Lübnan'daki Türk askerlerinin görev süresi 4. kez uzatıldı
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesindeki Türk askerinin görev süresi 4. kez uzatıldı.
TBMM Genel Kurulu'nda, Lübnan'da BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin, 5 Eylül 2010 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılması için Hükümete izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi'nin görüşmeleri sürüyor. BDP Grup adına konuşan Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Irak'a giden barış güçlerinin ardından Irak'taki durumun ortada olduğunu kaydetti. Türkiye'nin birçok ülke ve bölgeye asker gönderdiğini anımsatan Kaplan, ''Öncelikle hükümet kendi içindeki barışı tesis etmeli ki başka ülkelerde de barışı tesis edebilsin'' dedi. ''Sanki dünyanın güvenliğini Türkiye sağlıyor'' diyen Kaplan, ''ABD'nin Afganistan'da bulduğu madenlerin bekçiliği yapmak bize mi düşüyor?'' diye sordu. Kaplan, ''Bu ülkenin içinde birlik ve bütünlük sağlanıncaya kadar askerlerin dışarıya gönderilmesine karşıyız'' şeklinde konuştu.
'Yüksek sesle konuşma' tartışması
MHP Grubu adına konuşan Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Orta Doğu'nun Osmanlı'dan sonra kaos ortamına girdiği ve bir daha çıkamadığını kaydetti. Çelik, konuşmasını sürdürürken, yüksek sesle konuşan milletvekillerine yönelik, ''Burası Genel Kurul. Arkadaşlarımız burada sanki kahve köşesindeymiş gibi konuşulan meseleyi adeta sabote ediyorlar. Ciddiyete davet ediyorum. Konuşacak olanlar dışarıya çıksın'' dedi.
AKP Çorum Milletvekili Agah Kafkas, Çelik'in bu sözlerine ''Önüne bak. Kimin ne yapacağına sen karar veremezsin'' şeklinde karşılık verdi. Çelik de Kafkas'a ''Sizi terbiyeye davet ediyorum'' dedi. Kafkas da ''Sen terbiyeli ol'' diye konuştu. MHP Grubundan da milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine, kısa süreli sözlü tartışma yaşandı. AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, Kafkas'ı sakinleştirdi. TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu da ''Sayın milletvekillerinin kürsüdeki konuşmacı arkadaşları genel kurulun gerektirdiği nezaket ve nezahet içinde dinlemelerini rica ediyorum'' uyarısında bulundu.
Konuşmasına devam eden Çelik, ne yapılırsa yapılsın Orta Doğu'da barışın gelmesinin istenmediğini savundu. Orta Doğu'da birçok ölümler yaşandığını belirten Çelik, ''Hükümet, insanlığın adeta basiretinin bağlandığı bu ilkellikler karşısında vitrine oynamayı tercih etmiş, kurmaca Davos gösterileri ama gerçekte İsrail ile sarmaş dolaş ilişkiler, Irak'ta katledilen 1 milyonu aşkın Iraklının hukukunun dile getirilmemesi ya da getirilememesi, Mavi Marmara kepazeliği ve kaybettiğimiz 9 canımız, aynı gece İskenderun'da 6 şehidimiz...'' diye konuştu.
İktidarın ''Büyük Orta Doğu Projesi'nin uygulayıcısı olduğunu'' öne süren Çelik, ''Gerek Filistinliler gerek Iraklılar, gerek diğer ülkeler nezdinde işbirlikçiliği ve teslimiyetçiliği kanıtlanmış hükümeti uyarıyoruz; İnsanları aldatmayın, kandırmayın...'' ifadesini kullandı. ''Başkalarının ruhu ile uykuya yatanlar ancak onların rüyasını görür'' diyen Çelik, tezkerenin uzatılmasına olumlu baktıklarını diye getirdi.
Lübnan'daki Türk askerinin görev süresi 4. kez uzatıldı
Lübnan'da, Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin, 5 Eylül 2010 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılması için Hükümete izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. BM Güvenlik Konseyi'nin UNIFIL'in görev süresinin uzatılması yönünde karar alması durumunda; hudut, şümul ve miktarı Hükümetçe belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları, BM Güvenlik Konseyi kararı ve TBMM kararı ile tespit edilen ilkeler kapsamında, 5 Eylül 2010 tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL harekatına iştirak edecek.
TBMM Genel Kurulu'nun 5 Eylül 2006 tarihli oturumunda, ''kapsamı, zamanı ve süresi hükümetçe belirlenecek şekilde TSK'nın Lübnan'a gönderilmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması'' konusunda bir yıl süreyle izin verilmesi kararı alınmıştı. Karar, 7 Eylül 2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. UNIFIL bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin uzatılması konusunda, TBMM Genel Kurulu'nun 29 Mayıs 2007, 8 Temmuz 2008 ve 23 Haziran 2009 tarihli birleşimlerinde hükümete yetki verilmişti.
'Bizim burada alacağımız karar, Meclis takvimini rahatlatacaktır'
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TBMM Genel Kurulu'nda, Lübnan'da BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin, 5 Eylül 2010 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılması için Hükümete izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi üzerinde Hükümet adına konuştu. Hükümetin önerisi üzerine Meclis'in 5 Eylül 2006'da aldığı kararla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin UNIFIL'a iştirakini onayladığını belirten Bağış, bu çerçevede Türk gemilerinin 2006'dan itibaren bölgeye giderek görevlerine başladığını bildirdi.
Egemen Bağış, UNIFIL'ın görev süresinin 31 Ağustos 2010'dan itibaren bir yıl daha uzatılmasının beklendiğini ifade ederek, ''Meclisin, UNIFIL'e iştirak eden askeri unsurlarımıza verdiği son görevlendirme süresi 5 Eylül 2010'da dolacak olup, bu sürenin de UNIFIL'ın görev süresine paralel şekilde uzatılması gerekmektedir'' dedi.
Tezkereye, ''Güvenlik Konseyinin, UNIFIL'ın görev süresini uzatma yönünde karar alması durumunda geçerli olmak üzere'' ibaresinin eklendiğini kaydeden Bağış, ''Güvenlik Konseyi bu süreyi uzatmazsa, bizim burada alacağımız karar, sadece Meclisin takvimini rahatlatmak açısından önemlidir. O yüzden şimdiden sizin onayınıza sunuyoruz'' diye konuştu. Orta Doğu ile güçlü bağları olan Türkiye'nin bölgedeki sıkıntılardan olumsuz etkilendiğine işaret eden Bağış, Türkiye'nin sorunların diyalogla çözümlenmesine öncelik verdiğini, çatışma yerine dayanışmanın hakim kılınmasını amaçladığını bildirdi. Bağış, Lübnan'ın tüm bölgenin istikrarı bakımından önemli konumda bulunan, adeta Orta Doğu'nun özeti bir ülke olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin, bölgede istikrar ve güvenliğin tesis edilmesi yönündeki çabalara destek vermesinin, uluslararası sorumluluğun gereği olduğunu bildirdi.
'Türkiye'nin başını kuma gömmesi...'
Bakan Bağış, Türkiye'nin UNIFIL'e verdiği destek birimlerini sayarak, askeri unsurların masraflarının BM sekretaryası tarafından karşılandığını söyledi. Egemen Bağış, 12 bin personelin görev yaptığı UNIFIL'a Türkiye'nin yanı sıra Belçika, Çin, El Salvador, Fransa, Makedonya, Almanya, Gana, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Malezya, Hindistan, Nepal, Norveç, Portekiz, Katar, Kore, İspanya, Tanzanya ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin destek verdiğini bildirdi.
Bağış, ''Bu kadar ülke destek verirken, bölgede bu kadar ağırlığı olan, İsrail ile Filistin ve Lübnan, Irak'la Suriye, Bosna-Hersek'le Sırbistan, Somali ile Eritre, Rusya ile Gürcistan, Afganistan ile Pakistan arasında arabuluculuk yapan bir Türkiye'nin, başını kuma gömmesi, geçmiş dönemlere has bir özelliktir. AK Parti iktidarında Türkiye, gücünün farkına varmıştır ve dünyaya da gücünü fark ettirmiştir'' diye konuştu. Lübnan'da Türk askerinin varlığından rahatsız olan tek bir grup olmadığını belirten Bağış, Türkiye'nin bölgede bulunmasını bütün grupların talep ettiğini kaydetti.
Bakan Bağış, Lübnan'da Ekim 2006'da kabinedeki Şii bakanların istifasıyla başlayan siyasi krizin, Mayıs 2008'de silahlı çatışmaya dönüştüğünü anımsattı. AKP Hükümetinin bu krizin aşılmasında, Lübnanlı grupların Mayıs 2008'de Katar'ın başkenti Doha'da bir araya gelerek, mutabakata varmalarında çok aktif rol oynadığını ifade etti. Bağış, Türkiye'nin bu süreçteki çaba ve katkılarının, Lübnanlı taraflar, bölgesel ve uluslararası aktörlerce takdirle karşılandığını kaydetti.
Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Lübnan'ın cumhurbaşkanlığı seçimine ve yemin törenine onur konuğu olarak davet edilmesini ''Türkiye'nin Lübnan ile ilişkilerinin önemli bir göstergesi'' olarak değerlendirdi. Lübnan'da 7 Haziran 2009'da yapılan genel seçimleri, 128 sandalyeli mecliste 71 milletvekili çıkaran Saad Hariri liderliğindeki 14 Mart İttifakı'nın kazandığını anımsatan Bağış, ulusal uzlaşı hükümeti kurma çabalarının ise 5 ay sürdüğünü kaydetti. Bağış, Hariri başbakanlığındaki hükümetin ancak Aralık 2009'da kurulduğunu, bunda Suudi Arabistan ve Suriye'nin çabalarının da bulunduğunu söyledi.
'Hayallerinde bile göremeyeceği'
Bağış, 2 ülke arasındaki ilişkilerinin yumuşamasında da Erdoğan'ın rolü bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye, Lübnan ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde çok önemli bir rol oynamıştır. Bu süreçte iki ülke nezdinde yapıcı tutum sergilemiş, diplomatik ilişkilerin kurulmasında tarafları teşvik etmiştir. Bu çerçevede, Lübnan'ın bütün farklı gruplarının temsilcileri ülkemizi ziyaret ettiler. Orada huzurun bulunması için Türkiye'nin çok önemli katkıları olmuştur. Başbakan Hariri, ülkemizi 7 bakanla ziyaret etti. Temaslar sırasında ikili ilişkilerimizin hukuki çerçevesi, askeri ve savunma sanayi alanındaki ilişkilerimiz, ekonomik, ticaret, tarım ve enerji alanlarında işbirliği, kültürel ilişkilerimizin geliştirilmesi, Orta Doğu barış süreci ve Lübnan-Suriye ilişkileri gibi bölgesel konular ele alınmıştır. Son 8 yılda Türkiye'nin karşılıklı olarak vizeleri kaldırdığı 22 ülkeden biri Lübnan oldu. Bunlar eskiden ülkeyi yönetenlerin hayallerinde bile göremeyeceği gelişmelerdir ama AK Parti iktidarında, Türkiye her zamanki o kararlılığıyla, diklenmeden dik duruşuyla bütün dünyanın saygı duyduğu, takdir ettiği bir ülke olmuştur.''
'Nazar etmeyin'
Bakan Bağış, görüşmeler sırasında yöneltilen ''Hükümetin Türkiye'ye hizmet etmediği'' eleştirilerine ise şöyle yanıt verdi: ''Bu hükümet, Türkiye'ye hizmet etmediyse 'el vicdan' demek lazım. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan yolun iki katını son 7 yılda yapan, okulların 3'te 1'ini hizmete sokan, hastanelerin 4'te 1'ini halkımızın hizmetine sunan, bir çok ile hava ulaşımını sağlayan, uluslararası ilişkilerde hem Doğu hem Batıda saygınlığını artıran bir iktidara, Türkiye'ye hizmet etmedi demek abesle iştigaldir. Buna gülerler... İmreniyor olabilirsiniz, anlayışla karşılarız. Nazar etmeyin, çalışın sizin de olur. Çok çalışmanız lazım. ama çalışırsanız, bu milletle kaynaşmayı denerseniz, bu milletle hemhal olma konusunda birtakım adımlar atmaya çalışırsanız; belki bir gün milletin verdiği müebbet muhalefet cezasından kurtulur, iktidar ortağı olabilirsiniz ama daha çok çalışmanız lazım.''
'Görev süresinin uzatılmaması'
Lübnan'a sağladıkları katkılardan, bu ülkedeki bütün kesimlerin son derece mutlu olduğunu, Türkiye'nin katkılarını şükranla andıklarını belirten Bağış, bütün bu gelişmelere rağmen halen kırılgan bir ortam bulunduğunu vurguladı. Bağış, bunun, Lübnan'daki hükümetin işini zorlaştırdığını, Orta Doğu barış sürecindeki tıkanma ve İran'ın nükleer programıyla ilgili gerginliğin tırmanması gibi önemli bölgesel sorunların, Lübnan'daki kırılgan ortamı daha da hassas hale getirdiğini vurguladı.
Egemen Bağış, bölgede, ne deniz ne kara birliklerinin, bugüne kadar saldırı, tecavüz veya tacize maruz kaldığını ifade ederek, kara birliklerinin BM denetlemesinde örnek birlik seçildiğini anlattı. UNIFIL'deki askerlerinin görev süresinin uzatılmamasının, sadece Lübnan'ın değil, Orta Doğu huzurunun tamamen ortadan kalkmasına neden olabileceğini ifade eden Bağış, hükümetin bu nedenle tezkereyi önemsediğini belirtti.
'Kimsenin tedirgin olmasına gerek yok'
İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan konvoya yönelik saldırıda Türkiye'nin yalnız kaldığı iddialarını da yanıtlayan Bağış, İsrail saldırısını 120 ülkenin kınadığını, eleştirdiğini, 23 ülkenin parlamentosunun Türkiye'ye destek bildirisi yayımladığını, Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye'nin girişimleri sonucunda İsrail'i kınadığını, uluslararası komisyon kurulmasına vurgu yaptığını anlattı. Bağış, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bir yandan kendi ülkemiz içinde demokrasiyi güçlendirirken, etnik kökeni, dini inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın bireysel hak ve hukukunu en az AB üyesi ülkelerdeki bireysel hak ve hukuk seviyesine getirme yolunda adımlar atmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin güvenlik güçlerine silah çekenlere, anladığı dilden cevap verirken, bölgenin günahsız insanlarına tabii ki farklı davranacağız. Biz yaş ile kuruyu birbirine karıştırmayacağız. Onun için hiç kimsenin Türkiye'nin demokratikleşmesinden, ekonomik olarak güçlenmesinden, daha özgür, daha çağdaş anayasaya kavuşmasından tedirgin olmasına gerek yoktur. Türkiye her geçen gün daha güçlü, demokratik, kuvvetli, saygın, daha şeffaf ülke olma yolunda kararlı adımlar atmaktadır. Bunu da hiçbir güç durduramaz.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu