Kur krizinden çıkış için 3 öneri: Tedbir alınmazsa 2001'e benzer bir krize doğru gideriz
"Eğer tedbir alınmazsa 2001'e benzer bir krize doğru gideriz" diyen ekonomist Atilla Yeşilada üç öneride bulundu: "Batı ile kavgayı bırakmalıyız, hukuk güvencesi sağlamalıyız, yanlış ekonomi politikalarını terk etmeliyiz."
Sözcü'den Nil Soysal'a konuşan ekonomist Atilla Yeşilada, "Ayağını yorganına göre uzatan gelişmekte olan ülkeler var, bir de bunu beceremeyenler var. Dolayısıyla bunlar doğru değil. Bunun olacağı 2 yıldır biliniyordu. Türkiye çok uyarıldı. Tedbir almadı. Bu arada cari açık, milli gelirin yüzde 6'sına vardı. Bu şu demek: Harcadığımız 100 liranın 6'sı dışarıdan geliyor ve bu sürdürülebilir değil. Hükümet buna inanmadı. Hükümetin açıklamalarını dinlerseniz; dünyanın bize borcu var! Merkez Bankası raporlarında da yazıyor bu. Durum şu: Bir denize üç tane büyük nehir akıyordu. Bunlardan birisi kurudu. Birinin rezervi azaldı. Biri de her an kuruyabilir" dedi.
'ÜST AKIL, KOMPLO DEMEKLE KENDİMİZE DÜŞMANLIK YAPIYORUZ, ÇÜNKÜ PARA BATI'DAN GELİYOR'
Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye'nin hedefi olarak gösterdiği ‘muasır medeniyetler' seviyesini hatırlatan Yeşilada, döviz karşısındaki önerilerini açıkladı:
"Birincisi; Batı ile kavga etmeyi bırakmak lazım. OECD'nin, Dünya Bankası'nın, AB'nin makul önerileri var. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da öyle. Bunlar en azından samimi olarak tartışılmalı. Bunlara üst akıl, yabancı komplosu demekle kendimize düşmanlık yapıyoruz. Bir kere bu bitecek. Çünkü para Batı'dan geliyor. Türkiye'ye para gelmemesinin en önemli sebeplerinden biri hukukun olmaması. Yani parasını getiren geri alacak mı, emin değil. Üçüncüsü; yüksek faiz yüksek enflasyona neden oluyor gibi zihni sinir ekonomi politikaları terk edilmeli ve kamuoyu önünde de itiraf edilmelidir. Çünkü bunların hiçbir geçerliliği yok."
'TEDBİR ALINMAZSA 2001'E BENZER BİR KRİZE DOĞRU GİDİYORUZ'
Yeniden yapılandırmaların aslında borç ödeyememe durumu olduğunu söyleyen Yeşilada, şöyle devam etti:
"Kriz; Türkiye'de döviz bulamadığımız, banka kapılarında kuyrukların olduğu gün olur. İnşallah o günleri görmeyiz. Ama böyle devam edilirse önümüzdeki yıl o noktaya da geliriz. 2008 krizi bir dünya kriziydi. 2001 krizinin nedeni, yanlış yönetim ve kamu bankalarının devletin kasası olarak kullanılmasıydı. Bankaların batması olarak ortaya çıktı. Tedbir alınmazsa 2001'e benzer bir krize doğru gidiyoruz. Bugün özel sektörün 200 milyar dolardan fazla döviz borcu var. Yeniden yapılandırmalar, aslında borç ödeyememe durumu. Yani kriz özel sektörden bankalara sirayet ediyor. Bankalar özel sektörden ödeme alamadığı için kredi alamaz hale geliyor. Bir süre sonra bankalarımıza kredi veren yabancı bankalar kredi veremeyecek. O zaman bankalar batık duruma gelecek. Müdahale edilmez ise maalesef olacağı budur."
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması