Netanyahu'ya "Türkiye'yi gündeme al" çağrısı
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'dan, Türkiye konusunun ciddi bir biçimde ele alması ve gündeminin ilk sıralarına yerleştirmesi istendi.
Haaretz gazetesince İsrail'in eski Washington Büyükelçisi ve Tel Aviv Rektörü, Ortadoğu uzmanı İtamar Rabinovich imzası ile yayımlanan makalede, Türkiye'nin Suriye ve İran'a daha da yanaşmasının önlenmesi ve ikili ilişkilerin iyileştirilmesi için Başbakan Netanyahu'nun devreye girmesi istendi. Makalesine "Büyükelçi krizine" gönderme yaparak ve Netanyahu'ya yönelik bir çağrı ile başlayan Rabinovich şunları yazdı:
"Şimdi ki hakaretler ve özür dileme melodramı sona erdiğine göre, İsrail hükümeti, bizim ulusal güvenliğinin en önemli unsularından biri olan Türkiye ile ilişkilerdeki meydan okumaları ciddi olarak ele almalıdır. Gerekli olanı da, rutinlerden uzaklaşmak ve her şeyden önce başbakanın krizinin yönetiminde angaje olmasıdır."
Ankara ile Kudüs arasındaki gergin ilişkilerin tüm bölgedeki güç dengesini etkilediğini de vurgulayan Rabinovich, on yıl önce Türkiye'nin ABD müttefiki olduğunu ve İsrail ile geniş ilişkilerinin bulunduğunu belirtti.
"İran-Suriye-Türkiye üçgeni tehlikesi"
İsrail'in eski başmüzakerecisi Rabinovich, son yıllarda Türkiye'nin Suriye ve İran'a doğru kayarken, ABD'den uzaklaşırken İsrail'e zehir gibi eleştiriler yönelttiğini savunduğu makalesinde şöyle devam etti:
"Eğer, daha çok kayarsa, Washington, İsrail ve ılımlı Arap ülkelerinin aleyhinde, Ortadoğu politikalarının kilit bir unsura dönüşecek bir İran-Suriye-Türkiye üçgeninin bir parçası haline gelebilir."
Türkiye'nin dış ve iç politikalarının, soğuk savaşının sonu, AB'nin fiilen Türkiye'nin üyeliğini reddetmesi ve "İslamcı partinin ülkenin güç merkezlerini ele geçirmesi" gibi İsrail'in kontrolü dışındaki gelişmelerin sonucunda değişime uğradığı savunulan makalede, Türkiye'de "laik partilerin zayıf" olduğu, "ordunun felce uğradığı", Erdoğan hükümetinin de "sistematik bir biçimde muhalefetin geri kalan güç merkezlerini süpürdüğü" iddialarına yer verildi.
"Türkiye, Arap dünyasının radikal kampına katıldı"
Bu koşullarda İsrail'in yapabileceği fazla bir şey olmadığı belirtilirken, "Sovyet Birliği artık yok ve Türkiye, Arap dünyasındaki radikal kampına katıldı. Washington ve Avrupa'nın etkisi azaldı" savlarının da dile getirilmesinden sonra şu görüşlere de yer verildi:
"Türkiye ile bağlarında İsrail'in hala ellerindeki en büyük kartları, karşılıklı ekonomik ve güvenlik çıkarlardır, iktidardaki Türk partisinin ordunun ve İsrail yanlısı unsurlarının görüşleri göz önünde tutması gereği ve ülkenin bölgesel politikalarında merkezi bir rol oynama hedefidir. Türk liderliği, Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk yapmak veya Filistinlilere yardımcı olabilmek için İsrail ile diyalogun sürdürülmesi gereğinin farkında."
"Koordine çaba gerek"
İtamar Rabinovich, İsrail'in ellerinde kartlarından avantaj sağlayabilmesi için hükümetin zirvesince yönetilecek koordine bir çabaya ihtiyaç duyulduğunu savunurken de şunları yazdı:
"Geçen hafta verilen zararın önemli bir bölümü, Başbakan daha erken devreye girse önlenebilirdi. Koordine eylemleri ve sorumlulukların paylaşımını sağlamalı. Türkiye'deki büyükelçilik ve konsolosluklar da güçlendirilmelidir. Türkiye hala, gelişmiş bir ekonomi ve altyapısı olan demokratik ve İsrail'in angaje olması gereken bir ülkedir. Ayrıca, Türklerin büyük önem vermeye eğilimli oldukları 'Yahudi diplomasisi' de hayata geçirilmeli. Yunalılar ve Ermenileri keskin düşman haline getirdikten sonra aynısını Yahudi halkına yapmak istemiyorlar.
Bu, meyveleri erken toplanmayacak zor ve karmaşık bir görev. Başbakan bunu gündeminin ilk sıralarına yerleştirmeli."
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi