Krizden çıkmanın üç yolu
Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye'nin krizden çıkmasının üç yolu olduğunu belirterek, birincisinin yerel seçimler sonrasında IMF ile anlaşılması, ikincisinin şu anda IMF ile anlaşmak olduğunu söyledi. Boratav, "Üçüncüsü ise, ters yoldan gidersiniz. Gecikmiş olmakla beraber, para çıkışını kısıtlar; ödemeler dengesi üzerinde kontroller getirirsiniz. Yani sermaye hareketlerini sınırlarsınız. Dış borçlarla ilgili problemler ağırlaşırsa onunla ilgili müzakere açarsınız" dedi.
Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye’nin IMF ile anlaşması krizin daha da derinleşeceği uyarısında bulundu. IMF’nin Türkiye yapısındaki ülkelere vereceği reçetenin standart olduğunu kaydeden Boratav, mevduata garanti vermenin mümkün ve uygun olduğunun altını çizerek, herkesin bu yöntemi kullandığını, hükümetin ters bir şey yapmış olmayacağını belirtti.
“Varlık affına ihtiyaç yoktu, bu tasarı başka şüpheleri akla getiriyor"
Sermaye hareketlerinin serbest olması nedeniyle varlık affı ile yurtdışından kaynak getirmeye ihtiyaç olmadığını kaydeden Boratav, kara para şüphesi veya dış ticaretle uğraşan şirketlerin fatura sahteciliğine bağlı çok açık bir vergi kaçırması olmaması durumunda kimsenin hesap sormayacağını kaydetti. Boratav, “Bu tasarı, başka ihtimaller ve şüpheleri akla getiriyor. Örtülü bir af mı gündem de? Yani cemaat tarikat, siyasi bağlantılar gibi nedenlerle dışarıdan toplanan kimi paraların Türkiye’ye getirilmesi mi isteniyor? Deniz Feneri gibi operasyonların meşrulaştırılması, getirilecek değil getirilmiş olan paraların da aklanması mı söz konusu? Arap sermayesinin örtülümü bir sızması mı söz konusu?” diye konuştu.
“IMF’den 2001'deki kadar cömert destek geleceği şüpheli"
Türkiye’nin krizden çıkmasının üç yolu olduğunun altını çizen Boratav, birinci seçeneğin geleneksel olduğunu ifade etti. Ana politika modelinde herhangi bir değişiklik öngörülmemesi durumunda IMF ile anlaşılabileceğini vurgulayarak, “Ama IMF’nin de kaynakları kısıtlandı. Çünkü IMF’ye talep arttı. IMF’den 2001’deki kadar cömert bir destek geleceği şüpheli. İkincisi, ters yoldan gidersiniz. Gecikmiş olmakla beraber, para çıkışını kısıtlar; ödemeler dengesi üzerinde kontroller getirirsiniz. Yani sermaye hareketlerini sınırlarsınız. Dış borçlarla ilgili problemler ağırlaşırsa onunla ilgili müzakere açarsınız. Bunu yapmak için de Merkez Bankası politikalarının değiştirilmesi gerekiyor. Sermaye kontrolleri getirince Merkez Bankası’nın para ve kur politikalarını ayrı ayrı belirleyecek politika alanını genişletmiş olacaksınız.”
“Üçüncü yol gidilecek yol değil"
Üçüncü seçeneği gidilecek yol olarak görmediğine dikkat çeken Boratav, “Hükümet, yerel seçim edeniyle IMF’nin talep kısıcı reçetelerini tabi olmak istemiyorsa, ‘Mart’a kadar beni serbest bırakın, harcama musluklarını açacağım, Mart’ı atlatayım gerisi kolay’ diyorsa; bu izlenebilecek bir yol değil, politikasızlıktır” dedi. Böyle bir yaklaşımın ancak sermaye girişlerinin “bol kepçe olduğu” dönemde uygulanabileceğini dile getiren Boratav, sermaye girişlerinin yarattığı talep genişlemesine maliye politikası ile destek verilebileceğini, cari açığın biraz daha artacağını ancak sermaye girişlerin rezervlere kayan kısmını azaltarak durumun geçiştirebileceğini söyledi. Bugün bu seçeneği uygulamanın mümkün olmadığını vurgulayan Boratav, mevcut cari açıktan beslenen dış kaynak talebi olduğunu belirtti. Boratav, “Döndürülmeyecek borçların anapara ve faiz yükü var. Bir de buna iç talebi genişleterek, cari işlem açıklarını besleyen bir etken eklenirse, döviz kısıtlamasından kaynaklanan kriz ortamı hızla derinleşir” dedi.
“IMF ile anlaşmak krizi derinleştirir"
Türkiye’nin IMF ile anlaşması krizin daha da derinleşeceği uyarısında bulunan Boratav, IMF’nin Türkiye yapısındaki ülkelere vereceği reçetenin standart olduğunu kaydetti. Boratav, “Maliye politikasını daha da sık, faizleri yüksek tut, işgücü piyasalarını esnekleştir. Özel sektörün, öncelikle bankaların dış borçlarını devletin üstlenmesini isteyecek. Alternatif düşünmeye yatkın değilseniz bunu kabul edersiniz. Ama bu reçetenin reddedilmesinin zamanının geldiğini düşünüyorum” diye konuştu. Boratav, IMF politikalarının yerine her şeyi yeni baştan tanımlayacak, sermaye hareketlerini denetleyecek, sermaye kaçışını kontrol altına alacak, iç piyasaya yeni baştan önem verecek, Gümrük Birliği anlaşmasını revizyona tabi tutacak veya askıya alacak, döviz politikasını yeniden aktif hale getirecek, işsizliğe karşı kararlı önlemler alacak bir tutuma ihtiyaç olduğuna işaret etti.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt