'Mahkeme terörize edilmiştir'

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Silivri Cezaevi ve çevresinde yaşanan olayları kınadıklarını belirterek, "Mahkeme terörize edilmiştir, CHP'den mahkemeye baskın düzenlenmiştir. Mahkeme heyeti tehdit edilmiştir" dedi.

'Mahkeme terörize edilmiştir'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.04.2013 - 13:52

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AKP Genel Merkezindeki basın toplantısında, "Ergenekon" davası duruşmasında bazı marjinal grupların CHP'yi de peşlerine takarak mahkemeyi sabote etmeye yönelik bazı girişimlerde bulunduklarını belirtti.

CHP'li bazı milletvekillerinin millet adına yargılama yapan mahkeme salonuna girdiğini, hakimlere hakaret, tehdit ettiğini belirten Çelik, şunları söyledi: "Ağza alınmayacak birçok söz sarf ettiler. Bir taraftan grup başkanvekili slogan atan veya alkışlarla mahkemeyi çalışmaz hale getiren, ayaklarını yere vurarak tempo tutan, elleriyle sandalyelere vurarak tempo tutan milletvekillerine orkestra şefliği yapıyordu, diğer taraftan da kendisi malum ikna odalarının başgardiyanı olarak görev almış bayan milletvekili hanımefendi de o da sufle ederek adeta onun uzaktan kumandasını elinde bulundurarak, onları kumanda etmeye çalışıyor. Manzara budur. Mahkeme terörize edilmiştir, CHP'den mahkemeye baskın düzenlenmiştir. Mahkeme heyeti tehdit edilmiştir."

Mahkemelerin millet adına yargılama yaptığını vurgulayan Çelik, "Milletin vekilleri millet adına yargılama yapan mahkeme heyetine bu şekilde muamele etme hakkına kesinlikle sahip değildir" diye konuştu. Bugün de bazı CHP'lilerin Silivri'ye gittiğini, herhangi bir taşkınlık yapılmadığı için mahkemenin normal şekilde yargılama faaliyetine devam ettiğini bildiren Çelik, protestoyu bir hak olarak nitelendirdi.

Protestocuların şiddete bulaşmadan eylemlerini yapmaları durumunda daha fazla ciddiye alındıklarını ve sempati kazandığını belirten Çelik, "Ancak protestocular bizatihi şiddete bulaştığı zaman o protestocular, protestocu olmaktan çıkar suçlu hale gelirler. Eğer kişilere, kişilerin malına, kamu malına veya başkalarının canına zarar vermeye kalkışırlarsa kendileri suçlu olurlar, kullandıkları maddeler şiddet içerdiği için orayı terörize etmiş olurlar daha ileri gittikleri zaman da terörist olurlar" dedi.

Gösteri ve yürüyüşlerin kanunlarla düzenlendiğine dikkati çeken Çelik, bunların herkes tarafından bilindiğini söyledi. TBMM Genel Kurulundaki içtüzük tartışmaları sırasında kürsünün muhalefet milletvekilleri tarafından "işgal edildiğini" hatırlatan Çelik, şiddeti, fikirleriyle akıllarıyla başarı sağlayamayanların veya bu yollarla kendini ifade edemeyenlerin başvuracağı bir yöntem olarak nitelendirdi. Çelik, "CHP'liler TBMM'de bu sergiledikleri tabloyu 8 Nisan'da Silivri'de sergilemişlerdi" diye konuştu.

 

'Bunu şiddetle kınıyoruz'

Muhalefet olmanın bir sorumluluğu olduğunu dile getiren Çelik, kendilerinin iktidar olmanın verdiği sorumlulukla sağduyuyu kaybetmediklerini, aklıselimden hiçbir zaman ayrılmadıklarını vurguladı. Çelik, şunları kaydetti: "Milletin meclisinde orayı adeta bir arenaya çeviren, kendisini gladyatör zannedenler bu sefer bunu ne yazık ki mahkemeye, Silivri'ye taşımışlardır. Orada Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa duruşma halindeki bir mahkemeye bir baskın düzenlenmiştir. 'Hükümet bunları durduramaz mıydı' diyeceksiniz. Tabii ki durdurabilirdi. Bu sefer de 'milletin vekillerine polis şöyle yaptı, jandarma böyle davrandı' diye yaygaralar koparacaklardı. Maalesef CHP işte budur. Hem kel hem foduldur, hem suçludur hem de bağırır."

Olayların ardından verilen zararları gösteren fotoğrafları gazetecilere gösteren Çelik, "Bu eylemi yapanlar ulusalcılık adına bu eylemi yapıyorlar. Bu milletin parası ile tekrar bunlar yapılacaktır'' diye konuştu. Yaşananları vahim olarak nitelendiren Çelik, "Bunu şiddetle kınıyoruz. Bunun tekrar etmemesi bizim dileğimizdir, talebimizdir. Ümit ederim ki CHP'li arkadaşlar da bu yaptıklarının yanlış olduğunu anlamışlardır" diye konuştu.

"CHP zihniyeti bugüne kadar bütün darbelerin içerisinde ya fiilen bulunmuştur ya da fikren bulunmuştur, zihniyet itibarıyla bunu desteklemiştir" diyen Çelik, muhalefetin bazı konularda sorumlu davranması gerektiğini söyledi.

 

'Emek Sineması' protestosu

"Emek Sineması meselesinde bir eylem yapan sanatkarlarımızın belki son derece iyi niyetle, masumane yapılmış eylemi de başta DHKP-C olmak üzere Halkevleri ve bazı marjinal gruplar tarafından sabote edilmiştir" diye konuşan Çelik, sanatçıların demokratik eylemine bu gruplar tarafından şiddet bulaştırıldığını söyledi.

Emek Sineması'nda yaşanan süreçle ilgili de bilgi veren Çelik, Beyoğlu'nun ruhuna uygun bir projenin hazırlandığını ve buranın bir alışveriş merkezine dönüştürülmeyeceğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığının sinema kanunu üzerinde çalıştığını belirten Çelik, bu kanunla salon sinemacılığına destek verdiklerini belirtti.

 

Üniversitelerdeki olaylar

Bazı üniversitelerde yaşanan olaylara da değinen Çelik, kendisinin 12 Eylül öncesi üniversiteye başladığını ve o dönemde yaşananlara ilişkin bilgisinin olduğunu bildirdi.
Binlerce öğrencinin sokaklarda birbirini öldürdüğünü, ölenlerin mezara, öldürenlerin ise cezaevlerine gittiğini ifade eden Çelik, "Onların sırtından ideolojik hesaplarını gerçekleştirmek isteyenler, onların sırtından siyasi hesap yapanlar keyiflerine devam ettiler" diye konuştu.

Üniversitelilere "ağabeyleri" olarak seslenen Çelik, şunları söyledi: "Bu tuzağa düşmeyin. Kimsenin piyonu olmak gençliğinize yakışmaz. Fikirleriniz, dünya görüşleriniz, hayat tarzlarınız, etnik kökeniniz, anadiliniz, renginiz, bölgeniz farklı olabilir ama biz öncelikle insanız. En üst kimliğimiz insandır, bu ülkenin vatandaşlarıyız. Düşüncesi olanlar, fikrine inanlar, düşüncesine inananlar kimseyle kaba kuvvetli hırlaşmaz. Konuşur, düşüncesini karşı tarafa aktarır."

 

'Bunlar tesadüf mü?'

Bazı üniversitelerde arka arkaya çıkan olaylara yönelik "bunlar tesadüf mü" sorusunu yönelten Çelik, "Ne zaman biz nasırlarımızdan kurtulmaya çalışsak bir bakıyorsunuz bir yerlerde bir şey patlıyor" diye konuştu. Diyarbakır'da öğrenciler arasındaki olaylara ilişkin bilgi veren Çelik, Dicle Üniversitesinde eğitime üç günlük verilen aranın da hoş bir şey olmadığını belirtti.

12 Eylül darbesine zemin hazırlamak isteyenlerin zamanında üniversiteleri "kazan gibi kaynattığını", bu nedenle üniversitelerin uzun süre açılmadığı dönemlerin olduğunu hatırlatan Çelik, "Üniversitelerimize, gençliğimize, istikbalimize bu kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz. 'Biz böyle yaparsak iktidara zarar veririz'. Çocuklarımıza, ülkemize, bu ülkenin geleceğine zarar veririz. Bugün AK Parti iktidardır, yarın bir başkası olabilir" diye konuştu.

Herkesin sorumluluk duygusu içinde hareket etmesinin önemine değinen Çelik, "Bu ülkede, Tony Blair IRA ile dolaylı da olsa görüşmeler yaptığı zaman, John Major asaletinde muhalefet ortaya koyacak muhalefet liderleri lazım. O zaman biz kazanırız, o zaman Türkiye kazanır. O zaman AK Parti, CHP, MHP, BDP kazanır ama bu tavrın kazananı olmaz" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler