Mahalle bakkalı bile biliyordu!

Katliamda 14 yaşında olan Birgül Sarıkaya olayın travmasını hâlâ üzerinden atamadı.

Mahalle bakkalı bile biliyordu!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.12.2011 - 09:17

Birgül Sarıkaya (47) Maraş katliamı yaşandığında 14 yaşında bir çocuktu... Kıyımın başladığı günün sabahında, ilköğretim müfettişi babasının, Yoksuldur, alışverişinizi ondan yapındediği bakkala gitti çizgili kâğıt almak için. Bakkalın gülerek Bugün olacaklardan haberiniz var mı?” dediğini babasına söyledi. Birkaç saat sonra evleri yakılacak, babası öldürülecek, annesi yaralanacak, kız kardeşleriyle birlikte sokaklarda dolaştırılırken tacize maruz kalacaktı. Dört kız kardeş yaralı anneleriyle birlikte Maraş’ta 1 hafta süren insan avından, ancak Ankaradan gelen özel yazısayesinde kurtulabilecekti. O günleri anlatırken hâlâ gözyaşı döken Birgül Sarıkaya, Katilleri cezalandıramadılar, en azından bizlerden özür dilensindiyor.

Aslen Sivas-Kangallı bir ailenin kızı olan Sarıkaya, katliamda babası ilköğretim müfettişi Süleyman Metini kaybetmiş. Çevresinde solcu, demokrat, sendikacı bir kişi olarak tanınan babası Süleyman Metinin, katliamdan önce belirlenen hedeflerden biri olduğunu belirten Sarıkaya, korkunç katliam günlerini şöyle anlattı: Ev yanıyordu. Babamın cenazesini yangından çıkarmaya çalışıyorduk, onlar da bizi ha bire içeri atıyorlardı. Sonra bizi döverek, sürükleyerek türlü hakaretlerle bilmediğimiz bir mahallede bir eve götürüp kapattılar. O evden kaçtık. Peşimize düştüler, bizi kovaladılar. Ablamın bir arkadaşının evine sığındık. Maraşın yerlisi tutucu bir aileydi. Evin hanımı bizi saklamak istiyordu, ama kocası evi yakarlar diye korkuyordu, bizi onlara vermek istiyordu. Sonunda kadın hükümet konağına haber göndermiş. Askerler geldiler. Bizi bir askeri araca bindirdiler. Etrafımızda asker varken bile bize vuruyor, hakaret ediyorlardı. Üç kız kardeş, hükümet konağına götürüldük.Maraşın mahallelerinde korkunç bir kıyım sürerken olan bitenden habersizmiş gibi karşılamış hükümet konağındaki yetkililer üç kız kardeşi. Ne oldu, hayırdır? diye soranlar olmuş! İlk şoku atlattıktan sonra anneleri gelmiş akıllarına kız kardeşlerin. Babalarının bir arkadaşı eve gitmiş, annelerini getirmiş. Vücudunun çeşitli yerlerinden ve yüzünden yaralı halde, bir gözünü kaybetmiş olarak! Üzerine gaz döküp yakmaya çalışmışlar üstelik Anne ve üç kız kardeş bir araya gelince, en küçük kız kardeşlerinin kayıp olduğu ortaya çıkmış. Maraştan ayrıldıktan 15 gün sonra bulabilmişler kardeşlerini

 

Astsubay Ali sahip çıktı

Sarıkaya, kardeşleri ve annesiyle birlikte, Astsubay Alinin evine yerleşmişler sonra. 1 hafta kalmışlar o aile dostlarının evinde. Maraştan çıkabilmek için aile dostları olan dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanının özel yazısını beklemişler 1 hafta boyunca. Sarıkaya, Yazı gelince, bir dolmuş tuttular. Bindik, yola koyulduk. Babamın tabutunu da dolmuşun üstüne koyup bağlamışlar. Bunu ancak geceleyin, dolmuşun gölgesi ay ışığında ortaya çıkınca anladımdedi.

Mersin’de yaşayan ve olayın etkisini üzerinden atamayan Sarıkaya, “Hala kalabalıklardan korkuyorum” diyor. Sarıkaya, toplumun ve devletin vicdanına En büyük isteğim bizden özür dilenmesi. Bu bizim içimizdeki acıyı biraz olsun dindirir” diye sesleniyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler