Kocasakal: Yargının izin alması kabul edilemez!

Ümit Kocasakal, İstanbul Barosu yöneticileri ile birlikte gündeme ilişkin basın açıklaması için kameraların karşısına geçti. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun hemen ardından gazetecilerin emniyet binalarına girişlerinin yasaklanması konusunun yakinen takipçisi olacaklarını belirten Kocasakal, gazetecilerin görev yapmasının zorlaştığını, bunun biçim ve zamanlamasının dikkat çektiğini, basın özgürlüğü ve toplumun bilgilenme hakkının takipçisi olacaklarını ifade etti.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili değerlendirmeler yapan Kocasakal, yolsuzlukların hesabının hukukun içinde kalınarak mutlaka sorulması gerektiğine işaret etti. Soruşturmanın üzerinin örtülmemesi gerektiğini belirten Kocasakal, "Soruşturmalar engellenmemeli, herhangi bir müdahalede bulunulmamalıdır. Aslında şimdi slogan şu olmalı, şimdi hukuk zamanı" ifadesini kullandı.

’HABER ALMA BİÇİMİNİN ÖNEMİ YOKTUR’

Yolsuzluk ve rüşvetin toplumu içten içe yozlaştıran toplumsal bir sorun olduğunu söyleyen Kocasakal, bunların Türk Ceza Kanunu’nda da düzenlendiğini ifade etti. Kocasakal, "CMK’nın 160. Maddesi’nde yer alan ve öğretide kamu davasının mecburiliği olarak anılan bu ilke uyarınca Cumhuriyet savcısı ihbar ya da başka bir surette bir suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez kamu davası açmaya yer olup olmadığını öğrenmek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Haber alma biçiminin önemi yoktur, yeter ki hukuka uygun şekilde toplanmış deliller olsun, bunun dışında şu veya bu şekilde öğrenmesinin önemi yoktur" dedi.

Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda belirtilen fiillerin işlenmiş olabileceği yönünde ciddi bilgi ve bulgular bulunduğunun anlaşıldığını söyleyen Kocasakal, faillerin hangi mevkilerde olursa olsun, hangi sıfat ve bağlantıları taşırsa taşısın soruşturmanın hukuk kuralları içinde ve ceza hukuku ilkelerine uyularak sonuna kadar götürülmesi gerektiğini anlattı.

Kocasakal, soruşturmanın selahiyetine zarar verecek girişimlerinden de kaçınılması gerektiğini hatırlatarak, "Soruşturmayı işlevsiz ve etkisiz kılabilecek bazı gelişimlerin ve müdahalelerin ortaya çıktığı kaygı ile izlenmekte ve siyasi iktidardan gelen açıklamalar bu kaygıları derinleştirmektedir. Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi soruşturmaları yürüten emniyet mensuplarının o zaman destan yazmakla övülmesi ve desteklenmesi söz konusuyken bugün bir anlamda yerin dibine batırılmasının takdirini de takdirinize bırakıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİNDE ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ

Ümit Kocasakal, basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikliği değerlendiren Kocasakal, "Bu tip değişiklikler belirli bir objektif ihtiyaçtan kaynaklanır. Zamanlama bu anlamda önemlidir. Şimdi sormak lazım, yönetmelikte bir sıkıntı vardı idiyse bugün mü beklendi? Bu soruşturmanın başlaması mı beklendi? Bir gecede yapılıyor bu değişiklik" şeklinde konuştu.

"YARGININ YÜRÜTMEDEN İZİN ALMASI KABUL EDİLEMEZ"

Soruşturmada üst makamlardan izin alınmasıyla ilgili soruyu da cevaplayan Kocasakal, kuvvetler ayrılığı ilkesi varsa yargının yürütmeden izin almasının kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Kocasakal, "Yani yürütme, yasama bir tasarrufta bulunurken yargıdan izin mi alıyor, yargıyı mı bilgilendiriyor? Öyle bir şey zaten kuvvetler ayrılığında söz konusu dahi olamaz. Kimse kimseyi aptal yerine koymamalı, hele toplumu hiç koymamalı" dedi.

Soruşturmada adı geçen bakanlara ilişkin fezleke hazırlanması ve takip edilecek yola ilişkin açıklama yapan Kocasakal, daha önce hangi yollar izlendiyse aynı şekilde hareket edilmesi gerektiğini belirtti. Kocasakal, "Oradaki fezleke ve izin isteme soruşturmanın önündeki bir engelin kaldırılması anlamını taşır. Hal böyle olunca o fezlekeler aslıda tırnak içinde bir tür iddianame gibidir. Yani ne için soruşturma başlatıldığı, delillerin ne olduğu, bunlar izah edilir. Dolayısıyla fezleke gönderilmesi gerekir. Yoksa bilgi notu.. Böyle şey olmaz" ifadelerini kullandı.