''Müstehcenlik manasında söylemedim"
Eski Başkentgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir'in, Ankara'da 7 öğrencinin öldüğü doğal gaz faciasıyla ilgili basın toplantısındaki, Vakit gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ahmet Can Karahasanoğlu'nun da aynı olayın ardından gazetede çıkan haberlerle ''ölenin hatırasına hakaret'' suçlamasıyla yargılanmalarına devam edildi.
Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, ilk celseye katılmayan sanık Demir ile ölen gençlerin aileleri ve tarafların avukatları katıldı. Demir'in, duruşmaya çok sayıda yakınıyla geldiği dikkati çekti.
Demir, sorgusunda, facianın ardından, basın toplantısıyla olayla ilgili bilgileri kamuoyuna duyurduğunu anlattı. Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını aldığını ifade eden Demir, üçüncü sorunun Star TV muhabirince yöneltildiğini bildirdi.
Muhabirin, ''Özel merakım nedeniyle konu dışı bir soru soracağım. Madem bürokrasiden geliyorsunuz, bürokratik arkadaşlarınızla toplantı yapıyorsunuz, neden kravatınız yok?'' diye sorduğunu kaydeden Demir, soruya, ''üzücü hadiseden etkilendiği için o gün kravat takmanın içinden gelmediği, bürokrasi nedeniyle günlük yaşamında kravat taktığı'' cevabını verdiğini belirtti.
Basın toplantısının ardından su içmek istediği sırada, aynı muhabiri gördüğünü bildiren Demir, şunları kaydetti:
''Elimle muhabiri işaret ederek, yüksek sesle, sert ve kızgın olarak, onun da duyabileceği şekilde 'Bir kravat hediye et de takayım. Sen neden benim kravatıma taktın? Benim böyle bir takıntım yok. Ben yaşadığım hadisenin sıkıntısı içindeyim. Orada nasıl bir manzara ile karşılaştığımı biliyor musunuz? Hiçbir ailenin, hiçbir insanın böyle bir şeye şahit olmasını istemem. Benim de o yaşlarda üniversiteye giden çocuklarım var. Ben de bir babayım, bir dedeyim. O çocukların her birisi bir tarafa düşmüş, kimisi yüzü koyun yerde, kimisi belden üstü yarı çıplak. Böyle bir hadiseyi bırakmış, kravatla uğraşıyorsunuz' mealinde sözler söyledim.
O akşam, Star TV'deki haberde, hiç aklımdan geçmeyen, hiç ağzımdan çıkmayan, ima bile etmediğim, 'kes yapıştır' yöntemiyle çarpıtılmış, toplantının tümünü vermeyen, insicam bozularak yayın yapılmış. Ertesi gün Anadolu Ajansı aracılığıyla basın açıklaması yaptım, ne demek istediğimi uzun uzun anlattım.''
Demir, ''basının sözlerini çarpıttığını, söylemediği sözlerin kendisine mal edildiğini'' savunarak, ölen çocukların hatırasını incitecek bir söz söylemediğini, kendisine kravat takmamasıyla ilgili soru soran muhabirin, gençlerin hatırasına saygısızlık yaptığını düşündüğünü kaydetti.
Ölen gençlerin ailelerinin avukatı Utku Emre Sez, mahkemeden, Demir'e, toplantıda, Başkentgaz'ın özelleştirme aşamasında olduğu, değerinin düşürülmemesi konusundaki sözlerini ''acılı haliyle nasıl sarf ettiğinin'' sorulmasını istedi.
Soruyu yanıtlayan Demir, gençlerin, rüzgarın ters etkisi sebebiyle daireye dolan gazdan zehirlendiğine ilişkin ilk bilgileri gazetecilere aktardığını, gazetecilerden bilgi alan bir milletvekilinin ise ''Ters rüzgar mı olurmuş? İşlerini yapsalardı, bu gençler ölmezdi'' dediğini anlattı.
Demir, basın toplantısında, bu sözler üzerine, ''Bu şirket 4 milyon Ankaralının malı. Şu anda özelleştirme sürecinde olan bir şirket. Uluslararası piyasada oluşmuş değeri var. Ankara halkının hakkını koruyabilmek için şirketi her türlü siyasi etkiden uzak tuttum. Siyasetçiler de azıcık hassasiyet göstersinler. Daha çocukların cenazesi soğumamış, bunların üzerinden rant elde etmeye çalışıyorlar. Azıcık bizim emeğimize saygı göstersinler'' dediğini ifade etti.
Demir, bir müştekinin sorusu üzerine, ''(Çocukların kimisinin belden üstü yarı çıplak) sözünü, müstehcenlik manasında söylemediğini'' bildirdi.
Söz alan bazı müştekiler, Demir'in açıklamalarından duydukları üzüntüyü dile getirdi.
Ölen gençlerden Turan Özgür Attila'nın babası Fehmi Murat Attila ise basın toplantısına ilişkin CD'de, Demir'in gazeteciler ile ''değişik konularda da polemiğe girdiğinin görüldüğünü'' ifade ederek, ''Cumaya gidiyorum, beni meşgul etmeyin tarzında konuşmalar... Yüce mahkemenin bunları da dikkate almasını istiyorum'' dedi.
Cumhuriyet Savcısı Fuat Hazer, soruşturma aşamasında çözülen CD'deki bazı noktaların anlaşılmaması nedeniyle, RTÜK'ten, basın toplantısına ilişkin tüm kayıt ve belgelerin istenilmesini, CD'nin yeniden incelenmesini ve çözümünün yaptırılmasını talep etti.
Yargıç Ayşe Serpil Aykut, basın toplantısına ilişkin kayıt ve belgelerin RTÜK'ten istenilmesine, kayıtlar geldikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İddianamede, Demir'in, Türk Ceza Kanunu'nun ''ölen kişinin hatırasına hakaret'' suçunu düzenleyen maddeleri uyarınca 4 yıla kadar hapsi isteniyor.
Karahasanoğlu'na açılan dava
Vakit gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ahmet Can Karahasanoğlu hakkında, olayın ardından gazetede çıkan haberlerle ''ölenin hatırasına hakaret'' suçlamasıyla açılan dava da aynı mahkemede görüldü.
İlk duruşmaya gelmemesi nedeniyle hakkında zorla getirme kararı çıkarılan Karahasanoğlu'nun katılmadığı duruşmada, müşteki aileler ve avukatları hazır bulundu.
Yargıç Aykut, Karahasanoğlu'nun savunmasının alınması için talimat yazılan Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'nden cevabın geldiğini, Karahasanoğlu'nun avukatının yetkisizlik itirazında bulunduğunu bildirdi.
Cumhuriyet Savcısı Hazer, zorla getirme kararına rağmen talimat mahkemesinde savunma yapmayan Karahasanoğlu hakkında gerekirse yakalama müzekkeresi çıkartılması ve savunmasının alınması için yeniden talimat yazılmasını istedi.
Yargıç Aykut, Karahasanoğlu'nun savunmasının alınması için Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesine bir kez daha talimat yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı erteledi.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Colani’nin arabası
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'