NATO güvenlik tehditlerini görüşüyor

NATO dışişleri bakanları toplantısına katılan ve bazı ikili temaslarda bulunan Davutoğlu, Afganistan'da helikopterlerinin acil iniş yapmasının ardından Taliban tarafından rehin alınan 8 Türk vatandaşıyla ilgili "Bize bir kaza ve bunun sonucunda kayıp haberi geldiğinde sağlıkları konusunda çok kaygılanmıştık. Hamdolsun vatandaşlarımızın sağlığının iyi olduğunu birçok kanaldan teyit ettik. Afgan Dışişleri Bakanı da bunu teyit etti. Yine birçok kanalı kullanarak biran önce özgürlüklerine kavuşmaları için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz" dedi.

Davutoğlu, NATO toplantısında görüştüğü Afganistan Dışişleri Bakanı'nın da bu konuda her türlü çalışmayı yürüttüklerini söylediğini aktardı.

Kerkük'teki olaylar

Davutoğlu, Kerkük'te güvenlik güçlerinin göstericilere müdahalesi sırasında çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesini üzüntüyle karşıladığını söyledi.

"Dost ve kardeş Irak'ta dökülen her damla kan bizim yüreğimizi sızlatıyor. Hangi etnik ya da mezhepsel kökenden olması önemli değil" diyen Davutoğlu, son dönemde saldırıların arttığını ve bu olaylarda Türkiye'nin yaralıları getirerek tedavilerini sağladığını hatırlattı.

Davutoğlu, "Bu acıların bir daha yaşanmaması için Irak'ta bütün tarafları kuşatan bir siyasal yapı kurmak zarurettir. Irak'ta öylesine karmaşık ve girift bir etnik ve mezhepsel kompozisyon var ki herhangi bir grup dışlandığında Irak'ın huzurunu, sukunetini sağlamak mümkün olmaz. Bu konuda Irak hükümetinin gerekli duyarlılığı göstermesi büyük önem taşıyor" ifadesini kullandı.

Ahmet Davutoğlu, tüm demokratik toplumlarda gösteri yapma hakkının en temel haklar arasında bulunduğunu ve bunun barışçıl bir şekilde yapılmasının önem arz ettiğini vurguladı.

Davutoğlu, "Buradan herkese idital ve karşılıklı anlayış çağrısında bulunuyoruz çünkü Irak'ın artık kaybedecek ne tek bir insanı ne de zamanı var" dedi.

Kerry'nin Gazze ziyaretiyle ilgili sözleri

Bakan Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile NATO toplantısında kısa bir görüşme gerçekleştirdiğini ve muhatabının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze ziyaretiyle ilgili sözlerinin de gündeme geldiğini anlattı.

Davutoğlu, "Zaten Başbakan Yardımcımız gerekli açıklamaları yapmıştı. Bir kez daha onu teyiden vurgulamak isterim, Türkiye bütün bu dış politika konularında kararlarını kendi iradesiyle alır" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Sayın Kerry ile bunu paylaştık. Gerçi bu açıklamanın içinde Kerry bir taraftan da 'nihai olarak kendi takdirleridir' diyor. Bunu da (görüşmemizde) bana söyledi. Basın tek bir cümleyi alınca, manşete çıkarınca yaklaşımı o (cümle) belirlemiş oldu. Her ne surette olursa olsun kendisiyle bunu da paylaştık. Ben bu konudaki kararlılığımızı ve bu tür açıklamalardan kaçınmak gerektiği hususunu kendisiyle paylaştım" dedi.

Davutoğlu, Gazze ziyaretiyle ilgili bugüne dek spesifik bir tarihin verilmediğini belirterek "Buradan bir kriz çıkarmaya çalışmamak lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Davutoğlu, "En doğru zamanda, her zamanki gibi en doğru barış mesajı ve yaklaşımıyla Sayın Başbakanımızın Gazze ziyareti gerçekleşir. Bütün Gazzeliler ve Filistinliler bunu uzun yıllardır hasretle bekliyor" diye konuştu.

AKPM'nin Türkiye raporu

Ahmet Davutoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nda onaylanan Türkiye raporuyla ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:

"Bütün bu yapılan demokratikleşme çabalarından sonra Türkiye'nin bu izleme sürecinden çıkması gerektiğini düşünüyorduk ama farklı bir oylama neticesi ortaya çıktı. Bu bizim demokratikleşme yönünde atacağımız adımlar konusundaki kararlılığımızı o veya bu yönde etkilemez."

Davutoğlu, "Raporu okursanız, PKK'nın faaliyetlerini terörist faaliyet olarak tanımlayan birçok cümlenin raporda yer aldığını görürsünüz" diyerek raporda değiştirilen bazı ifadelere Türk parlamenterlerin gereken tepkiyi verdiğini hatırlattı.

Bakan Davutoğlu, "AKPM'nin bu raporu PKK'nın terörist listesinde olup olmamasını etkileyecek bir rapor değil. Gündemi de gerekçesi de o değil. Dolayısıyla bundan özel bir anlam çıkarmaya çalışmak doğru değil ama biz gerekli tepkiyi uygun usullerle her zaman verdik ve veriyoruz" dedi.

İkili temaslar

Davutoğlu, NATO toplantısında Hırvat mevkidaşı Vesna Pusiç ve Arnavut mevkidaşı Aldo Bumçi ile bölgesel ve ikili konuları görüştü

Davutoğlu ayrıca diğer NATO üyeleri Romanya ve Polonya dışişleri bakanlarıyla NATO üyeliği bekleyen Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ ve Gürcistan'ın dışişleri bakanlarıyla toplantı yaptı.

3 4 formatındaki görüşmede bölge ülkelerinin üyelik süreçleri ve İttifak'la ortaklık ilişkileri ele alındı.

'Kimyasal silah kullanıldığını doğrulayacak bilgiler bulunmadı'

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, "NATO'nun, üyelerini potansiyel kimyasal silah tehdidi dahil olmak üzere Suriye tehdidinden korumaya nasıl hazırlandığını topluca ve dikkatlice değerlendirmeliyiz" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddiaların, olay bölgelerine gönderilecek uluslararası bağımsız uzmanlarca araştırılmasını istedi.

Lavrov, Irak'ın işgali öncesinde bu ülkenin kitle imha silahları geliştirdiği şeklindeki iddiaların asılsız çıktığını hatırlatarak, aynı oyunun Suriye'de sahnelenmemesini istedi.

İsrail askeri istihbaratı araştırma birimi başkanı Tuğgeneral Itai Brun, "Anladığımız kadarıyla Esed rejimi son birkaç ayda birkaç defa muhaliflere karşı ölümcül kimyasal silahlara başvurdu" iddiasında bulunmuştu

"Şam rejiminin yanlış anlayamayacağı bir mesaj verilmelidir"

Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen, toplantı öncesinde basına yaptığı açıklamada, "Uluslararası toplum Şam rejiminin yanlış anlayamayacağı bir mesaj, tek ses olarak güçlü bir mesaj vermelidir" dedi. Suriye'de yaşananlar için "gerçek bir trajedi" ifadesini kullanan Rasmussen, gelişmelerin bölgesel güvenlik ve istikrara tehdit oluşturduğunu söyledi.

Rasmussen, "Şam'daki rejim tek çıkış yolunun Suriye halkının meşru özlemlerinin gereğini yerine getirmek olduğunu ne kadar erken anlarsa o kadar iyi" diyerek, uluslararası toplumun bu doğrultuda Beşşar Esad rejimine çok net bir mesaj vermesi gerektiğini vurguladı.

"Hepimiz Suriye'de durumun kötüleşmeye devam ettiğini görebiliyoruz. İttifak'ın güvenliğine muhtemel sonuçları da olabilecek bölgesel yan etkiler riskini gözardı edemeyiz" şeklinde konuşan Rasmussen, NATO'nun hızla Patriot sistemlerini konuşlandırarak Türkiye'ye desteğe verdiğini fakat ihtiyatlı olmaya devam edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Rasmussen, toplantıda Kuzey Kore'nin "provokatif eylemleri ve tehdit edici açıklamalarını" da tartışacaklarını belirterek, bölgesel ve uluslararası istikrar ve güvenliğe ciddi bir meydan okumada bulunan Pyongyang yönetimine uluslararası toplumun güçlü bir mesaj göndermesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun temsil ettiği NATO toplantısında, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un katılımıyla İttifak'ın Moskova'yla ilişkileri de masaya yatırılacak.

'Suriye güvenliğimizi doğrudan etkileyebilir'

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Suriye'de kimyasal silahların NATO'nun güvenliğini doğrudan etkileyebileceğini söyledi. NATO dışişleri bakanları toplantısında basına konuşan Rasmussen, Suriye'deki krizin bölgeye yayılma ihtimalinin kendilerini son derece endişelendirdiğini belirtti.

Rasmussen, şöyle konuştu: "Müttefikimiz Türkiye, sınır aşırı olaylarla ve yoğun ilticacı akınıyla karşılaştı. Suriye'de balistik füzelerin kullanımından ve kimyasal silah kullanılması potansiyelinden son derece endişeliyiz. (Suriye'de) NATO rolü için bir çağrı olmasa da bu meydan okumalar çözülmezse güvenliğimizi doğrudan etkileyebilir. O nedenle son derece ihtiyatlı olmaya devam edeceğiz."

Rasmussen, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığına dair istihbarat raporları hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Anders Fogh Rasmussen, NATO'nun Türkiye'nin etkin korunması ve savunulması için her türlü plana sahip olduğunu vurguladı.

Suriye'de tek çıkış yolunun siyasi çözüm olduğunu kaydeden Rasmussen, uluslararası topluma Suriye konusunda sağladığı Cenevre mutabakatını somutlaştırması çağrısında bulundu.