Kurduğu kumpaslarla binlerce insanın yaşamını karartan FETÖ, Kastamonu’da iflasa neden oldu
Kastamonu’da uluslararası standartlarda hastane kuran Atıf Uğurlu, FETÖ’nün dikkatini çekti. Kumpas ve gizli tanıkla Uğurlu ve 6 doktor tutuklanınca iflas kaçınılmaz oldu. Uğurlu, “Rakibimiz olan FETÖ’ye ait hastane halen kripto FETÖ’cüler tarafından korunuyor” dedi.
Kastamonu’da FETÖ’nün kumpas ve gizli tanık ifadeleriyle iflas ettirdiği hastanenin sahibi Atıf Uğurlu ve 6 doktor beraat etti.
Kastamonu’da 2012 yılında hizmete giren Uğurlu Royal Hastanesi’nin, açılışının ilk haftasında sahibi Atıf Uğurlu dahil 6 doktor gizli tanık ifadesiyle tutuklanınca faaliyeti durdu. İlk duruşmada doktorlar tahliye edilmeyince hastane iflas etti. 75 gün tutuklu kalan doktorlar 6 buçuk yıl sonra beraat etti. Hastanenin sahibi Uğurlu, “Hastaneyi açtığımızda bir cemaat hastanesi bizi rakip olarak gördü. Duruşmada bunu defalarca söylememize rağmen bize inanmadılar. 17-25 Aralık sonrası inanmaya başladılar. FETÖ’ye ait olan hastane hâlâ korunuyor. Ama bizim hastanemiz hâlâ atıl halde, açılması için büyük çaba harcıyoruz” diye konuştu.
‘Bizi rakip olarak gördüler’
Uğurlu Royal Hastanesi sahibi Atıf Uğurlu ve 6 doktor “suç işleme amacıyla örgüt kurma”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, rüşvet vermek ve resmi belgede sahtecilik” suçlarını işledikleri iddiasıyla 2012 yılında tutuklandı. Uğurlu ve doktorlar yargılandıkları Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde bütün suçlamalardan beraat etti. Uğurlu ve doktorları gözaltına alan polisler dahil tutuklanmasında ve 6 buçuk yıl boyunca yargılanmasında etkili olanlar ise şu an ya firari ya da FETÖ’den tutuklu.
30 celse süren yargılama sırasında zaman zaman FETÖ’nün kendilerine kumpas kurduğunu söylemesine rağmen kimseyi inandıramadığını anlatan Atıf Uğurlu, “1991 yılında Kastamonu’da Türkiye’nin o tarihteki çok az sayıda olan hastanelerinden birisini kurduk. Tek olarak bölgede çalıştık. Kastamonu’da 15 yılın sonunda cemaat hastanesi kuruldu 35-40 yataklı bir hastaneydi. Belli bir süre sonra bizi rakip olarak görmeye başladılar. 2002’den sonra sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler sonucu uluslararası seviyede hastane kurmaya karar verdik. Cemaat hastanesi de bu şekilde rakip gördü. Yapamazlar, yaptırmayız gibi sözler söylediler” dedi.
Kumpasçıların sonu
Projeleri olan hastaneyi 14 Nisan 2012 tarihinde açmalarının ardından tutuklandıklarını söyleyen Uğurlu, “Diyaliz merkezimizdeki birden fazla hasta taşıyan bir aracın kaza yapması sonucu sahte belgeler ve hastanedeki bir hemşirenin gizli tanıklığı ile suçlamada bulundular. İlk duruşma sonrası serbest kalmayınca oluşan panik ortamında icraalar ve bankalar tarafından alıcakların aciliyet kazanması sonucu geri ödemeler başladı, doktorlar ayrıldı. Bir daha toparlanma olmadı. Kastamonu içerisinde daha önce böyle bir hastane yapılanması mevcut değildi. Belediye Başkanı ve o zamanki Başbakan yerel seçim öncesi 1 hafta kala Kastamonu’ya geldi. O zamanki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na cemaat kumpası olduğunu söyledik. Birlik ve güvence mesajı verdi. Herhangi bir sonuç alamadık” dedi.
Uğurlu, “15 Temmuz sonrası kumpası kuran Özel Anadolu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Celal Civcioğlu tutuklandı. Hastaneye kayyım atandı. Hisselerine el konuldu. Devlet ayağında ise iki emniyet müdürü tutuklandı. Ağır ceza başkanı, eşi, savcılar, başsavcı, adli tıpta aleyhine rapor veren doktorlar, sosyal güvenlik kurumu başkanı Fatih Acar görevden uzaklaştırıldı. Onun görevlendirdiği müfettiş de dahil” dedi. Uğurlu şöyle devam etti: “Hastanenin şu anda 103 milyonluk değeri var. Hastaneyi açma çabamız hâlâ sürüyor. FETÖ’ye ait olan hastane ise hâlâ korunuyor. Kripto FETÖ’cüler tarafından hâlâ korunma mevcut.”
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'