Nasa'dan onay çıktı
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, elektrik sorunu nedeniyle iki hafta önce fırlatılması ertelenen uzay mekiği Endeavour'un yarın uzaya gönderilmesini onayladı.
Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) yapılacak 16 günlük sefer, 30 yıllık NASA'nın uzay mekiği programının, sondan bir önceki uçuşu olacak. Atlantis'in Haziran ayındaki seferinden sonra uzay mekikleri emekliye ayrılacak.
Endeavour, uzay istasyonu için özel önem taşıyan bazı parçalarla, 2 milyar dolarlık atomaltı parçacık fiziği detektörünü de UUİ'ye taşıyacak. Nobel ödülü sahibi fizikçi Prof. Bill Gerstenmaier yönetimindeki uluslararası bir işbirliği projesi olan "Alpha Manyetik Spektrometre-2"nin (AMS-2) geliştirilmesine, 16 ülkeden 60 laboratuvar ve yüzlerce bilimadamı katıldı.
"AMS-2" parçaçık fiziği detektörü
NASA'nın internetteki sayfası "www.nasa.gov/shuttle"da yer alan bilgilere göre ABD, UUİ'ye robotik kolların da yardımıyla astronotlarca monte edilecek olan 7 ton ağırlığındaki AMS-2, dev mıknatısı sayesinde geniş bir manyetik alan oluşturacak.
Uzayda seyahat eden kozmik atomaltı parçacıklar, rotaları bükülerek detektörlere yönlendirilirken, 8 ayrı araçla, bunlar hakkında veri kaydedilecek. 16 ülkeden yüzlerce bilimadamı, bu verileri inceleyerek, evrenin yapıtaşları, antimaddenin varlığının izleri gibi bilinmeyenlere ilişkin bulgular elde etmeye çalışacak. Bu veriler, evrendeki pulsarlar, gama ışını patlamaları ve daha önce isimlendirilmemiş çeşitli fenomenler hakkında bilgi de sağlayabilecek.
Evrendeki atomaltı parçacıkların belirlenmesine yönelik deneyler yeryüzünde de yapılabiliyor ancak bunun, uzaydaki deneye göre bir çok dezavantajı var. Parçacıkların bir bölümü yeryüzüne erişmeden atmosfer tarafından engellenebiliyor. Örneğin Kennedy Uzay Merkezi'ndeki AMS, saniyede 400 parçacığı ölçerken, UUİ'daki AMS-2, saniyede 25.000 parçacığı ölçebilecek.
Bu parçacıkların bilimadamlarına neler anlatacağına ilişkin beklentiler ise şöyle:
Bilimadamları, fiziğin bazı temel sorularına yanıt bulmayı umuyor. Örneğin Hubble Uzay Teleskobu ile ölçümü yapılan evrenin genişleme hızından yola çıkılarak, evrenin, yıldızlar, galaksiler gibi bilinen, gözlemlenebilen maddelerinin, evrende olması gereken madde miktarının sadece altıda biri olduğu anlaşıldı. Bu da, görülemeyen, hissedilemeyen ve bu nedenle, ne olduğu bilinemediği için "karanlık madde" adı verilen ve evrenin, göremediğimiz, hissedemediğimiz halde aslında büyük bir çoğunluğunu kapsayan başka tür bir maddenin varlığına işaret ediyor. AMS-2 ile, varlığı tahmin edilen kara maddenin izleri tespit edilmeye çalışılacak.
AMS-2 ile, anti-maddeye ilişkin bilgiler de toplanacak. Anti-madde, olağan maddenin yapısına benzeyen ancak ters elektrik ve manyetik özelliklere sahip olan madde türü. Evrenin ortaya çıktığı Büyük Patlama Teorisine göre evrenin ilk anında madde ve anti-madde miktarları birbirine eşitti. Anti madde artık doğada gözlemlenmiyor. AMS-2 ile yapılacak 10 yıllık gözlemlerde, anti-maddenin, evrenin gözlemleyebildiğimiz kesiminde artık varolup olmadığı belirlenebilecek.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama