'Niş pazarlarını keşfedip ihracatımızı artırabiliriz'

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, niş (rekabet olmayan, keşfedilmemiş) pazarları keşfedip, dağıtım kanalları ve lojistik imkanları kullanarak, o bölgelerde yaşayan üniversite mezunu, masterlı Türk gençlerini çalıştırarak ihracatın artırılabileceğini söyledi.

'Niş pazarlarını keşfedip ihracatımızı artırabiliriz'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.07.2010 - 10:09

İhracatçı Birlikleri temsilcileri, 17-23 Temmuz 2010 tarihlerinde düzenlenen ABD gezisini değerlendirdiler. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ABD'de çok büyük şirketler olduğunu, Çin'den büyük miktarda ithalat yaptıklarını, bunlarla rekabet etmekte fiyat açısından zorlandıklarını anlattı. Bunu aşmak için orta ölçekli şirketlerin dağıtım ağlarına girilmesi gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, ''hedefimiz eyalet bazında sektörleri, karşılıklı heyetleri bir araya getirmek olacak. İki ülkenin stratejik ortaklıkla ilgili aldığı karar son derece önemli. Yapılan önemli bir adım'' dedi.

Gerek Atlanta, gerekse Houston'daki üst yöneticiler (CEO) toplantılarının son derece önemli olduğunu anlatan Büyükekşi, şunları söyledi: ''Atlanta'daki yemekte yanımda oturan Aaren's Inc Başkanı R. Charles Loudermilk'in 3 milyar dolar ithalatı olan bir ithalatçıydı. Dünya ihracatımızdaki payımız kadar ABD'ye ihracat yapsak 18 milyar doları buluruz. Oysa 2009 yılında 3,2 milyar dolar. Çok yetersiz bir rakam. 2001 yılında toplam ihracatımızda ABD'nin payı yüzde 10 iken şu anda yüzde 3'e inmiş durumda. Ticaretimizi geliştirmemiz bizim açımızdan son derece önemli.'' Şikago'da ihracatçılarla bir toplantı yaptıklarını, ikili işbirliği anlaşmasını önümüzdeki 1 ay içinde imzalayacaklarını bildiren Büyükekşi, Atlanta'da da işbirliği anlaşması yapacaklarını açıkladı.

'Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması gerekir'

Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini belirten Büyükekşi, ''nasıl vizeler kaldırılca ticaret arttıysa, engeller kaldırılınca da ticaret artıyor. Bu tür çalışmalar ihracatın yolunu otobana çevirecek. Küçük ve orta ölçekli işletmelerle işbirliğini artıracak. İhracata olumlu yansıyacak'' diye konuştu. Bu gezinin son değil, bir ilk olduğunu vurgulayan Büyükekşi, şöyle devam etti: ''Türk Hava Yolları'nın (THY) yeni uçuş başlattığı yerlere ihracat artıyor. Şu anda THY, New York ve Washington'a uçuyor. 3 Aralık 2010'da Washington'a, 3 Mart 2011'de Los Angeles'a uçmaya başlayacak. Houston'dan da talep oldu. Gerek Afrika, gerek Uzakdoğu'da bunun katkısını gördük. Niş (rekabet olmayan, keşfedilmemiş) pazarları keşfedip, dağıtım kanalları ve lojistik imkanları kullanarak, o bölgelerde yaşayan üniversite mezunu, masterlı gençlerimizi çalıştırarak ihracatımızı artırabiliriz.''

İTHİB Başkanı Gülle

Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, gezideki beklentilerinin burada bağlantılar kurup ihracat yapmak olmadığını, en azından bununla ilgili bir altyapı çalışması yapmak, gidilmemiş eyaletlere gitmek olduğunu kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanının ABD'de ilk defa hiç ziyaret edilmemiş eyaletlere gittiğini bildiren Gülle, şunları söyledi: ''Burada her sektörün şansı yok. Kendi adımıza biz varız. Yapılan ihracatın yarısı tekstil ve konfeksiyon. Belki hammadde, kimya, gıda olabilir. Bu gezi işin birinci adımıydı. Bundan sonraki adımlar yapılmadığı zaman bu ziyaret de sadece bir ziyaret seyahati olarak tarihte yerini alacaktır. ABD pazarına tekrar ağırlık vermek gerekir. Dünyanın en büyük ekonomisi. Çok kolay değil ama imkansız da değil. Netice de satan satıyor. Alan da alıyor. Bazı pazarlara girmenin kilidi sadece reel bir para birimi. Bazı pazarlara kaliteniz uymaz gidemezsiniz. Bazı pazarlarla rekabet edemezsiniz. Ama bu pazarda rekabetin en önemli şeyi kur.'' ABD pazarına bu senenin ilk 4 ayında 70 milyon dolarlık ihracatları olduğunu, yıl bazında 200 milyon doları bulduklarını bildiren İTHİB Başkanı, pek çok Amerikan markasına direkt ya da endirekt yoldan mal verdiklerini, uygun ortamı yakaladıklarında bu pazara mal satabileceklerini söyledi.

Çimento ve Toprak Ürünleri Birliği Başkan Yardımcısı Kayan

Çimento ve Toprak Ürünleri Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı, Orta Anadolu Çimento ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Bahadır Kayan, seramik sektörünün ABD'yi keşfetmiş bir sektör olduğunu belirtti. Kayan, şöyle konuştu: ''Batısında, doğusunda, güneyinde, kuzeyinde kim vardır, hangi distribütörler önemlidir. Sistem nasıl çalışır, lojistik en iyi nerededir. Biliyoruz. Bu geziye katılan her sektörün aynı durumda olmadığını, bu nedenle kesinlikle faydalı bir gezi olduğunu düşünüyorum. Seçilmiş noktalar aslında lojistik bir giriş noktası. Şikago çok doğru bir yerdi. Önemli görüşmeler yapıldı. Los Angeles zor bir yer. Bizim gemilerimiz 5 haftada gidiyor. Bizim açımızdan güney çok önemlidir. Florida çok büyük bir pazardır. 2005-2006 yılları ABD bizim için birinciliğe oturdu. Ama konjonktür inanılmaz değişti. Amerika affı olmayan bir pazardır. Standartları, beklentileri çok yüksek ama siz hata yaptığınız zaman 1 liralık hatadan 10 lira çıkarmaya çalışırlar. Gezi amacına kesin ulaştı.''

Seramikte dünyanın en büyük pazarının ABD olduğunu, şu anda ihtiyacının üçte ikisini ithal ettiğini belirten Kayan, şöyle devam etti: ''Bir ara 200 milyon metrekareye çıktılar ama şimdi 150-160 milyon metrekare ithalata düştüler. Bizim toplam ihracatımız 80 milyon metrekare. Şu anda ABD'nin ihracatımızdaki payı yüzde 3-4. 2006'da 12 milyon metrekareyken bu yılın ilk 6 ayında 1,2 milyon metrekareye indi.''
 

Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Tolunay

Deri ve Deri Mamulleri Sektörü Kurulu Başkan Yardımcısı, İstanbul Deri ve Demir Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Lemi Tolunay, deri sektörünün ABD pazarında en büyük şansı olan sektör olduğunu anlattı. ABD'nin 5-6 yıldır girmeye çalıştıkları, çok arzu ettikleri bir pazar olduğunu belirten Tolunay, şunları söyledi: ''Çünkü dünya deri ticaretinin yüzde 30'u Amerika'da. Bu pastadan pay almak kararındayız. Toplam dünya deri ticareti 152 milyar dolar. Bizim ihracatımız kayıtiçi, kayıtdışı topladığınız zaman 2,5 milyar dolar. ABD'de komik durumdayız. 2008 yılı rakamlarına göre ABD'ye ihracatımız 75 milyon dolar. Fakat doğrudan olmayan çok ihracatımız var. Türkiye'de üretim yapan ayakkabı fabrikaları İtalyan ayakkabısı adı altında İtalya üzerinden ABD'ye gidiyor. Dünyanın ünlü markaları çantalarını, aksesuarlarını Türkiye;de yaptırıyorlar ve ABD'ye satıyorlar.''

Türkiye'nin kapasite açısından düz deri işlemede dünya dördüncüsü, Avrupa'da İtalya'dan sonra ikinci, kürklü deride, kuzu kürkünde kayıtsız şartsız dünya birincisi olduğunu vurgulayan Tolunay, şöyle konuştu: ''Yanımıza yaklaşan yok. Açık ara ilerdeyiz. Bir ara İspanya vardı. O da devreden çıktı. Kapasite, personel, teknoloji sorunumuz yok. Bütün hikaye stratejik olarak pazara kanalize olabilmek. Olay finansal güce dayanıyor. Bir noktadan sonra nefesimiz yetmiyor. Birinin elimizden tutup çekiştirmesi gerekiyor. Şikago ve Los Angeles bizim için çok doğru. Görevimizi tam yapsak ABD'de 1-1,5 milyar dolarlık ihracat yapmamız işten bile değil. Ama bunun için altyapıyı, yerinde servisi kurmamız lazım. Bu gezi çok güzel bir başlangıç.'' Lemi Tolunay, küçük baş hayvan derisinin yüzde 50'sinin, büyükbaş hayvan derisinin ise yüzde 75'nin ithal edildiğini, konuyu Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'e de anlattıklarını, bakanın da olayın farkında olduğunu kaydetti.
 

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı Demir

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı Gözde Demir, heyette genç bir kadının bulunmasının insanları şaşırttığını anlattı. ''Görüştüğümüz kişilerle de kadınlarla ilgili bir proje yapalım isteği var. Kadınlar olarak ABD'ye gezi konusu gündemimizde var. Bundan sonra ben buna çalışacağım'' diyen Demir, şöyle devam etti: ''Zaten Amerikalı şirketler Çin'de fabrika yapıp, malı ABD'ye götürüyor. Bu işten Amerikalı şirketler para kazanıyor. ABD'ye mal satarak inanılmaz bir fark yaratacağımızı düşünmüyorum. Ortaklıklardan Türk şirketlerinin öğreneceği çok şey var. Profesyonellik gibi. Türkiye'de ortak yatırımla ABD'yi buraya getiriyorsunuz ve çok daha güçlü bir şekilde açılabiliyorsunuz. Amerikalıları Türkiye'nin lojistik imkanlarını sağlayarak bizde yatırıma yöneltmeliyiz. ABD'ye mal satmak benim en iyi olduğum alan değil. Benim en iyi olduğum alan lokasyonum. Her yere kolay gidebilmem. Çin'e göre avantajım var.''

 

İSO Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan, gezinin Türkiye'nin ABD ile ilgili ezberini bozan bir gezi olduğunu bildirdi. Bahçıvan, Türkiye'nin ABD'ye bakış açısının çok güçlü bir ticari akıl olarak oluşmadığını, bakış açısının daha ziyade savunma, siyasi ve bürokratik bakış açısının hakim olduğunu kaydetti. ABD ile daha çok büyük ve güçlü Türk firmalarının yaptığı karşılıklı ilişkiler olduğunu belirten Bahçıvan, şunları söyledi: ''Küçük ve orta boy işletmelerimizin, orta boy firmalarımızın ticaret denince ABD aklına gelebilmiş değil. Bakış açısı askeri, siyasi ve bürokratik boyutta. Sıkıştığımız zaman yardım aldığımız bir ülke boyutundaydı bugüne kadar. Öyle olduğu zaman da ABD perspektifimiz New York ve Washington boyutunda oluşuyor. ABD'nin her bir eyaleti bir ülke. Eyalet bazlı, eyalet ve ürün odaklı çalışma yapıldığı takdirde mevcut ihracatın kat be kat üstünde bir Amerika resmi ortaya çıkması çok rahatlıkla mümkün olacak. Tabii ki ABD kolay değil, rekabet koşulları çok zor ama kabul edelim ki dünya demek Amerika demek. Herşey büyük, pazar da tüketim de arabalar da yollar da harcamalar da büyük. Biz de o kadar az bir noktadayız ki, yüzde 100 büyüseniz ABD pazarında binde 4, yüzde 200 büyüseniz binde 6 olacaksınız. Ben Türkiye'nin müteşebbislerinin, ihracatçılarının bütün zorluklara rağmen, Amerikan pazarında doğru odaklanıldığı takdirde bugünkü seviyelerin kesinlik ve kesinlikle çok daha üzerinde elde edebileceği bir başarı fırsatları görüyorum. Başlatacağımız yer zaten başarılı olacağımızı çok net gösteriyor. Öyle bir sığ noktadayız ki. Bütün işadamlarımız ABD'yi eyalet bazlı çok daha iyi tanımaları gerekmekte. Eyalet olarak bu çalışmaların çok daha iyi analizler yapılması gerekiyor. Mutlaka ABD'nin içinde yaşamak lazım. ABD'yi daha proje bazlı, daha yerinde analizler yapılan, uzun vadeli politikalar oluşturan yapıda gerçekleştirdiğimiz takdirde Çin'in elde etmiş olduğunun yüzde 3'ünü elde etsek 10 milyar dolara ulaşırız. Bu çok zor olmasa gerek. ABD'nin bir takım sıkıntılar var. Bir de ABD'den ticari ilişkilerimizin çok mükellefiyeti var ve bunu zorlamalıyız.''
 

Makine ve Aksamları İhracat Birliği Yönetim Kurulu üyesi Acarkan

Makine ve Aksamları Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı, Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Serol Acarkan, ABD'nin çok büyük bir pazar olduğunu, buraya girmenin kolay olmadığını, durmadan çalışmak gerektiğini söyledi. Bu pazara girmenin makine sektörü için biraz daha zor olduğunu vurgulayan Acarkan, şöyle konuştu: ''Bir numara olana makine satmanız o kadar kolay değil. ABD'ye 289 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Bunun büyük çoğunluğu aksam. ABD'den ithalatımız 500-600 milyon dolar. Esas ticareti savunma sanayi yapıyor. Burada büyük ticaret merkezi kurmamız, bu merkezde her sektörün elemanları ve başında da ticaret müşavirliğinden biri olmalı. Buraya yaş meyve satamazsınız. Hedeflediğiniz sektörler olmalı. Bu sektörün tüm lobi faaliyetlerini yapmak lazım. Tamamen pazarlama faaliyeti yapmak gerekir. Buraya ayrıca Eximbank'ın kredi tanımlaması yapıp, makineyi alanı 4-5-6 sene finanse etmesi lazım. Rakipler, Almanya, İngiltere, Güney Kore, Çin dahi bunu yapıyor. Bizim finans gücümüz yetmez.''

Makine sektörünün 10 milyar dolarlık ihracatı olduğunu bildiren Acarkan, ithalatın ise 23 milyar dolar olduğunu, petrolden sonra en fazla açık makine sektöründe olduğunu anlattı. Kendilerinin ithal edilen 17 milyar dolarlık makineyi yapabileceklerini, kalan 4-5 milyar dolarlık bölümü yüksek teknoloji olması nedeniyle üretemeyeceklerini vurgulayan Acarkan, şöyle devam etti: ''Şu anda Türkiye'ye öyle bir zarar veriliyor ki, kullanılmış makinede yaş sınırını kaldırdılar. Adam gidiyor 10 yıllık makineyi getiriyor. Türkiye'de yapılamıyorsa al. Türk malı bozulduğu zaman ortalık ayağa kalkıyor ama yabancı bir malda hiçbir şey yapılmıyor. Biz dolaylı olarak 500 bin kişiye iş sağlıyoruz. İstihdamı da kalkınmayı da çözecek tek şey var o da makine. Onun dışında bir kalkınma modeli yok.'' Acarkan, makinenin ana ihracat alanının Avrupa olduğunu, Rusya, Irak, İran, Mısır, Kuzey Afrika gibi yakın ülkelere de makine ihracatı yapıldığını kaydetti.
 

Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Gürel

Tütün ve Mamulleri Sektör Kurulu ile Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Noyan Kazım Gürel, ABD gezisinin başlangıç olması nedeniyle amacına ulaştığını ama altının doldurulması gerektiğini kaydetti. Doldurulması için en azından 1,5-2 ay önce ABD'li işadamlarına haber verilerek, işadamlarının organize edilmesi ve tekrar ticari heyetler gönderilmesi gerektiğini belirten Gürel, şunları söyledi: ''Onların da hazırlanmasına zaman vermemiz lazım. ABD'de gittiğimiz yerlerde en büyük şikayet, 'çok kısa sürede haber verdiniz. Doğru dürüst sizi karşılayacak, sizin karşılığınızı bulacak organizasyon zamanımız olmadı' şeklindeydi. Güzel bir başlangıç oldu. Gittiğimiz yerlerde çok güzel karşılandık. Eksikliğini hissettiğim şey. Biz bizeydik. Oranın basın kuruluşlarını görmedim. Toplantılarda Amerikalılar çok azdı. Esas Amerikalılara ulaşmamız lazım. ABD'ye eyalet olarak bakmak doğru. Amerika'da her eyaleti bir devlet olarak görmek lazım.''

Tütün piyasasının dünyada oligopol piyasası haline geldiğini, çok az şirketin, tedarikçinin, kullanıcının olduğu yarı tekel bir hal aldığını bildiren Gürel, şöyle dedi: ''ABD ile rakamlarımız o kadar ufak ki. Her alanda bence potansiyel olabilir. Her konuda istikbalimiz var. Şu andaki ihracat rakamının 4-5 misli, 10 misli olabilir. Özellikle ufak şirketler bizi tanımıyor. Karşılıklı diyalog, karşılıklı güven aşılamamız lazım. ABD'de herşey lobi. Lobi kuruluşu olmayan bir şirket bir yere kadar gidebilir. Organizyon, lobi faaliyetleri ABD için şart.''

Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Yenigün

Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Edip Yenigün, ABD'nin inşaat sektörü açısından Türkiye ile uzak mesafesi olduğu için çok da kolay olmadığını söyledi. Houston'da müteahhitlik yapan Türkler olduğunu gördüğünü ama bunların 2-5 milyon dolarlık ufak, çoğu da yenileme işleriyle uğraştığını kaydeden Yenigün, şöyle konuştu: ''Kar oranları yüzde 30-50 ama 1 milyon dolarlık işte hiçbir şey. Bizim amacımız şuydu buradan işbirliği yapabileceğimiz bir Amerikan firmasını bizim firmalarla bir araya getirebilir miyiz? Bunu da açıkçası Şikago'da başardık. Şikago'da Türkiye'de özellikle enerji alanında yatırım yapmak isteyen birkaç tane firma çıktı. Bunlar 150-250 megavatlık hidro elektrik santrallara, yenilenebilir enerji yatırım yapmak istiyorlar. Bir de dağıtım işine girmek istiyorlar. Görüştüğümüz firmalar eylül ayı içinde Türkiye'ye gelecekler. Bizim firmalarla nasıl bir araya getiririz, nasıl işbirliği yaptırırız ona bakacağız. Dağıtımda kayıp kaçak çok. Güneydoğu Anadolu'da 6 ile gidin kayıp kaçak yüzde 68'i geçiyor. Yabanı ortakla olursanız müeyyide uygulamanız çok daha kolay. Adamın elektriğini kesiyorsunuz. Parayı ödüyor. Teknolojik olarak ihtiyacımız yok ama netice olarak ülkeye de sermaye geliyor.''

Son krizle sermaye eksikleri olduğunu vurgulayan Yenigün, ödemelerde çok büyük gecikmeler olduğunu, bunu da Eximbank'ın ödenmemiş paraya kredi açmasıyla aştıklarını ama bunda da en büyük sıkıntının teminat mektubu sorunu olduğunu kaydetti. Şartların geçen seneye göre biraz daha iyi olduğunu belirten Yenigün, şöyle devam etti: ''Yeni gelişmekte olan ülkelerde Türk müteahhitlerinin iş yapma şansı çok daha kolay. Gelişmiş ülkelerde çok fazla iş yapamıyoruz. Eğer Afrika ülkelerine açılabilirsek. Kapılarımızdan biri kapanıyor. Rusya krizden çok etkilendi. Libya'ya ağırlık verdik ama orada da birkaç aydır ödemelerde bir sıkıntı var. Bu sefer yönümüzü Suudi Arabistan'a çevirdik. Cezayir, Fas var. Tabii Irak başlı başına bir yer. Yeniden imar edilecek. Hem kuzeyde hem de güneyde yapılması gereken çok büyük işler var. Yalnız güneyde güvenlik sorunu var. Çok iyi bir ortam, talep bulunuyor. 2008'de 26, 2009'da 19 milyar dolarlık iş yaptık. İç piyasalarda daralma var. Hükümet önlem aldı ve altyapıya ağırlık verdi. Hem duble yollar, hem barajlar. Böyle olunca ihale çok ama rekabet var.''

2008'de dünyanın en büyük 225 firmasına giren firma sayısı konusunda Türkiye'nin üçüncü, 2009'da ise ikinci olduğunu, kendilerinin hiç olmazsa bu sene onun aşağısına düşmemek istediklerini kaydeden İyigün, bu sene 19-20 milyar dolarlık ciroyu tutturmalarının bir başarı olacağını söyledi. Yenigün, Arizona'nın Phoneix yakınlarında yerleşik Hopi kabilesinin 1500-2000 civarında ev, yol, su, kanalizasyon, alış veriş merkezi yaptırma isteğiyle ilgili olarak da Kızılderililerin aslında yatırım istediğini ama Türkiye'den ABD'ye müteahhit getirmenin o kadar da kolay olmadığını bildirdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler