemelerde de çiğnetmemeye kararlı olduğumuzu belirttik. 60 günü geçen, her açıdan hayati tehlike taşıyan açlık grevlerine ilişkin hükümetin kayıtsız kalmasını, en temel haklar açısından çözüm yönünde bir adım dahi atmamasını, yasama organının kayıtsızlığını protesto ettiğimizi, mahkemenin açlık grevinin nedenlerini dinlemeye dahi tahammülsüzüğünü bugüne mahsus olmak üzere protesto ediyoruz.”

BDP Iğsız Milletvekili Pervin Buldan da “Bugün içeride tekrar bir tiyatro oyandı. Bizler de bu tiyatroya seyirci olarak katılmak istedik. Ama şu anda içerde tiyatro seyircisiz sanıksız ve avukatsız oynanıyor. Bugün bir kez daha Türkiye’de hukukun nasıl işlendiğine tanıklık ettik. Avukatlar müvekkillerini savunamıyorlarsa, Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır” dedi.
 

Duruşmayı izleyenler

Duruşmayı BDP Milletvekilleri Pervin Buldan ve Mülkiye Birdane izledi. Avrupa Parlaamentosu Türkiye’de Basın Özgürlüğü Sorununu İzleme Komitesi de 2 parlamenter, 3 bürokrat ve sanatçı Serra Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 4 tercümandan oluşan heyetle duruşmaya katıldı. Komite Başkanı Polonya Milletvekili Jaruslav Walesa, AP Türkiye Karma Parlamentosu Eş Başkanı Fransa Yeşiller Partisi Milletvekili Helene Flautre, heyette parlamenterleri temsil etti. Davayı Fransız TV24 Kanalı da izledi.