Koşaner'in veda mesajına eleştiri

İstanbul 1. Ordu Komutanlığı’nda 5-7 Mart 2003 tarihinde “Plan Semineri” adı altında Balyoz Darbe Planı yapıldığı iddialarıyla ilgili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’de görülen davanın dün 43. duruşması gerçekleştirildi.

Eski İstanbul 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın Avukatı Hüseyin Ersöz, internette eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’e ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının yayınlanması konusunda tedbir alıp işlem yapması talebinde bulundu. Ses kayıtlarını haber yapan gazetelerin “yargısız infazıyla” karşı karşıya kaldıklarını belirten Ersöz “Bu kayıtlara dayanarak bazı değerlendirmeler yapılıyor. Bir takım manipülatif eylemlerle, ses kayıtlarıyla karşı karşıyayız. Koşaner açıklamalarını yapacak, kendini savunacaktır” diye konuştu. İnternette yayınlanan ses kayıtlarını vicdanı sızlayarak ve içi kan ağlayarak kendisinin de dinlediğini anlatan Ersöz şöyle devam etti:
“Ses kaydında geçen Balyoz belgeleriyle ilgili birtakım değerlendirmelerin mahkemenin huzurunda açıklanması gerekir. Koşaner, gerçekten Balyoz belgelerinin 1. Ordu’dan çıktığını mı düşünüyor?  Bu yayınları yapanı insafa davet ediyorum. Ses bandındaki husus açık ve nettir. Kendisi ‘1. Ordu’dan çalınmıştır’ değerlendirmesi yapmaktadır. Ancak bunun aksi yayınlar yapılıyor. Mahkeme ve kamuoyu yanıltılmak isteniyor. Gerçeğin üstü hukuka aykırı ses kayıtlarıyla, kara toprakla örtülmek istenmektedir.”

Mahkemede CD’lerin sahteliğini kanıtladıklarını belirten Ersöz, “Hiçbir makam tarafından doğrulanmayan bu tür ses kayıtları nedeniyle yaptığımız bütün açıklamaların üstü örtülmek isteniyor. Bizlerin talebi, artık CD’lerin imajlarının tarafımıza verilmesidir. CD’lerin üzerindeki el yazılarının kopya olduğu yönündeki değerlendirmelerimiz göz önüne alınarak bunların bilirkişiye gönderilmesini istiyoruz. Koşaner’in olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili bir tedbire başvurulmasını istiyoruz” diye konuştu.

Devlet sahte delile göz yumar mı?

Tutuklu sanık Tümamiral Cem Gürdeniz, “Devlet sahte para ya da tahvil basar mı, sahte diploma, ya da ehliyet verir mi?” diye başladığı talep konuşmasına Türk halkının iftira dolu yalan ve sahte haberleri yayınlayan “yandaş ve emperyal medya terörü” altında olduğunu belirterek devam etti. Gürdeniz “Bu tip davların hukuksuzluğunun somut bir delili siyasi tarihimize 29 Temmuz istifaları olarak geçmiştir. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının toplu istifaları Batı demokrasilerinde hükümetleri sarsacak çapta bir vakdır” dedi.Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Işık Koşaner’in Balyoz davalarına vurgu yaptığı veda mesajından bazı bölümleri okuyan Gürdeniz “Bu sözleri söyleyen sıradan bir devlet memuru değildir. Devlet protokolünde 4. sırada bulunan anayasal bir kurum olan TSK'nin başıdır. Eğer bir toplumda hukuk ve adalet sistemi güvenilirliğini, tarafsızlığını yitirir ve bir genelkurmay başkanı ile üç kuvvet komutanı bu durumun yarattığı karanlık tablo karşısında istifa etmek zorunda kalırsa hak arayanlar bundan sonra ne yapabilirler” diye sordu.

Devam edin

“Mahkemenizden talebim bizi yargılamaya devam edin” diyen Gürdeniz, davaya eleştirilerisini özetle şöyle sürdürdü: “Gölcük ve Eskişehir kaynaklı sahte belgelere emperyal çete tarafından adı bulaştırılan tüm Atatürkçü vatanseverleri tutuklamaya devam edin. Emperyal buyruk kapsamında özellikle Deniz Kuvvetleri’nin içini boşaltmaya devam edin. Devam edin ki Müslüman ülkelerdeki iç savaşlara müttefiklerimizle beraber kara birliklerimizle de katılıp bu ülkelere Afganistan ve Irak’taki gibi barış ve huzur getirelim. Devam edin ki Yakındoğu ve Ortadoğu’yu Türkiye’yi parçalayarak yeniden şekillendiren Amerikalı Albay Ralph Peters’in haritası bölgemize barış ve huzur getirsin. Devam edin ki ailelerimizle beraber çektiğimiz mağduriyet ve acılar katlansın, içinde bulunduğumuz karanlık daha da artsın ki aydınlık ve özgür Türkiye’ye o kadar yaklaşalım.”

Mahkeme talimat almaz

Tümamiral Cem Gürdeniz'in konuşmasının ardından Başkan Ömer Diken  “Mahkeme kesinlikte kimseden talimat almaz. Bağımsız mahkemeyi zan altında bırakacak açıklamalar yapıyorsunuz” dedi. Ömer Diken, Gürdeniz’in Işık Koşaner’in açıklamasından alıntı yaptığı bölüme göndermede bulunarak “Adil yargılamanın nasıl etki altına alınmak istendiğini kendiniz okudunuz. Adil yargılamaya müdahale protokoldeki birinin mahkemenin kararları karşısında söylediği sözlerdir” diye konuştu.

Sanık avukatlarından Ahmet Keskin de söz alarak “Sayın Başkan sanıkları mazur görmeniz lazım. Adil yargılamayı etkilemeye yönelik sözleri sanıklar açısından anlaşılabilir. Bülent Arınç’ın da dava ile açıklamaları oldu” diye konuştu.

Adil yargılamayı etki

Avukat Keskin'in sözleri üzerine Başkan Ömer Diken,  Balyoz davasında 163 kişi hakkında tutuklama kararı üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesine 6 Nisan 2011 tarihinde yayımlanan “Türk Silahlı Kuvvetleri' nin görevli ve emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir”  ifadelerine kaynak  belirtmeden atıfta bulundu. Diken şöyle konuştu:
“İdari makamda bulunan birinin yargılama kararları konusundaki beyanını sanık Gürdeniz okudu.  Devlet protokolündeki birinin ‘Anlayamıyoruz, olmuyor, gitmiyor,yürümüyor’  tarzındaki açıklamalar adil yargılamayı etkileme çabasıdır. Bu açıkalamalar bizi etkilemeye yöneliktir. Biz vicdanımızla ve dosya kapsamına göre hareket ederiz. Bizi kimse etkileyemez. Protokoldeki birinin değil, Türkiye Cumhuriyetinde kim ne açıklama yaparsa yapsın bizi ilgilendirmez. Mahkeme heyetinde herkesin bir oyu var.  Hakimler kanunlara ve vicdanlarına göre karar verir.”

Cemal Temizöz’ün savunması

Diyarbakır’da faile meçhul cinayetlerle açılan davada da tutuklu yargılanan Emekli Jandarma Albay Cemal Temizöz savunmasında “Sahte belgelere dayanılarak  İstanbul Operasyon komutanı olarak görevlendirildiğim iddia ediliyor. Hayatımda hiçbir zaman İstanbul’da görev yapmadım. Neden operasyon komutanı olayım. Sahte 11 No.lu CD’de kilit görevlere atanacak personel listesinde adım var. Gölcük’te çıkan belgelerde ise bu listeyi hazırlayanlardan biri olarak yazılmışım” diye konuştu.

Duruşmaya ara verildiği sırada izleyiciler “Zafer Bayramınız kutlu olsun” pankartı açıp Türk bayrakları salladılar. Duruşmayı Güneydoğu'da gazi olan 7 kişi de izledi.


Tahliye talepleri reddedildi

Balyoz Harekat Planı davasında tutuklu bulunan 162 emekli ve muvazzaf askerin tahliye talebi reddedildi. Duruşma 6 Ekim 2011 tarihine ertelendi.

Mahkeme heyeti halen Silivri Cezaevi yerleşkesi bitiğinşiğindeki duruşma salonunda görülen dava için Çağlayan’da yeri kurulan Adliye Sarayı’nda uygun bir salon olup olmadığını araştırmayı kararlaştırdı. Mahkeme heyeti bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak Çağlayan Adliye Sarayı’nda bulunan en büyük duruşma salonunun sanık, avukat, müdahil müdahil vekli ve izleyici kapasitesi ile sesli görüntülü duruşma yapma tekniği bulunup bulunmadığının sorulmasını kararlaştırıldı.

Balyoz davasında bugün görülen duruşmanın ardından 1stanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Başkanı Ömer Diken tarafından ara kararlar açıklandı. Mahkeme heyeti sanık avukatları Şule Nazlıoğlu Erol, Avukat Kürşat Veli Eren, Kazım Gözüşirin ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu hakkında “mahkeme heyeti, iddianameyi düzenleyen cumhuriyet savcıları ve duruşma savcısına yönelik sözleri nedeniyle gereğinin takdiri” için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına hükmeti.

Mahkeme heyeti hakkında yakalama emri bulunan ve GATA hastanesinde tedavi altında bulunan eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Ergin Saygun’un, yatarak tedavi görmesini gerektiren bir durum olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmesi Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istenmesine karar verdi.

Mahkeme, “askeri usul ve kurallara uygun yapılan bir plan semineri çalışması, jenerik senaryo ya da harp oyununda gerçek kişi ve kurum isimlerinin kullanılıp kullanılmayacağı, güncel konularn konuşulup konuşulmayacağı” konusunda Genelkurmay Başkanlığı’na yazılan yazının cevabının beklenilmesine hükmetti.

Mahkeme sanık ve avukalarının içeriklerindeki dijital belgeler, iddia edilen suça delil olarak gösterilen 11, 16 ve 17 nu.lu CD’lerin imajlarının verilmesi talebi ile ilgili daha önce verilen ret kararının geçerli olduğunu açıklayarak yeniden karara yer olmadığına hükmetti.

Mahkeme ayrıca TSK’de Silahlı Kuvvetler İstihbarata Karşı Koyma Koruyucü Güvenlik ve İşbirliği yönegesi, Türkiye'nin Milli Askeri Strateji Belgesi (TÜMAS), Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, EMASYA Protokolü, toplumsal olaylarda askeri birliklerde kullanılmatı Talimnanesi’nin darbe planı yapıldığı iddia edilen 2002-2003 yıllarındaki yörürlükteki hallerinin Genelkurmay Başkanlığı’ndan istenilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde ülke çapında ya da bölgesel düzyede intranet, internte ya da kendi kurumlararası bağlı ağ sisteminin bulunup bulunmadığınnı, varsa hangi tarihten itibaren kurulduğunu sorulmasına hükmetti. Mahkeme aynı konuların Sahil Güvenlik Komutanlığı yönünden İçişleri Bakanlığı’na sorulmasını kararlaştırdı.

Tutuklu sanıkların tahliye talepleri “üzerlerine atılı suçun vasfı ve mahiyeti, dosydaki mevcut delillere göre kuvvetli suç şüplesini gösteren olguların devam etmesi, delillerin henuz tam olarak toplanmamış olması, CMK’nin 100. maddesinde belirtilen katalog suçlardan olması, sanıkların konumları itibariyle delillere etki yapma ihtimalinin olması, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı” gerekçeleriyle reddedildi.

Mahkemenin tahliye taleplerini reddi kararına tutuklu yakınları büyük tepki gösterdi. Karar, alkış ve yuhlamalarla protesto edilirken sinir krizi geçirerek bayılan tutukluların yakınlarına sağlık görevlileri ilk müdahaleyi yaptı.