'Müzakere canlı olmayacaksa kapalı görüşme yapmayız'

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, "Biz müzakerenin koşullarını ve zemini oluşturmak üzere hükümet ile diyalog kurmaya hazırız. Yapacağımız görüşme canlı yayınlansın istiyoruz" dedi.

'Müzakere canlı olmayacaksa kapalı görüşme yapmayız'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.04.2012 - 12:36

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, sözlerine Ankara'nın Keçiören ilçesinde karbonmonoksit gazından zehirlenen 5 kişiye ve Eskişehir'de maden göçüğü kazasında yaşamını yitiren 4 işçiye Allah'tan rahmet dileyerek başladı. Demirtaş, şöyle dedi: "Bunlar iş katliamı, iş cinayetleridir. Belediyenin dağıttığı ucuz kömür ve yoksulluğun getirmiş olduğu imkansızlıklar nedeniyle bir aileden 5 kişi sadece ısınabilmek için yaktıkları sobadan zehirlenebiliyor."

'İki elimiz yakanızda'

98 gün önce Uludere'de Roboski Köyü'nde katliam yaşandığını belirten Demirtaş, "İki elimiz yakanızda. O sorumlular ortaya çıkacak. Hesabını vereceksiniz. Biz asla peşini bırakmadık iç hukukta uluslararası hukukta. 98 gündür tek bir yetkilinin ifadesi alınmış değil. Tutuklu olanlar var, kimler Roboski de Uludere'de katledilenlerin yakınları. Onlar tutuklu. Onlar kaymakama mukavemet etmekten tutuklu. Milletvekilleri, gazeteciler, belediye başkanı tutuklu" dedi.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun raporu hazırlayacağını, ancak tam bir aydır Genelkurmay Başkanlığı'ndan cevap beklendiğini kaydeden Demirtaş, şöyle dedi: "Genelkurmay Başkanlığı'nın Meclis'e uzaklığı 50 metre, 1 aydır yazının cevabı gelmedi. Neyi örtmeye çalışıyorsun, hasıraltı etmeye çalışıyorsun. Daha önceki yıllarda parlamentoya çok daha hızlı ulaşabiliyordunuz. Birileri hadi darbe yapalım dediğinde yarım saat içinde Meclis'i kuşatabiliyordunuz. Meclis bunun hesabını sormalı.İnsan Hakları Komisyonu bunun hesabını sormalı, soramıyorsa istifa etmelidir. İnsan Hakları Komisyonu Başkanı istifa etmelidir. Sorumlusu kimse 34 defa müebbet hapis cezasını gerektirecek bir suçla itham edilecek kimse Başbakansa başbakan Genelkurmay Başkanıysa Genelkurmay Başkanı bunun hesabını vermek zorundasınız. Bunun hesabını sormayan savcı soruşturmayı adil yürütmeyen mahkeme hepsi bu suça ortak olur. Gün gelir hesabını verir."

'Cezaevleri hükümetin utancıdır'

Cezaevlerindeki duruma değinen Demirtaş, "Hükümetin utancıdır. Adalet Bakanı'nın utancıdır. Hangi cezaevine istiyorsa beraber gidelim, basın ile birlikte gidelim, ne yaşanıyor o cezaevinde, hep birlikte görelim. 1500 kişi açlık grevinde. Hükümetin böyle bir gündemi yok. Cezaevinde işkenceye maruz kalan bütün tutuklu hükümlülere suçu ne olursa olsun her biri insandır. İçeride dolaşma hürriyetleri kısıtlanabilir, onun dışında kısıtlama yapılamaz diyoruz" dedi.
 

'Avukatlar Günü, 40'tan fazla avukat tutuklu'

5 Nisan Avukatlar Günü'ne dikkat çeken Demirtaş, "40'tan fazla avukat tutuklu. Bunlardan 35'i de Asrın Hukuk Bürosunun avukatları yani Öcalan'ın avukatlığını yapan 35 kişi. Neyle suçlanıyorlar, mektup getirdiniz mektup götürdünüz. Israrla savcının öğrenmek istediği şudur; İmralı'ya giden heyette kimler var, Oslo'da yapılan görüşmelerde kimler var, isimlerini istiyor savcı, avukatların bilgisi yok. Savcı ısrarla o heyette bulunanları dosyaya dahil etmeye çalışıyor. Bunu alamayınca hıncını avukatlardan çıkarıp avukatları tutukluyor" dedi.

Demirtaş, şöyle devam etti: "Fatura avukatlara çıkıyor. Hükümet kendi müsteşarını tek kişilik yasa çıkarıp koruyor. Ama avukatların evleri basılıyor, soruşturma açılıp tutuklanıyor. Madem Oslo görüşmelerine sahip çıkıyorsunuz madem İmralı görüşmelerini yürütenlere sahip çıkıyorsunuz avukatları niye kurban ediyorsunuz. Avukatlar rehine olarak İmralı ve Oslo görüşmelerine karşı rehine olarak tutuklanmıştır. Hükümet sahip çıkmamıştır.Madem müzakereye sahip çıkıyorsunuz madem diyoloğu seviyorsunuz, önemsiyorsunuz buyurun oradan başlayın, avukatlara önce sahip çıkın."
 

'70'ten fazla paket, rapor, plan, proje hazırlandı'

Son günlerde bir laf ortaya atıldığını ve yeni bir strateji yeni bir tartışma başlatıldığını ifade eden Demirtaş, "Hükümetin sahiplenmediği ortada kalmış bir müsteşarın ağzından çıktığı anlaşılan hükümetin de arkasında durmadığı bu stratejiyi geçiyoruz, bir kenara bırakalım. Varsa hükümetin stratejisi çıksın, açıklasın tartışalım ama AKP Genel Başkanı'nın bütün bu süreç içerisinde kullandığı bir cümle var, 'Terörle mücadeleyle siyasi uzantılarıyla müzakere' lafı. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 70'ten fazla rapor, paket, plan proje hazırlandı. Hepsi Kürt sorununun çözümüne dair raporlardır. Bunların içerisinde 'AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer' diyen de olmuştur. Paket çoktur" diye konuştu.

Demirtaş, şöyle devam etti: "1992 Eylül ayı 20 yıl önce Güneydoğu paketi masada.1 yıl sonra 1993 Güneydoğuya Bask modeli.1996 Erbakan'ın Güneydoğu paketi.1997 Güneydoğuya cennet paketi.2000 Güneydoğuya 107 önlem. 2012 devletin yeni Kürt planı. Tam 20 yıl önceki manşetin aynısı, biri çıksın farkı anlatsın."
 

'Biz paketten bıktık'

Paketten bıktıklarına dikkat çeken Demirtaş, "Siz bu paketleri açıklamaktan bıkmadınız. Devletin Kürt halkıyla ilişkisi pisikopata bağlanmış durumda. Ya beniminsin ya kara toprağın misali. Ne Kürt sorununu çözüyor ne Kürtleri rahat bırakıyor" dedi. Demirtaş, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu taktik hamle bu bir oyalama. Bunları de bir kenara bırakalım çözüm niyetiniz mi var, samimi misiniz, iradeniz mi var, bu konuyu konuşarak mı, görüşürek mi çözmek istiyorsunuz, buyurun, buyurun kapımız açık. Gerçekten siyasi çözüm projeniz varsa buyurun müzakerenin koşullarını, zeminini birlikte yaratalım. Şu anda zemin yok koşullar yok. Çünkü 2.5 yıl yürüttüğünüz bir müzakere vardı, niye koptu, bunları açıkladınız mı kamuoyuna, yeni bir süreç başlayacaksa eskisi hiç olmamış gibi nasıl başlayacaksın. Niye koptu, yeniden başlayacaksa o eksiklikler o hatalar yapılmasın. O yokmuş gibi davranabilir misiniz, yok."

'Hükümet ile diyalog kurmaya hazırız'

Hükümet ile diyalog kurmaya hazır olduklarını ifade eden Demirtaş, şöyle dedi: "Biz müzakerenin koşullarını ve zemini oluşturmak üzere hükümet ile diyalog kurmaya hazırız. Ve bir koşul bir şart olarak ifade etmiyorum ama yapacağımız görüşme canlı yayınlansın istiyoruz televizyonlardan, kim ne istiyor ne diyor kim niye karşı çıkıyor. Türkiye toplumu bunu bilsin. Çocuğunu askere gönderen anne bilsin. Nerede tıkanmış, kim tıkıyor. Buyursunlar görüşelim. Canlı canlı yayınlasın. Yok canlı yayın olmayacaksa da biz kapalı görüşme yapmayız. Müzakere yapmak isteyen samimi olur. Müzakerenin koşullarını oluşturma konusunda destek verir. Biz de BDP olarak bu sürecin gelişmesi için katkı sunarız. Ama öyle şartlı şurtlu değil. Sen bir yandan terörle mücadele ederim, öldürürüm, asarım, keserim, tutuklarım bir yandan da hiçbir şey olmamış gibi görüşürüm diyorsan kendini kandırmış olursun. 20 yıllık paketleri gördük. Tek yolu açık ve samimi müzakelerdir. İşin bütün aktörleri ve muhatapları usulüne uygun bir şekilde sürece dahil edilmelidir. Hükümette müzakereyi telafuz ediyorsa ciddi yaklaşmalı.Bizlerle müzakere yürütmek istiyorsa öncelikle hakaret dilinden vazgeçmek zorunda. Biz kimsenin uzantısı değiliz. Kimsenin siyasi temsilcisi değiliz. Halkın oylarıyla seçildik.Bizimle bu misyon bu sıfatla görüşübelirsiniz."
 

'Diyarbakır Valisi 'İlerde vekil olacağım' diyor'

Diyarbakır Valisi'nin yeni anayasa süreciyle ilgili imza standının kurulmasını engellediğini kaydeden Demirtaş, "Bu valinin genel başkanı da müzakereden söz ediyor. Siz kiminle neyi tartışmak istiyorsunuz. Bu Anayasa tartışmasını niye yapıyoruz. Komisyonda niye arkadaşlarımız var. Kim kimi kandırıyor. Halka umut dağıtmanın ne anlamı var. Vali yasaklarsa bakanın ya da Başbakan'ın yapması gereken şey o valiyi Diyarbakır'ı yasaklamak olmalıydı. Ama ileride takip edin milletvekili olacak o vali ödüllendirilecektir. Diğerleri öyle geldi çünkü buraya İstanbul Valisi öyle geldi buraya, biliyorlar. İşi çözmüş Diyarbakır Valisi. İlerde vekil olacağım diyor, ille de müsteşar olacağım diyor" dedi.
 

'Aldığımız nefese bile zam gelecek'

Hükümetin kaşla göz arasında Türkiye Cumhuriyeti tarihinin doğalgaz ile ilgili en büyük zammını yaptığını ifade eden Demirtaş, "Aslında bunun adı şudur; aldığımız nefese bile zam gelecek demektir. Elektrik ve doğalgaza zam gelmişse yediğimiz ekmeğe, zeytine, peynire kadar artık zam gelecek demektir. Sabah uyanınca elimizi yüzümüzü yıkadığımız suya sabuna vergi ödüyoruz, ekmeğe vergi ödüyoruz. Çiğnediğimiz sakıza vergi ödüyoruz, sabah kalkıyoruz akşama kadar vergi memuru gibi devlete vergi topluyoruz. Attığımız çöpten vergi alıyoruz. Yoldan ve köprüden geçerken yine para alıyoruz, hastaneye giderken yine vergi alıyoruz. Halk sokağa çıkıyor ödediğiniz vergiler size orada katı sıvı gaz haliyle geri dönüyor; cop, tazyikli su olarak biber gazı olarak ödediğiniz vergiden geri dönüyor" dedi.

Son zamdan dolayı ortalama hane başı faturalara 94 lira ek zam geldiğine işaret eden Demirtaş, vatandaşlara şöyle seslendi: "Çaresi yok mu var. Sokağa daha fazla çıkacaksınız. Ne yapıyorsunuz diye soracaksınız. Verdiğiniz oyun hesabını soracaksınız. Çıkıp verdiğiniz oyun hesabını sormanız lazım."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler