Lozan Onuru

Lozan Onuru
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.07.2009 - 05:55

24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan Antlaşması, yarım yüzyıldır kimi çevrelerce tartışılmak istenilen tarihsel bir odaktır. 1923-1950 arasındaki Cumhuriyet dönemini ret ve inkâr edenlerin yeterli siyasal kazançlar elde ettiği bu ülkede işi temelinden baltalamak son gündemdir. Önce Kurtuluş Savaşını yadsıyıp sonra da Lozana dönerek, Olmayan zaferlerle dolu birkaç cephe çatışmasının ardındaki antlaşma niteliğindedirşeklindeki yaklaşım, karşıdevrim cephesinin şimdiki söylemidir. Bu kalkışmanın adı da Tarihi irdelemek ve demokrasiyi yerleştirmek için her şeyi eleştirmek gerekir yöntemiyle ortaya konulmaktadır. Böyle bir saptırmaya karşın dile getirilecek gerçekler ise vardır ve çoktur:

Lozan düşmanları, Cumhuriyet ve devrim olgusunun kötücül karşıtlarıdır. Onlar, Türkün makus talihinin yenildiğiİnönü Savaşlarıyla, Sakarya ve Dumlupınar utkularını küçümseyerek yok sayanlardır. Onlar, Safsata ve hurafelerle yoğurularak yüzyıllarca süren bir yönetsel tavrı esas alanlardır. Onlar, Halk önderliğindeki yükselişi önemsemeyenlerdir. Onlar, emperyalizmin sömürgen yandaşlarıdır. Onlar, çağcıllık ve toplumculuk kavramlarını içlerine sığdıramayanlardır. Onlar, hanedanlıklar özlemiyle iç ve dış oligarşilere biat edenlerdir. Onlar, bu ülke ve ulusun apaçık düşmanlarıdır.

İrdeleme: Tarihte Lozan Antlaşmasının taşıdığı değer kadar önemli bir sözleşme pek azdır. Kadeş Antlaşmasından sonraki en uzun ömürlü uluslararası antlaşma Lozandır. Mazlum ulusların zulme karşı direnç belgesi Lozanda doğmuştur. Lozan; Yedi düvele karşı bir halkın can pahasına kazandığı evrensel hukuk belgesidir. Lozan, Sevr yandaşlarının 86 yıldır sindiremedikleri ulusal onurdur.

Bu ülke Lozanda yaşamsallık bulan bir devrimci ulusal anlayışın ürünüdür. Tam bağımsızlığı ilke edinerek kapitülasyonları, dış ayrıcalıkları, emperyal sarkmaları ve iç hıyanetleri silip atan antlaşmanın adı Lozandır. Lozan, koruyuculuklar altında, manda yönetiminde, idari ve ekonomik vesayet altında yaşamayı kökünden kesen ve Atatürkün deyişiyle, Tarihte misli görülmemiş bir hesaplaşmanın ucundaki başarıdır.

Lozandan sonra kurulan devrimci Cumhuriyet, kula kulluk yapan kağşamışlığı, boyun eğiciliği ve yaranıcılığı kaldırmıştır. Lozandan sonra, siyasal erkte bağımsızlık, ekonomide kamuya yararlı atılımlar, sosyal ölçekte uygarlaşma ve kültürel anlamda ise öze dönerek kendi ulusal değer yargılarına ulaşmak vardır.

Kurtuluş ve kuruluşun hangi koşullarda olduğunu bilmeyen veya anlamak istemeyenler, Lozandan rahatsızdırlar. Çünkü bu antlaşmadaki tam bağımsızlıkçı ruh, Sevr yandaşlarına yabancıdır, uzaktır. Lozandan sonra getirilen ve ülkemiz anayasalarında özenle korunan devrim yasalarını çekiştirmek, tartışmaya açmak ve hatta kaldırmaya yeltenmek bazıları için amaçtır. Lozanda maddi temelleri atılan Cumhuriyetle, karşıdevrimcilerin didişmeleri de bu yüzdendir.

Lozanın 86. yıldönümünde genel görünüm şudur: Cumhuriyetin toplumsal dokusu bozulmuştur. Sosyal devlete dayalı ekonomik yapı, liberal kaosa terk edilmiştir. Kültürel kazanımlar çiğnenmiştir. Siyasal arenanın aldatıcı ve kandırıcı koşullarında; dışa bağımlı, iç coşkuları köreltilmiş kitleler yaratılmıştır. Ama öbür yandan Lozan esaslarına bağlı devrimci Cumhuriyet yurttaşlarının azimli duruşları, geleceğe ilişkin güvence değerini yine taşımaktadır.

Egemenlik kayıtsız koşulsuz halkındır anlayışındaki Kemalist Aydınlanma sisteminin derin kökleri, ülke ve ulusun sağlıklı bilincinde yer eden yaşamsallığını sürdürmektedir. Demokratik aydınlanmanın da adı olan Kemalizm, Lozanda yaktığı meşaleyi dosta ve düşmana karşı elinde tutmaktadır.

Sonuç: Lozanın 86. yıldönümünde Atatürkün deyişiyle, Büyük işlerin yetenekli yapıcısıİsmet İnönüyü saygıyla anıyoruz. Sevre karşı Lozan olgusunu koruyup kollamanın sorumluluğu içinde olduğumuzu ulusça bir kez daha anımsıyoruz.

Ertuğrul KAZANCI Eğitimci, Hukukçu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler