'Muhafazakâr biri değilim'
Hilmi Zafer Şahin, yeni yönetmelikle ilgili kendisinin de kaygı duyduğunu belirtiyor. Yeni yönetmeliğin 'kültür ve sanat ortamının muhafazakârlaştırılması' diye nitelenmesi karşısında ise 'Durumu ve süreci gözleyeceğiz. Yaşamımım hiçbir döneminde muhafazakâr olamayan biri olarak söylüyorum' diyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İBBŞT) yeni yönetmeliği nedeniyle istifa eden Ayşenil Şamlıoğlu’nun yerine atanan Hilmi Zafer Şahin süreç içinde olan bitenden, sanatçı arkadaşlarının ona aldıkları tavırdan tedirgin olduğunu gizlemiyor. Yeni yönetmeliği protesto etmek amacıyla, önceki gün, binlerce sanatçının katıldığı eylemin yankısı ise uzun süreceğe benziyor. Tartışmalar ve protestoların önümüzdeki İstanbul Tiyatro Festivali’ne de yansıyabileceği, gelecek sezonun oyunları belirlendiğinde de büyük ihtimal süreceği bir ortamda, göreve başlayalı henüz bir hafta olmayan Şahin’le, ŞT’nin Kâğıthane Sadabad Sahnesi’nde buluştuk. Tiyatro dünyasının karşı durduğu yeni yönetmeliği ve bu görevi neden kabul ettiğini konuştuk.
- Pek çok sanatçı arkadaşınız, yeni yönetmeliğe tepki gösterirken siz hangi gerekçeyle bu görevi kabul ettiniz?
Ayşenil Şamlıoğlu’nun genel sanat yönetmenliğinden istifa etmesinin ardından emekliliğini istemiş olması kurumsal ilişkilerde pek çok şeyi ortada bıraktı. Kurumun devamlılığı açısından, kurumun ayakta durması ve boşluk olmaması için bu görevi kabul ettim. Arkadaşlarım gibi ben de yönetmelikle ilgili pek çok kaygı duydum.
- Yeni yönetmeliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bundan önceki yönetmeliğin de, ŞT’de sanat yapma yanımızla ilgili onlarca eksiği vardı. Bu yönetmelik, ŞT’nin bağlı bulunduğu Büyükşehir Belediyesi ile daha yoğun bağ kuruyor. Ancak kurumda yıllardır birimleşemeyen, yasalaşamayan pek çok birim yeni yönetmelikte kendine yer buldu. Örneğin çocuk ve gençlik birimi, dış ilişkiler birimi değer kazandı. Eskiden sadece genel sanat yönetmeni isteğiyle ya da yönetim kurulunun onayıyla etkinliklerimizin bütçesi, çalışma düzeni yöneticilerin yaklaşımıyla biçimlenirdi. Şimdi ise birimler kendi içlerinde söz sahibi olacak. Yasal anlamda daha özgür bir yerde duracak.
- Daha demokratik mi oldu diyorsunuz…
Demokratiktir ya da değildir çizgisi bizi çok yanlışa götürür. Yönetmeliğe, yaşayarak göreceğimiz bir kurallar bütünü olarak bakmalıyız.
- O zaman yönetmeliğin eskisinden farkı ne?
ŞT ilk defa kendi okuyuş biçimini gündeme getirerek tiyatro yapma anlamında yeni bir anlayışı oluşturacak. ŞT ilk kez kendisini tartışır hale geldi. Belki bu yönetmelik birbirimizi anlama ve birlikte bir şeyler üretmenin başlangıç noktası olacak.
- Kurumun sanatsal işlerini siz mi yürüteceksiniz?
Tabii ki. Bu tartışılır mı?
- Sizce günlerdir tartışılan ne? Tüm tepkiler, yetkinin daha çok belediye bürok-ratlarına devredilmesine yönelik…
Benim açımdan bunun tartışılır bir yanı yok. ŞT’yi sanatçılar yönetecek. ŞT’yi şimdiye dek hep genel sanat yönetmenleri yönetmiştir. Tiyatroyu, belediye bürokratlarının yöneteceğini düşünmek, burayı sanat kurumu olarak kabul etmemektir.
‘Eski yönetmelik kadük oldu’
- Zaten yeni yönetmelikte ŞT’nin tanımında sanat kurumu ifadesinin yerini ‘şube müdürlüğü’ ifadesi alıyor.
ŞT, şube müdürlüğü olalı 6-7 yıl oluyor. 1981 sonrası gündemde olan yönetmelikte yazılı değil sadece. Katma bütçeden çıktığımız süreçle birlikte şube müdürlüğü olmuştuk. Eski yönetmelik zaten o süreç içinde kadük oldu.
- Yönetim kurulu başkanının aynı zamanda disiplin kurulu başkanı olmasını, yani hem savcı hem yargıç olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu tartışılabilir. ŞT bir ilki yaşıyor, bu ilki yaşamak daha iyi işler yapmamıza katkıda bulunacak.
- Yönetmelikte düzenlemeler yapılacak mı?
Bunu süreç gösterecek. İhtiyaç duyulunca yapılması zorunlu olabilir. Zaten Sayın Kadir Topbaş’ın bu yönde söyledikleri var. Ben de bu süreçte uygulayıcı olduğu kadar, gözleyici de olacağım.
İsim üstünden fırtına
- ‘Müstehcen’ bulunan ve ŞT’yi ‘kaosa sürükleyen’ ‘Günlük Müstehcen Sırlar’ oyunu gelecek sezon da sahnelenecek mi?
Neden sahnelenmesin? Bu oyun, sadece ismi üzerinden koparılmış bir fırtınanın karşılığı. Oyunun gördüğü eleştiri, büyük ölçüde bilgisizliğin karşılığı.
- Yönetmelikte, Repertuvar Kurulu neredeyse herkese açık.
Repertuvar kurulu şimdiki adıyla Edebi Kurul da geçmişte olduğu gibi kültür, sanat ve edebiyat meslek örgütlerinden veya kültürel çalışmalarıyla tanınan kişiler ve basın mensupları arasından üye tanımına uyanlarla biçimlenecek.
- Yeni sezonda repertuvar belirlenirken kriter ne olacak?
Büyük olasılıkla oyunlarımızın bütünü Türk tiyatrosundan olacak. Bu yıl ağırlıklı olarak ŞT’de birikmiş ve uzun zamandır oynanmayan pek çok eski oyunumuzu da sahneleyeceğiz. Genç yazarlara ve yeni oyunlara da yer vereceğiz.
- Kurumun çoğu sanatçısı yeni yönetmeliği “kültür ve sanat ortamının muhafazakârlaştırılması hareketi” diye niteliyor. Ne dersiniz?
Ne diyeyim? Müneccim yaklaşımıyla karar vermek istemem. Durumu ve süreci gözleyeceğiz. Yaşamımın hiçbir döneminde muhafazakâr olamayan biri olarak söylüyorum.
Fotoğraf: Vedat Arık
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması