Kılıçdaroğlu Kılıç'ı sert sözlerle eleştirdi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Sayın başkan hülle yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne seçilen bir kişiyi hangi hukuk anlayışıyla, hangi ahlak anlayışıyla savunacak. Şimdi de çıkmış bize hukuk dersi vermeye çalışıyor. Hukuk fakültesinde okumayan bir insan bana hukuk dersi veremez" dedi.

Kılıçdaroğlu Kılıç'ı sert sözlerle eleştirdi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.10.2010 - 10:48

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bazı il başkanları, sanatçılar, aydınlar, yazarlar ile yaptıkları toplantıda Türkiye'yi, dünyayı ve CHP'yi görüştüklerini söyledi. Bu çalışmadan dersler aldıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Hepimiz Türkiye'nin aydınlığa kavuşması konusunda görüş birliğine vardık. Herkes şunun altını çizdi; Türkiye'nin, CHP'ye her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır'' dedi.

Kılıçdaroğlu, bölgesel düzeyde bu çalışmaları sürdüreceklerini söyleyerek, ''Biz kendimizi anlatacağız, uzun yıllardır CHP ile ilgili oluşturulan yanlış algıları yerle bir edeceğiz, bunda kararlıyız, çünkü biz Türkiye'nin partisiyiz'' diye konuştu. TBMM Genel Kurulunda, geçen hafta sınır ötesi operasyonlarla ilgili yapılan kapalı oturumun AKP'nin istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, gazete haberlerindeki bilgilerin içeriğinin bile, Hükümetin kapalı oturumda anlattıklarından daha dolu olduğunu söyledi. ''Bu kadar boş, bu kadar sığ bir kapalı oturumu ilk kez dinliyorum'' diyen Kılıçdaroğlu, ''AKP'nin gerçekleri ve bizim konuşmalarımızı kamuoyundan gizlemek için, takiye yöntemi ile kapalı oturum istediğini hemen anladık'' dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, kapalı oturum sırasında bir grup başkanvekilinin Twitter'dan mesaj gönderdiğini, bazı AKP'li milletvekillerinin de kuliste maç izlediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin, Parlamentonun, AKP'li milletvekillerinin haline bakın. Böyle bir yapı olabilir mi? Onlar konuşamazlar, onların dilleri yoktur; onlar duyamazlar, onların kulakları yoktur; onlar düşünemezler, onların yerlerine başkaları düşünür. AKP'nin getirdiği Parlamento, çalışma ortamı bu. Kendileri çalar, kendiler oynarlar'' diye konuştu.

Şili'deki maden kazası

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Şili'deki maden kazasında, yerin 700 metre altında kalan işçilerin göçükten çıkarıldığını anımsattı. Türkiye'de de 17 Mayısta bir kaza olduğunu ve işçilerin hayatlarını kaybettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 2 işçinin cesedinin ise hala çıkarılamadığını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Zonguldak'daki kaza için ''kader'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Şili'de kader olmayan şey Türkiye'de neden kader oluyor? Şili'de ölmeyen maden işçisi Türkiye'de neden ölüyor? Çünkü orada akıl ve mantık var. Önce kazayı önleyecek önlemler alıyorsunuz ama Sayın Başbakan'ın bu taraklarda hiç bezi yok'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, çalışanların, üretenlerin AKP Hükümeti tarafından sevilmediğini bildiklerini ifade etti. ''Size ne üretmekten? Siz oturun, size gelip bir şeyler dağıtılacak; yoksul kalın ve AKP'ye bağımlı hale gelin. Hiç düşünmeyin, seçimlerde de gidip oy verin. Getirmek istedikleri mantık bu ama biz buna direneceğiz. Herkes üretecek ve çalışacak'' diyen Kılıçdaroğlu, karşılarında AKP'nin yan kolu olmayan, özgürce hak arayan ve direnen işçi sendikaları olacağını söyledi.

 

HSYK seçimleri

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerine de değindi. CHP'nin ''AK Parti'nin, demokrasiyi ve özgürlükleri genişletmek isteyen bir parti olmadığını, gizli gündemi olan bir parti olduğunu'' söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''(Hadi canım) dediler, 'gizli gündemi yok' dediler ancak bunun sonucu ortaya çıktı. AKP, 'yargı bağımsız ve tarafsız değil' diyordu. Onların bağımsızlık ve tarafsızlık anlayışı ile bizim bağımsızlık ve tarafsızlık anlayışımız farklıydı ama aynı sözcükleri kullandığımız için 'AKP de özgürlük istiyor, niçin itiraz ediyorsunuz?' diyorlardı'' diye konuştu.

AK Parti'nin HSYK'yi çalıştırmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, bir yargıcın, ''üzerimde kurumsal baskı var'' diyerek görevinden ayrıldığını ifade ederek, ''Başbakan'a 'o yargıca kurumsal baskıyı kim yaptı?' diye sorduk, Başbakan'dan ses var mı, tık yok, işine gelmiyor. Burada bağıramaz, çağıramaz. Sen hukukun üstünlüğü diye meydanlara çıkmadın mı? O yargıca baskı yapanı bulmak senin görevin değil mi?'' dedi.

Kılıçdaroğlu, AKP'nin ''yargı bağımsızlığını getiriyoruz' diyerek Anayasa değişikliğini getirdiğini söyledi. Brüksel'de, değişiklikleri destekleyen Avrupa'ya ''bunlar reformsa önce siz uygulayın'' dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Yargıyı yürütmenin emrime vermek ne zamandan beri reform oldu?'' diye sordu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliğinden sonra HSYK'ya bakan ve müsteşarın yanı sıra, Müsteşar Yardımcısı ve Personel Genel Müdürü'nün de girdiğini söyledi.
 

'Ahlaki değil'

Kemal Kılıçdaroğlu, HSYK üye seçimlerine ilişkin olarak ''sınav yapıp yargıç alanların seçimlere girerek bu yargıçlardan HSYK üyeliği için kendisine oy vermelerini istemesinin ahlaki olmadığını'' savundu. Deniz Feneri davasının savcısının da HSYK üyeliğine seçildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Düşünün Almanya ikinci Deniz Feneri davasını açmak üzere biz hala birincisinin ne olduğunu bilmiyoruz. Bundan sonra da herhalde daha da zor işimiz ama takip edeceğiz. Bizi yıldıramazlar. Sonuna kadar takip edeceğiz. Aydınlığa çıkıncaya kadar takip edeceğiz. AKP bütün baskısını yapsa da sonuna kadar takip edeceğiz'' diye konuştu. Türkiye'nin gerçek yurtseverleri, ahlaklı insanları, hak hukuk arayanları olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu insanların yaşananların sonuna kadar takipçisi olacağını belirtti.

Adalet Bakanlığı bürokratlarının HSYK'da yerini almasıyla kurulun Adalet Bakanlığı'nın yan kuruluşu haline geldiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Bakan söyleyecek hepsi tak tak tak yapılmış olacak. Buna da biz 'bağımsız yargı' diyeceğiz. Şimdi buradan soruyorum. Aklı başında olan her yurtsevere, yazara, çizere, destek veren herkese soruyorum; Elinizi vicdanınıza koyun ve şu soruyu sorun, bu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 12 Eylül Anayasası'nın getirdiği Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan daha mı bağımlı daha mı bağımsız? O kadar ki o değişikliklere destek veren bir yazarımız bu gün 'Adalet Bakanlığı liste mi hazırlamış? Bu çok büyük bir iddiadır. Bunu birilerinin düzeltmesi lazım' diye yazı yazıyor. Bu bir iddia değil saygı değer yazarımız. Bu bir gerçek. Nasıl o gerçeğin farkında olamazsınız. Hep Adalet Bakanı'yla konuşursanız size gerçek bilgileri vermezler. Zaten bu ülkenin talihsizliği ne? Ali Dibo'cudan Adalet Bakanı olur mu? Biz bunları söyleyince kızıyorlar. Niye kızıyorsunuz? Hatay'da gittin ihale dağıtımında kendi el yazınla yazdın senin milletvekilin aynı partiden arkadaşın götürdü notere onaylattı bunu. Sen uygar bir toplumda Adalet Bakanı değil milletvekili olamazsın.''
 

'Listeyi hazırlayanlardan hesap soruyor musun?'

Kılıçdaroğlu, HSYK seçimlerine Adalet Bakanlığı'nın müdahale ettiğinin ortaya çıktığını iddia ederek, kimsenin birbirini kandırmaya çalışmaması gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Sadulluh Ergin'in, Bakanlığın listeyle seçimlere müdahale ettiği iddialarına ilişkin olarak ''Liste iddiası seçim iradesine saygısızlık'' dediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini ''Seçim iradesine saygısızlık olan o listeyi hazırlamaktır Sayın Bakan. O listeyi hazırlayanlardan sen hesap soruyor musun? Sen zaten listeyi hazırlayanların başındasın. Sorgulamak saygısızlık, hazırlamak saygısızlık değil. Asıl hazırlayanlar saygısız. Yargıya, hukuka, insana, demokrasiye saygısızlıktır'' diye sürdürdü.

Anayasa değişikliği öncesinde ''CHP'nin demokrasinin gelmesine karşı olmakla'' eleştirildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Şimdi ne oldu? Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı dayanamamış artık. Demek ki vicdan sahibi, vicdanı rahatsız. Ne diyor? 'Adalet Bakanlığı kendi bürokratlarının da içinde olduğu listeyi seçtirmek için 2 bin kişiyle sahada çalışma yürüttü'. Günaydın, demek ki fark etmişler. Liste hazırlayacaksınız, bütün savcılara göndereceksiniz, savcılar toplantı yapacak, 'şu listenin seçilmesi lazım' diye propagandalar yapılacak, 2 bin kişi sahaya inecek yeni fark edilecek... Ve şunu söylüyor, 'hakimler ve savcılar üzerinde baskı kurdu Adalet bakanlığı'. Günaydın, yeni mi fark ettiniz. Bir milletvekilinin savcıya yazı yazıp 'Sayın savcı o dosyayı ben inceledim. Orada yolsuzluk yoktur' diye yazı yazdığını yeni mi fark ettin sen? Yargıcın 'üzerimde kurumsal baskı var' diye istifa ettiğini öğrenemedin mi sen? Bunların gizli gündemleri olduğunu niye bilmiyorsunuz? Niye sorgulamıyorsunuz?''

Bürokratların Anayasa değişikliğinin ruhu gereği aday olmamaları gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Anayasa'nın ruhu mu kaldı? AKP'nin ruhu var orada şimdi. Ruhtan bahsedeceksiniz, hangi ruh? O ruh hukukun üstünlüğüne inanan, hukuku egemen kılan, kamu vicdanını temsil eden ruhtur. Liste hazırlayacaksınız, adamlarınız liste blok halinde halinde seçilecek, her türlü baskıyı kuracaksınız, siz daha ruhun yeni farkında olacaksınız, artık ruh bitti'' şeklinde konuştu.
 

'Bu mudur siyasal erkin bağımsız yargıyı istemesi?'

Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı'nın ''12 Eylül'deki halk oylamasına kadar sivilleşme, demokratikleşme diyenlerin şimdi bürokratları eliyle bu sivilleşme ve demokratikleşme adımlarını boğmaya çalıştıklarını, bunun 2 aydır devam ettiğini'' söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, kendilerinin bunu en başından bu yana dile getirdiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Hangi demokratikleşme, hangi sivilleşme? Siyasal erkin orduda, sivilde olmasından çok daha önemli bir şey var, siyasal erk demokratik mi? Hak ve özgürlüklere inanıyor mu, genişletiyor mu? Vermişsiniz sivile ne yapıyor? Hak ve özgürlükleri genişletti mi Adalet ve Kalkınma Partisi? Yargıyı ele geçiriyor. Bu mudur siyasal erkin bağımsız yargıyı isteme iradesi? Yoksa iradeyi ele geçirmek midir?'' diye konuştu.

Anayasa değişikliklerine destek verenlerin verdikleri desteğin ne anlama geldiğini artık görmeye başladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, baskıların artarak süreceğini öne sürdü. Hak aramak isteyenlerin de önlerinin kesildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Belki bazılarınız diyecek ki; 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Hakkımızı arayacağız' Geçmiş olsun. Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmek için bir Anayasa Mahkemesi'nden de geçmek gerekiyor. Bu arada da davaların kaç yıl süreceğini Allah bilir'' dedi.

 

Kılıç'a sert eleştiri

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubunda, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a yönelik eleştirilerde bulundu. CHP'nin, tek partiden çok partiye, çoğunluk sistemine geçmek için mücadele veren bir parti olduğunu, AKP'nin ise çoğunluğu yok edip, tek parti iktidarına geçmek istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Kim demokrat, kim halkçı, kim hukuktan yana?'' diye sordu.

Kılıçdaroğlu, parlamentonun Anayasa Mahkemesi'ne üye seçtiğini, burada yargıcın birikimi, özgeçmişinin değil, listede aldığı numaranın önemli olduğunu, çünkü bu numaranın işaretleneceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, daha sonra o numaranın AKP'nin oy çokluğuyla seçildiğini ifade ederek, ''RTÜK'e grupları temsilen üyeler seçiliyor. RTÜK'e seçilenler ile Anayasa Mahkemesine seçilenler arasında hiçbir fark yok. Onların yakalarında, AK Parti'nin yargı mensubu olarak bir etiket taşıyacaklar. Tuz kokar diyoruz ya, yargıda tuz koktu, kokular gelmeye başladı'' diye konuştu.

Türkiye'de adı konulmamış bir sıkıyönetim bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, yurttaşların 12 Eylül'den çok daha ağır koşullarla karşı karşıya olduğunu söyledi. CHP lideri, ''Hiç değilse o zaman medyanın bir kısmı itiraz edebiliyordu, direnenler vardı. Şimdi tam bir suskunluk var. Medya susmuşsa, otosansür uyguluyorsa, üniversiteler, sivil toplum örgütleri konuşmuyorsa, konuşanlar yaka paça içeri atılıyorsa, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulları daha iyi değerlendirmek, bir şeyi daha net görmemiz lazım. Silivri, iktidara direnenlerin gittiği yerdir'' görüşünü savundu.
 

'Ben içime sindiremem'

Anayasa Mahkemesinde, yeni üyelerin yemin törenine işaret eden Kılıçdaroğlu, burada, ''AK Parti'nin, Anayasa Mahkemesi gibi bir görüntünün olduğunu'' söyledi. Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, ''Değişime karşı çıkan, çağın nabzını tutamayan, statükonun kibirli mensupları, artık halkı ikna edememektedir'' sözünü anımsatarak, özetle şu görüşleri dile getirdi: ''Değişime hiç itirazımız yok, ama sorun şu; değişim, ileriye mi geriye doğru mu? Geriye doğru değişimi savunanlar böyle konuşurlar, ileriye doğru değişimi savunanlar demokrasiyi, hakları ve özgürlükleri savunurlar. Sayın Kılıç, Anayasa Mahkemesinin, AKP'nin sizin daha önce verdiğiniz karara dayanarak yaptığı atamaların hukukluluğunu vicdanına sığdırıyor mu sığdırmıyor mu? Hukuktan, demokrasiden söz edeceksiniz, AKP atamaları bitirsin, yapsın, önemli değil, yeri gelince karar verilir diyeceksin. Hukuk; ahlaktır. Ahlakın olmadığı yerde hukuk olmaz, konuşanların da ahlaktan nasip alması lazım. Ben Anayasa Mahkemesi Başkanıyım diyelim, birisi hülle yoluyla üye olarak atanıyor, ben içime sindiremem, o üyeyi geri gönderirim. Sayın Kılıç, hülle yoluyla Anayasa Mahkemesi üyeliğine atananı, hangi gerekçeyle, ahlakla kabul ettiriyorsunuz? Bütün bunları içine sindireceksin, 'HSYK da değişti, biraz daha sırtını sağlam yere dayadım' diye başlayacaksın konuşmaya, bize hukuk dersi vereceksin. Yemezler. Senin hukuk dersine ihtiyacımız yok, hukuk dersi değil, hukuk fakültesinde bile okumadın sen. Hukuk fakültesinde okumayan bir adamın bana hukuk dersi vermeye yetkisi de olmaz. Sayın Başkan, öyle anlaşılıyor ki hukukun Haliç bölümünde yaşıyor, kokulara alıştı.''

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kadın ve erkeğin fiziken eşit olmadığından söz ettiğini belirterek, hiçbir canlının, diğeriyle yüzde 100 fiziksel eşitliğe sahip bulunmadığını belirtti. Erdoğan'ın derdinin, kadınları toplumun dışına itmek olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, kadınları sadece vitrinde gördüğünü, gizli gündemleri için çalıştırdığını, hakları için mücadele etmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, kadınlara, ''AKP'yi iyi tanıyın. AKP, kadının haklarını savunan, kadınlardan yana bir parti değil'' diye seslendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler