Nasıl Bir Barış?
Hepimizin bildiği gibi son günlerde “barış” istekleri iyice ayyuka çıkmaya, iyice prim yapmaya başladı. Oysa şunun altını çizerek söylemek gerekiyor: “.. Barış, o kadar kolay değil..” Bu, hangi barış? Nasıl barış? Kimlerle barış gibi sorulara vereceğimiz cevaplara sıkı sıkıya bağlı.. Biraz engebeli bir yol. Ancak, ulaşmak, başarmak mümkün.
Konuyu doğru kavramak açısından, maddeler halinde açmakta yarar var. Şöyle ki:
1- İlk yapılacak şey, tüm taraflar bir araya gelerek, çok aceleye getirmeden ve fakat pek fazla da gecikmeden, Irak’ın, Afganistan’ın, Mısır, Tunus ve Suriye’nin, kısaca, tüm Ortadoğu’nun “şipşak” fotoğraflarını çekip her örnek üzerinde doğru ve uzun yorumlar yaparak barış için acil çözümler üretmektir.
2- Çekilecek fotoğrafta görülecektir ki, Ortadoğu’daki tüm kavgaların da başaktörü, yine ABD’dir. Bu gerçeği görmeden yapılacak bir barış girişimi kalıcı olamaz. Bu nedenle, barışa taraf olanlar ABD’nin değil, kendi yazdıkları senaryolarla çıkmalıdırlar barış sahnesine..
Görünen köy kılavuz istemez. ABD hazırladığı ve uygulamaya devam ettiği son senaryosu ile Irak ve Afganistan yetmezmiş gibi şimdi de Suriye’yi yangın yerine çevirdi. Görünen o ki, Suriye’ye hâlâ bahar gelmedi, gelmeyecek de... Libya’ya, Tunus’a, Mısır’a bahar geldi mi ki, Suriye’ye gelsin? Hepsinde, kapkara bir kış, kargaşa, kan ve ölüm var.
Bilindiği gibi ABD, bu kanlı senaryosunun son halkası ile de, Ortadoğu’da Şiiliğin en dirençli kalesi İran ile başta Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın da bulunduğu Sünni İslamı karşı karşıya getirmeyi düşlemektedir. Umarın ABD’nin bu yeni kanlı oyununa ortak olunmaz...
Konumuz “barış” olduğuna göre, bu sadece kavga edenleri ilgilendirir. ABD bu kavganın tarafı değildir. O sadece petrolleri, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri için Ortadoğu’ya çöreklenmiş bir canavardır.
ABD’nin barışa etkisini yazmaya çalıştığım şu anda, rahmetli Ecevit’in bir basın ordusu karşısında “Öcalan”la ilgili şu sözleri geldi aklıma: “.. Vallahi ben hâlâ Öcalan’ın ABD tarafından bize niye teslim edildiğini anlamış değilim!..”
İşte, barışın anahtarı burada, bu sözde gizli... Barışın tüm tarafları ama Türkiye’de ama Ortadoğu’da, bahar mı geldi? Kış mı geldi? ABD kendi eliyle bize “Öcalan”ı niye teslim etti? “Açılım” nedir? Ortadoğu’da neler oldu, neler oluyor, daha neler olacak, gibi tüm sorulara doğru cevapları bulunmak zorundadır. Yoksa bu barış girişimi de bir kandırmacadan öteye gidemez...
3- Barışı sağlamanın en temel şartlarından biri de bu şölende herkesin yerini almasıdır. Türkler, Kürtler, Araplar.. Şiisi, Sünnisi, Şafisi, sağcısı, solcusu, dincisi... ve Ortadoğu’nun tüm halkları, barışa hazır mısınız? Hazırsanız işte meydan sizin, açın kollarınızı, kucaklayın dostça birbirinizi... Bitsin bu kan, bitsin bu savaşlar, tükensin tüm acılar, size bu yakışır...
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza