'Krizler, 28 Şubat'ta başlatılan 'cadı avının' birikimidir'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2000, 2001 yıllarında yaşanan krizlerin 28 Şubat'ta başlatılan ''cadı avının'' birikimi, bir sonucu olduğunu, ortaya çıkan bedeli hesap etmenin çok kolay olmadığını belirtti.

'Krizler, 28 Şubat'ta başlatılan 'cadı avının' birikimidir'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.12.2012 - 13:34

Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Borsası, Konya Vergi Dairesi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından organize edilen ''Konya Ekonomi Ödülleri 2012'' Konya Dedeman Otel'de düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Konya'da gelirler vergisinde 1. olan Ali Akkanat'a, ihracat birincisi Eti Alüminyum A.Ş'ye, en çok istihdam oluşturan firma ve İSO ilk 500'de Konya'dan birinci sırada yer alan Konya Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye ve Konya'da en çok tescil yapan Türsa Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Şirketi'ne ödüllerini verdi.

Ödül töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, ödül alan firmaları tebrik ederek, ödül alsın ya da almasın Konya'daki tüm firmalara, firma sahiplerine, çalışanlarına, üretenlere, istihdam sağlayanlara, ihracat yapanlara hem Konya'yı hem Türkiye'yi büyüttükleri için emeklerinden, gayretlerinden dolayı şükranlarını sundu.

Bugün Konya'da çok önemli bir yıl dönümünü hep birlikte kutlayacaklarını ifade eden Erdoğan, ''7.5 asır önce Konya'da verdiği mesajları, yazdığı eserleri Konya'dan dünyanın her köşesine ulaşan Mevlana Celaleddini Rumi'yi bir kez daha rahmetle minnetle yad ediyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Konya'da yaşamış, eser ortaya koymuş, insan yetiştirmiş tüm gönül dostlarını, gönül erbaplarını da rahmet ve minnetle yad ettiklerini vurgulayarak, ''Bu akşam Şeb-i Arus merasiminde birlikte olacağız. Hazreti Mevlana'yı bir kez daha adeta düğün tadında, sevgiliye kavuşmanın büyük heyecanı tadında onun fikir ve tavsiyelerine uygun yad edeceğiz'' diye konuştu.

 

'Konya'ya hiçbir zaman eli boş gelmedik'

Konya'nın her yıl olduğu gibi bu yıl ve bugün de önemli misafirler ağırladığına işaret eden Başbakan Erdoğan, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmam Ali Rahman başta olmak üzere çok sayıda yerli ve yabancı misafirin Konya'da yaşanılan coşkuya ortak olduklarını söyledi.
Dün Konya'da, Konya için çok büyük anlam ifade eden toplu açılışları gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Konya'ya hiçbir zaman eli boş gelmedik, her gelişimizde muhakkak dolu dolu geldik. 904 milyon liralık yatırımı, 904 trilyonluk yatırımı dün resmen hizmete açtık. Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın Konya'da gerçekleştirdiği büyük yatırımları açmanın heyecan ve mutluluğunu farklı şekilde yaşadık. Tam 200 yıldır hayali kurulan, konuşulan projeler üretilen, adımlar atılan fakat her seferinde akamete uğrayan Mavi Tünel ile Bağbaşı Barajı'nı hükümet olarak biz bitirdik. Dün itibarıyla resmi olarak hizmete açtık. Yola çıkarken biz birşey söylemiştik; 'ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız'. Bugüne kadar aldatan olmadık ve aldanmadık, ne söz verdiysek sözlerimizin arkasında durduk, onları uygulamaya geçirdik. Konya Ovası'nın tarım arazilerini suyla buluşturma fikri ilk olarak 1819 yılında ortaya atılmıştı, çeşitli tarihlerde projeler hazırlandı, bazı girişimler yapıldı. Ancak bu projelerin hiçbiri hedefine ulaşamadı, bizden önceki hükümetler de Konya'nın susuzluğunu, kuraklığını gidermek için güya gayret etti, ancak onlar da başaramadı.''

'Yaşadığımız sıkıntıların ardında sistemin içindeki yanlışlar var'

Bağbaşı Barajı ve Mavi Tünel'in 2006 yılı sonunda 217 milyon dolara ihale edildiğine, aynı projelerin AKP iktidarından önce 400 milyon dolara ihale edildiğine dikkati çeken Erdoğan, ''Neredeyse biz yarı fiyatına tamamlayarak bunu bitirdik. Herşey ortada, bak bizden önce 400 milyon dolara bunu ihale etmişsiniz, biz ise bunu 217 milyon dolara bitirdik. Bizim farkımız burada. Yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele derken bu işi bitire bitire buraya geldik'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, kendi iktidarlarında bile bazı sıkıntılar yaşadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Maalesef yaşadığımız sıkıntıların ardında sistemin içindeki ne yazık ki yanlışlar var. Sistem düzgün kurulmamış, sistemde yaşadığımız sıkıntılar var. Düzgün kurulmadığı içindir ki umulmadık yerde, umulmadık şekilde bakıyorsunuz bürokrasi karşınıza dikiliyor, bürokratik oligarşi karşınıza dikiliyor, umulmadık yerde yargıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yasama, yürütme, yargının bu ülkede öncelikle bu milletin menfaatini düşünmesi lazım ve ardından da bu devletin menfaatini düşünmesi lazım. Eğer biz güçlü hale geleceksek böyle güçlü hale gelebiliriz, ama benim yapacağım yatırımı bir kelimeden dolayı kalkar da 3 ay, 6 ay erteletirsen, bu bir sene, iki sene giderse o zaman bu ülkenin, halkının bedelini asla ne tarihe hesabını verebilirsiniz, ne de bu toprağın altında yatanlara hesabını verebilirsiniz.''

'Bu fakirin 6 yıldır üzerinde ısrarla durduğu şehir hastaneleri projesi vardır'

Başbakan Erdoğan, şehir hastaneleri projesinin de yargı ve bürokratik oligarşi nedeniyle hayata geçirilemediğine işaret ederek, ''İşte şu anda bizim, bu fakirin 6 yıldır üzerinde ısrarla durduğu şehir hastaneleri projesi vardır. Biz, bu şehir hastaneleri projemizi ne yazık ki bürokratik oligarşi ve yargı sebebiyle hala hayata geçiremedik'' dedi.

Artık hastane kampüslerinde sedye üzerinde hastaların taşınmasını görmek istemediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Hala bunu aşamadık, hala bunu bitiremedik, en başarılı olduğumuz alanlardan bir tanesi olmasına rağmen halen hala sağlıkta bunu aşamadık. Niye? Bürokratik oligarşi ve yargı bunlara takılıp kalıyor. Ama dışarıdan bakanlar da zannediyor ki 'işte 326 tane milletvekiliniz var, 326 milletvekiliyle gene mi bahane' diyorlar, ama işte bu kuvvetler ayrığı denilen olay var ya o geliyor sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor. Diyor ki 'senin de bir oylama sahan var'. Şimdi ana muhalefet partisinin genel başkanının tek sığındığı şey bu zaten, hep ikide bir bunu konuşuyor. 'Yapın diyor, yaptınız da biz mi engel olduk' diyor. Zaten yasama noktasında engel olabileceğin kadar oluyorsun. Bağırıyorlar, çağırıyorlar işte 3 saatte bitecekse 6 saate bitiyor, 1 günde bitecekse 2 günde bitiyor, ama er veya geç bitiyor. Oradaki zaman kaybının hesabını onun vermek gibi bir durumu yok. Çünkü sırtlarında onların küfe yok, küfe bizim sırtımızda, sorumluluk, mesuliyet bizde. Onların öyle bir sorumluluğu yok, onların böyle bir derdi de yok, onların aşkı da yok. Biz ise dertliyiz ve bu millete aşığız. Bizim böyle bir farkımız var.''

Ödül törenine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AKP Genel Sekreteri Haluk İpek, Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AKP Konya milletvekilleri katıldı.

Mavi Tünel projesi

Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, dün Konya'da açılışı yapılan Mavi Tünel projesini anlattı. Proje sayesinde, 414 milyon metreküp suyun, Mavi Tünel ile Konya ovasına aktarılacağını hatırlatan Erdoğan, ''Bu suyun 100 milyon metreküpü Konya'nın içme suyu olarak kullanılacak. Kalanı ise sulama projelerinde kullanılacak. 'Artık denizimiz yok' demeyin. İşte size deniz. Kuyu yaptığınız zaman görülemez ama minare yaptığınız zaman görülür. Onun için minare yapan çoktur, kuyu yapan azdır. Biz kuyu yapıyoruz'' dedi.

''Eğer bir ülkede ekonomi, demokrasi dış politika, iç politika, sosyal kalkınma birbiriyle ne kadar uyumlu, ne kadar paralel ilerliyorsa, büyüme de o kadar hızlı, o kadar istikrarlı ve o kadar güçlü olur'' diyen Erdoğan, yakın geçmişte, bu gerçeğin aksi tecrübelerini yaşadıkları için AKP iktidarında adımlarını bunu dikkate alarak attıklarını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, ''Bakın 2007'de 27 Nisan'da yayınlanan e-bildiri, sadece bir tasavvur safhasında kalmasına rağmen, bizim o dik duruşumuz sayesinde bir tasavvur safhasında kalmıştır. Faiz yoluyla yıllık Türkiye'ye onun maliyeti 2 milyar dolar olmuştur. Bir bildiri 2 milyar dolar. Hükümet olarak bu bildiri karşısında tabi ki dik durduk, sağlam durduk ve geri adım atmadık. Faturanın daha da ağırlaşmasını bedelin daha da büyümesini önledik'' diye konuştu.

 

28 Şubat'ın yol açtığı durum

Türkiye'de 27 Mayıs'ta 12 Eylül'de 28 Şubat'ta antidemokratik girişimlerin yaşandığını ve bu antidemokratik girişimlerin ağırlığının yıllar boyunca sürdüğünü belirterek, şunları söyledi: ''En son yaşanan 28 Şubat, tüm Türkiye'yle birlikte Türkiye'den daha çok Konya'ya ağır zararlar verdi. Konya'ya ağır bedeller ödetti. Bu salonda, sanayi odasında, ticaret odasında, ticaret borsasında üyelikte 35-40 yılı dolduran vatandaşlarımız var. Bu üyelerimiz 12 Eylül'ü de merhum Özal dönemini de yaşadılar. 90'lı yılların çalkantılarını, 28 Şubat'ı ve 2002 sonrası Hükümetlerimiz dönemini yaşadılar ve tecrübe ettiler. Eminim ki bu kardeşlerim benim ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaklardır. Bakın bir kere biz, tüm Türkiye olarak şu gerçekle yüzleşmek, bunu sorgulamak zorundayız. Allah aşkına 28 Şubat ya da o dönemin aktörleri, bu Konya'dan bu Konyalı tüccardan, sanayiciden ne istediler. Hani o beşli vardı biliyorsunuz. O beşlinin içinde kimler vardı. Güya sizin adınıza ortada gezip dolaşan STK'lar da vardı. Ama onlar aslında sizlerin hakkını savunmak için ortada dolaşmıyorlardı. Onlar kendilerine verilen emri yerine getirmek için oradaydılar.''

'Çünkü Konya'nın sanayicisi sırtını devlete dayamıyordu'

O dönemde Konya'nın yanı sıra Kayseri, Gaziantep, Denizli ve Uşak gibi Anadolu'nun diğer şehirlerindeki orta ölçekli sanayi işletmelerinin zor yıllar geçirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Bu adamlar ne istediler; onları rahatsız eden neydi acaba? Bugün şöyle bir geriye dönüp baktığımızda işte bu ve benzeri soruların cevaplarını çok net olarak görüyoruz. Çünkü Konya'nın sanayicisi sırtını devlete dayamıyordu, Konya'nın tüccarı sırtını devlete dayamıyor. Siz o dönem burada üvey evlat muamelesi gördünüz. Sadece üvey evlat muamelesi görmekle kalmadınız. Sizler kendilerini öz evlat olarak görenler tarafından aynı zamanda kıskanıldınız. Sizler ucuz kredi almadınız. Sizler ucuz kredi alıp, bunu batırıp hesabını vermeyenlerden olmadınız. Sizin suçunuz şuydu; her sabah 'bismillah' deyip, fabrikanızın, atölyenizin, işyerinizin, dükkanınızın kapısını açtınız. Her akşam 'elhamdülillah' deyip kanaat içinde o kapıları kapattınız'' ifadelerini kullandı.

 

'Şimdi ben bir kere daha diyorum; elhamdülillah'

Başbakan Erdoğan, ''Hani şimdi komisyon raporları falan filan geliyor ya, şahsım için şunu söylüyorlar: 'Konuşmalarında 'Allah yardımcımız olsun' dedi. Konuşmalarında 'Ya Allah bismillah' dedi. Bunları benim için suç layihasına yazıyorlar. Kimler, artık anlıyorsunuz. Şimdi ben bir kere daha diyorum; elhamdülillah. Yeter ki bizim suç layihamız bunlarla dolu olsun'' dedi. Erdoğan, ''Benim Konyalı kardeşim kendi yağıyla kavruldu. Kendi imkanlarıyla var oldu. Gücünüzü kendi şehrinizden, kendi toprağınızdan, kendi inanç değerlerinizden aldınız. Çok da başarılı oldunuz. Bütün olumsuzluklara, bütün imkansızlıklara rağmen adeta çölün ortasında vahalar yeşerttiniz. Devletin o öz evlatlarına rağmen siz burada ürettiniz. Aldınız, sattınız, ihracat yaptınız ve yoksullara ekmek kapıları açtınız. İşte onları rahatsız eden bu oldu. Kanaat onları rahatsız etti çünkü onlar iştahsızdı. Tahammül ve tevekkül onları rahatsız etti. Azminiz, kararlılığınız, inancınız onları rahatsız etti. Sizin burada milletin desteğiyle, milletin hayır duasıyla büyümeniz onları rahatsız etti. Şimdi yatırımlar alabildiğine gidiyor. ''
 

'Onlar zerre kadar Konya'yı umursamadılar'

Erdoğan, Konya'ya son 10 yılda yapılan yatırımları anlattı. ''Bu bir ufuk, bu bir dertli olma, bu bir aşk meselesidir'' diyen Erdoğan, çevre yolu sorununun da bir an önce halledileceği müjdesini verdi. Başbakan Erdoğan, ''Onlar zerre kadar Konya'yı umursamadılar. Ama biz bırakın Konya'yı umursamayı, gönlümüzün baş tacı ettik. Çünkü burada gönüller sultanı var. Gönüller sultanının olduğu böyle bir yere bu hizmetler az bile'' diye konuştu.

Türkiye'deki 2000, 2001 yıllarındaki krizlerin, sadece o yılların, ayların krizi olmadığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''O krizler, 28 Şubat'ta başlatılan 'cadı avının' birikimidir, onun bir sonucudur. Ortaya çıkan bedeli hesap etmek çok kolay değildir. Ama farklı hesaplamalara göre, 28 Şubat'ın Türkiye'ye sadece ekonomik maliyeti 100 milyar ile 250 milyar lira arasında olmuştur. 2001'deki bankacılık krizinin faturası, Hazine'nin yıllık faiziyle şöyle hesaplandığında, 2001'den şu ana kadar 231 milyar liradır. Kamu bankalarının görev zararı, 2001 fiyatlarıyla yaklaşık 24 milyar liradır. Ziraat, Halk, Vakıf... IMF borcu, 23.5 milyar dolar. Yüksek faizle, yüksek enflasyonla bedel ödedik, ağır borç yüküyle bedel ödedik. Yapılmayan yatırımları biz ödedik, onlarla da bedel ödedik. Biz görevi devraldığımızda işte böyle bir Türkiye manzarası vardı.''

Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki dönemde, işçi ve memurdan, zorunlu tasarruf adı altında bugünkü rakamıyla 13.5 milyar, konut edindirme yardımı adı altında 3.5 milyar lira para kesildiğini, bu miktarları kendilerinin ödediğini anlattı.

 

'Artık alan el değiliz, veren eliz'

Türkiye'nin şu anda IMF'ye borcunun 860 milyon dolar olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''İstersek şu anda öderiz. Ama mayısa kadar nasıl olsa önümüzde süre var, çok çok düşük bir faiz. Mayıs'ta bunu sıfırlayalım diyoruz. IMF şimdi bizden istiyor. Kendilerine 5 milyar dolar borç vereceğiz. Artık alan el değiliz, veren eliz. Anamuhalefet bunu da kıskanıyor. Yahu yap senin de olsun. Ama senin yapmak için zaten imkanın yok. Benim bu milletim kendini kalkıp da bile bile intihar eder mi? Böyle bir şey yapar mı? Çünkü sizler tarih boyunca hiç bir zaman bu ülkeye kazandırmadınız. Hep kaybettirdiniz.''

Asırlık projeleri hayata geçirdiklerini, yüzyılın finansal krizini etkilenmeden atlattıklarını anlatan Erdoğan, süreci kararlılıkla devam ettireceklerini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ''Yere sağlam basacağız, demokrasiden asla taviz vermeyeceğiz ve Konya'mızı evelallah, şu andaki mevcut yapısı içinde değil, sanayici arkadaşlarıma sesleniyorum, biz Konya'mızı artık yüksek teknolojiyle de buluşmaya hazırlıyoruz ve yüksek teknolojide adımlar atmaya davet ediyoruz. Bunun için de bilişim teknolojisinden tutunuz motor sanayine varıncaya kadar'' diye konuştu. Bu adımlar atıldığında, Konya'nın ihracatının ciddi manada patlama göstereceğini belirten Erdoğan, aynı şekilde turizm alanında da Konya'da patlama yaşanacağına inandığını söyledi.

Konya'da 10 yıl öncesinde 5 yıldızlı otellerden hiç birisinin olmadığını belirten Erdoğan, şu anda 2 bin 600 kişilik bir kültür merkezinde Şebi Arus'u kutladıklarını kaydetti. Erdoğan, ''Ama ben buraya gençlik yıllarımda geldiğimde o berbat, o çirkin kapalı spor salonunda 1500 kişinin katılabileceği o yerde, rezil yerde, donarsınız bir taraftan, orada törenlere katılırdık'' dedi.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek'ten 10 bin kişilik spor salonunun süratle bitirmesini isteyen Erdoğan, ''Burada ikileme yok. Önümüzdeki Şeb-i Arus'u burada yapmamız lazım. Tahir kardeşim, çok çalışacağız. Spor salonunu yetiştirip belki de önümüzdeki törenleri orada yaparız'' dedi. Törenleri izlemek için çok fazla talep olduğunu öğrendiğini söyleyen Erdoğan, ''Nereye koyacaksın bu kadar kişiyi, olsa olsa ancak Konya ovasına koyarız'' diyerek espri yaptı.

 

'Zulüm ve zalim karşısında dimdik duran Mevlana'nın izindeyiz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ihracatı 36 milyar dolardan aldıklarını, şu anda geriye dönük olarak 12 aylık ihracatın 150 milyar dolara ulaştığını söyledi. ''Aktif bir dış politikanız olmazsa bu rakamlara ulaşamazsınız'' diyen Erdoğan, ''diğer ülkelerle neden ilgileniyorsunuz'' şeklinde eleştiri aldıklarını belirtti. Erdoğan, ''İlgileniyoruz, çünkü biz Hazreti Mevlana'nın torunlarıyız. Zulüm ve zalimin karşısında dimdik duran, cesaretle hakkı söyleyen Mevlana'nın izindeyiz. Çünkü biz Hint Yarımadası'na orada zulme uğrayan insanlar için donanma gönderen Osmanlı'nın torunlarıyız, onun için ilgileniyoruz'' diye konuştu.

Deprem yardımı için gittikleri Ache'de Sultan Abdülhamit adına hutbe okutulduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Böyle bir ecdadın torunu olacaksın, dünyadaki bu zulme duyarsız kalacaksın. Var mı böyle bir şey? Ama bunların büyük devlet olma diye bir ufku yok. Bunlar cüce, cüce, bunlardan bir şey olmaz. Selçuklu Devleti'nin büyük sultanı Kılıçarslan, Haçlı orduları karşısında 'Bana ne Kudüs'ten' demeyip kahramanca mücadele verdiyse biz de aynı şekilde 'Bize ne Kudüs'ten, bize ne Gazze'den' diyemeyiz. Bizim Filistin ile Suriye ile diğer dost ve kardeş ülke ve halklarla ilişkimizi kıyasıya eleştirenlerin ne Hz. Mevlana'nın ne de Alaeddin Keykubat'ın huzuruna çıkmaya yüzleri olamaz. Bazılarının yüzleri olur, çünkü yüz dediğiniz zaman olayı sadece şu fiziki anlamdaki yüzle görmeyin ruha bakın, o önemli. Orada yansıması nedir bunun o önemli. Ama bunların orada herhangi bir yansıması yok. Onun için biz Konya'dan aldığımız ilhamla bu yolda yürüyoruz. Eğer Filistin'e eğer Suriye'ye karşı sessiz tepkisiz kalırsak bizim de Konya'ya gelecek yüzümüz olmaz.''

Erdoğan, Türkiye'yi istikrarla, güvenle ve kardeşlikle büyütmeye devam edeceklerini ve büyük bir ecdadın torunları olarak yapmaları gereken her şeyi yapacaklarını ifade ederek, ''Bu ruh bu anlayışla inşallah 2023 hedeflerimizi tutturacak, ardından da 2071 hedeflerinin taşlarını hep birlikte döşemeye başlayacağız'' dedi. Erdoğan, ''Selçuklu ve Osmanlı ruhu ve mirası ile Cumhuriyet vizyonu ile hareket eden, cesaretle, kararlılıkla üreten ihracat yapan, ticaret yapan, iş imkanı oluşturan'' herkese teşekkür etti.

Tümosan ve Seydişehir Eti Alimünyum tesislerinin 10 yıl önceki halinin hatırlanmasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bunlar kapanmış, bitmiş adeta inekler, koyunlar, keçiler oralarda otlar hale gelmişti. Şimdi bakın derece yapıyorlar, şimdi en önemli ihracatçı kuruluşlar haline geldiler. Bu anamuhalefetin kafası, yavrularının kafası bunu almaz ve bunlar şu anda en ciddi kurumlar vergisini ve diğer vergileri de devlete ödeyen kurumlar haline geldi. Zarar eden devlet kuruluşu mu, yoksa hem kazanan hem devlet kuruluşu mu işte biz bunu istiyoruz. Bizim mantığımız bu ama onların mantığı bunu almaz. Onlar kapalı devre çalışır, biz ise açık.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler