İsveç'te Covid-19 krizi! Hükümet zorda

Haziran ayı ile birlikte Avrupa ülkeleri normal hayata dönüşe hazırlanırken, İsveç hâlâ Covid-19’la boğuşuyor.

Yayınlanma: 07.06.2020 - 06:00
İsveç'te Covid-19 krizi! Hükümet zorda
Abone Ol google-news

Aslında “boğuşuyor’’ demek yanlış. Üniversitelerin ve liselerin kapatılması, evden çalışabileceklere bu olanağın sağlanması dışında bir önlem alınmadı. Bir de toplantılara, en fazla 50 kişinin katılabileceği yolunda bir sınırlama getirilmişti.

Devlet epidemiyoloğu Anders Tegnell, bu gevşek önlemlerle, bütün dünyanın tersine giderek, İsveç’i hızlıca virüs belasından kurtaracağını umuyordu. Adını koymadan sürü bağışıklığı yoluyla, kısa sürede toplumun yarısından çoğunun bağışıklık kazanmasını hesaplıyordu. Bağışıklık kazanmış olanların yüzde 7.5’te seyrettiğini gösteren testler Anders Tegnell’in hesabını altüst etti. Üstelik, hastalığı geçirmiş olanların tekrar hastalanmayacağı garanti edilemiyor.

Stratejisiyle dünyanın en tanınmış epidemiyoloğu haline gelen Anders Tegnell, inatçı kişiliğiyle hâlâ kendini savunmakta. Çarşamba günkü basın toplantısında ve özel söyleşilerde daha başka önlemler alınabileceğini kabul etse de, eleştirilere karşı “Beni kum torbasına çevirdiniz ama stratejim doğruydu’’ diye kendini savundu.

Epidemiyolog, stratejisini savunuyor ama diğer ülkelerde ölü sayısı hızla azalırken, İsveç, nüfusa göre ölüm oranında zirveye doğru yürüyor. 10 milyonluk ülkede kurbanların sayısı 5 bine doğru tırmanmakta.

Virüs felaketiyle ülkenin karizması dünyada fena halde çizildi. İçerde ise yeni liberalizmin devlete nasıl bir darbe vurduğu tartışılmaya başlandı. Devlet yönetim sisteminin, demokrasi adına karar merkezlerinin çoğaltılması yüzünden nasıl laçkalaştırıldığı konuşuluyor.

BÜROKRASİ DEVLETİ

Aftonbladet gazetesi yazarlarından Lena Melin, “Direksiyonda kim oturuyor, Başbakan Stefan Löfven mi yoksa Epidemiyolog Anders Tegnell mi?" diye sordu. Yazara göre, direksiyonda Anders Tegnell oturuyor, başbakan da arka koltukta.

Lena Melin haksız değil. İsveç devlet yönetimi sisteminde genel müdürlüklere hükümet müdahale edemez. Hükümet, özerk yapıdaki kurumların genel müdürünü atar ya da değiştirebilir ama çalışma rutinlerine karışamaz. Güllük gülistan dönemlerde sistem sorunsuz çalışabilir ama pandemi döneminde bu sistemin aksaklıkları ortaya çıkıverdi. Çıkan aksaklıkların faturasını sonunda elbette politikacılar ödeyecek.

KOMİSYON ADIMI

Dagens Nyheter gazetesi, sağlık hizmetlerinde aksamalara yol açan sorumsuzlukları şöyle özetledi: Sosyal Hizmetler Bakanı ocak ayında ilaçlardan, sağlık hizmetlerinden, halk sağlığından sorumlu müdürlerle görüştü. Pandeminin yolda olduğu konusunda görüş birliğine varıldı. Bütün müdürler, altyapı olarak hazır olduklarını bildirdiler.

Ne var ki hastalık patlayınca eczanelerin ve hastanelerin depolarında yeterli ilaç ve koruyucu malzeme olmadığı anlaşıldı. İlaçların ithali de mümkün olmadı. Sağlık elemanları bu yüzden korunmasız çalışmak zorunda kaldılar.

Sağlık hizmetlerinden sorumlu il yönetimi ile yaşlı bakımevlerinden sorumlu belediyeler arasında hiçbir irtibat kurulmadı. Kurumlar arasında irtibatsızlık ve vurdumduymazlık yüzünden iki ay önce haftada 100 bin kişiye test yapılmasına karar verilmesine rağmen haziran başında hâlâ testlere başlanamadı. Bürokrasinin hegemonyasındaki devlette politikacılar halka güven verecek bir şey söyleyemiyor.

Sade suya tirit açıklamalarla gün geçiriyorlar. Hükümet çaresizliği aşacak güce sahip değil. Her içinden çıkılamayan durumda olduğu gibi korona süreciyle ilgili de araştırma yapması için bir komisyon kurulacak. Komisyonda bütün partilerden temsilci olması bekleniyor. Böyle bir komisyondan sorunların nedenlerini sorgulayacak bir değerlendirme çıkması oldukça zor. İl yönetimlerinin, belediyelerin kamu kuruluşlarını satıp hizmetleri özelleştirmekten başka kayda değer bir iş yapmadıkları nasıl ele alınacak?

Genel müdürlüklerin ayrı birer küçük devletmiş gibi çalışması nasıl değerlendirilecek? Kısacası komisyon sağlıklı bir rapor hazırlarsa yönetim sisteminde radikal değişiklerin olması gerekecek. Kestirmesi zor ama korona ile yeni liberalizmin, demokrasiyi de dejenere ettiği, insanları yozlaştırdığı apaçık ortaya çıktı. Artık kral çıplak. Bakalım koronadan sonra ne olacak?

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler