Ne yerli ne de milli

Türkiye'de yabancıların servetinin milli gelire oranı yüzde 83'ü aştı. Bankacılık sektöründe yabancı payı yüzde 47'ye yükseldi.

Yayınlanma: 11.01.2018 - 22:13
Abone Ol google-news

Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP yetkililerin son dönemde en çok kullandığı kelimeler “yerli ve milli” ancak ekonomik veriler bu söylemle çelişiyor. Türkiye ekonomisi ayakta kalmak için giderek daha fazla yabancı sermaye akımlarına bağımlı hale gelirken, dış borç, cari açık, yıllık dış finansman ihtiyacı gibi rakamlar giderek şişiyor. Bunlarla birlikte, servet mülkiyetindeki yabancılaşma oranı da giderek artıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) yayınladığı Uluslararası Yatırım Pozisyonu İstatikleri’ne göre, Türkiye’nin dış yükümlülükleri Eylül 2017 itibarıyla 666 milyar dolara ulaştı. AKP’nin iktidara geldiği yıl 147 milyar dolar olan bu rakam, Türkiye’de servet mülkiyetinin giderek yabancılaştığını ortaya koyuyor. Türkiye’nin dış varlıkları aynı dönemde 226 milyar dolar olurken, net uluslararası yatırım pozisyonu açığı 440 milyar dolara ulaşmış durumda.

Yabancıların doğrudan yatırım, hisse senedi, tahvil alımı, mevduat, özele ve kamuya verilen krediler aracılığıyla sahip olduğu serveti yansıtan Türkiye’nin dış yükümlülüklerinin milli gelire oranı da ciddi şekilde arttı. 2017 yılında Türkiye’nin milli gelirinin dolar cinsinden yaklaşık 800 milyar dolar olması beklendiği göz önüne alındığında, Türkiye’nin dış yükümlülüklerinin milli gelire oranı yaklaşık yüzde 83’e ulaştı. 2002’de bu oran yüzde 62 düzeyindeydi.

Konuyu son dönemde sıkça gündeme getiren Prof. Dr. Korkut Boratav, Uluslararası Yatırım Pozisyonu rakamlarının mülkiyetin belirgin boyutlarda yabancılaşmasını ve Türkiye’nin dışa bağımlılığını olduğunu ortaya koyduğu vurguluyor.

Borsada yabancı payı yüzde 65

İktidarın “yerli ve milli” söylemiyle çelişen başka ekonomik veriler de var. Örneğin; Türkiye’de bankacılık sektörünün yüzde 47’si yabancıların elinde. Borsa İstanbul’da bu oran yüzde 65 düzeyinde. Türkiye’nin yabancı sermaye akımlarına bağımlılığı nedeniyle 2018’deki dış finansman kaynağı ihtiyacı, yaklaşık 210 milyar doları buluyor. Türkiye’nin toplam ithalatı 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 17.9 artarak 234 milyar dolara ulaştı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 129 milyar dolar olan Türkiye’nin brüt dış borç stoku, Eylül 2017’de ise 438 milyar dolara yükseldi. 2002 yılına göre artış yüzde 239 oldu. TL’deki değer kaybına paralel olarak yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 2017 sonu itibarıyla 165.4 milyar dolara yükseldi. 2012’de döviz mevduatları - TL mevduatı oranı yüzde 48 iken 2017’de bu oran yüzde 62’ye yükseldi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon