Kılıçdaroğlu: Türkiye savaş tehdidini göze alamaz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Wall Street Journal'a yazdığı makalede, AKP'nin Suriye politikalarını eleştirdi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'nin çok satan gazetesi the Wall Street Journal'a yazdığı "Türkiye, Savaş Tehdidini Göze Alamaz" başlıklı makalesinde, Beşar Esad rejimine karşı yabancı ülkelere asker göndermesi ve görevlendirmesi yetkisini tanıyan tezkerenin iki gergin komşu arasındaki tansiyonu yükselttiğine vurgu yaparak, "Türklerin bir çoğu Esad'ın Suriye'nin geleceğinde yeri olmadığı konusunda aynı fikirdedir. Türkler, uluslararası diyalog ve siyasi destek yoluyla Suriye'nin özgürlük arzusu üzerine temellendirilen barışçıl bir geçiş istiyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, Suriye'de şuan topyekün bir sivil savaş yaşandığına ve 30 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğine ve binlerce mültecinin Türkiye'ye akın ettiğine dikkat çekerek, "Türkiye çaresiz bir şekilde yardıma ihtiyacı olan bu kişiler için güvenli bir sığınak olarak hizmet veriyor ve benim Cumhuriyet Halk Partim hükümetin insani tedbirlerini destekliyor. Ancak biz mültecilerin Suriye'nin işlerine müdahale için bir bahane olarak kullanılmasına karşıyız" ifadelerini kullandı.
Suriye'ye barış getirilmesi için uluslararası toplumların Suriye'nin geleceğine karar vermek için etkili bir sese sahip olan tüm meşru grupları garanti altına almak zorunda olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Şu an farklı uluslararası oyuncuların kendi seçtikleri grupları silahlandırdığı kanlı bir çıkmazdayız" uyarısını yaptı.
Öte yandan, Türkiye'nin kendi halkının ölümüne yanıt vermek zorunda olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Ancak Meclis'in savaş izni riskli ve yersiz. Oylama, çatışmada bir aktör olmak için açık bir şekilde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tercihini gösteriyor" diyerek son zamanlarda yapılan kamuoyu araştırmalarının Türk halkının çoğunun AKP'nin Suriye'deki agresif tutumuna karşı olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin AKP'nin planına dört nedenden dolayı karşı olduğunu ifade ederek bu nedenleri şöyle sıraladı:
"-Diplomasinin Suriye'de barışı sağlamak için tek yol olduğuna inanıyoruz. Esad'ın gitmesi nihai amaç olmayabilir. Bundan ziyade nihai amaç, Esad'ın yerini alması için meşru, demokratik ve laik bir rejimin kurulmasıdır. Bu tüm partilerin dahil olduğu müzakereler olmadan mümkün olmayacaktır. Zaten kaotik olan savaş alanına asker yerleştirmek sadece dökülen kanı arttıracaktır.
-Türkiye'nin askeri müdahalesine karşı olmanın Esad'ın acımasız baskısı lehinde bir oy vermekle ilgisi yoktur. Aksine bu Suriye'nin iç işlerini ihlalden de öte meşruiyetin, aklın ve bilgeliğin reddedilmesidir. Savaş lehinde verilen tek taraflı bir karar, Suriye'deki krizi sadece iki ülke arasında bir çatışma olarak yeni bir çerçeveye koymaktır. Türkiye bu sorumluluğu tek başına göze alamaz.
-Asker konuşlanması tehdidinin etkili bir caydırma olması mümkün değil. Türk yetkililer zaten Türkiye'nin Suriye ile bir savaşa niyeti olmadığını açıklıyorlar. Bunun ışığında 4 Ekim'de yapılan oylama ciddi görünmüyor ve bu nedenle Esad rejimine cesaret verebilir. Diğer taraftan eğer Türkiye müdahale ederse diğer komşuları ve dünya güçlerini de çekebilir. Bu, sınırın her iki tarafında da yaşayan Kürtlerle olan gerilimi ateşleyebilir.
-Türkler bu savaşı tamamen istemiyor. Suriyelilerle uzun zamandan beri süren bağları güçlü bir şekilde sürüyor ve sınırdaki çatışmalar geniş bir çapta savaş başlatmak için yeteri kadar iyi bir neden değildir."
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'