Nobel Ödüllü Ebadi'den demokrasi dersi

"Demokrasi sadece çoğunluğun iktidarı değil" diyen Şhirin Ebadi, diktatörlerin de seçimle geldiğini hatırlattı. İran'da siyasi diktatörün yerini dini diktatörün aldığını anımsatan Ebadi, "Bir diktatörlüğün yıkılmasından sonra yeni bir diktatörün halkın devrimci veya dini duygularını sömürerek iktidarı ele geçirmesine izin verilmemeli" diye konuştu.

Nobel Ödüllü Ebadi'den demokrasi dersi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.05.2013 - 08:19

38. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) kongresi İstanbul’da başladı. Kongrede 2003 Nobel Barış Ödülü sahibi Şhirin Ebadi, diktatörlükler konusunda uyarılarda bulunarak demokrasinin sadece çoğunluğun yönetimi anlamına gelemeyeceğini, birçok diktatörün çoğunluğun desteğine sahip olarak iktidara geldiğini vurguladı. FIDH Başkanı Souhayr Belhassen, kongrenin açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a 3.5 yıldır KCK davasında tutuklu olarak yargılanan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey’in serbest bırakılması çağrısı yaptı.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 2 gün boyunca devam edecek kongrenin açılış oturumu Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapıldı. Açılış oturumunda sahneye alınan konuşmacıların yanındaki bir koltuk insan hakları mücadelesi nedeniyle cezaevinde olanların sessizliğinin sesi olmak üzere boş bırakıldı. FIDH Başkanı Souhayr Belhassen, İHD Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erbey’in cezaevinde olmasından duydukları üzüntüyü dile getirerek “Erbey’in gecikmeksizin serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Belhassen, dünyanın dört bir yanında çalışma arkadaşlarının alçakça cinayetlere kurban gittiğini belirterek “Onlar bizi duyamazlar ama keyfi olarak tutuklu bulunanlar hücrelerinden bizleri duyuyor. Siz ülkenizin onurunu cisimlendiren insanlarsınız. Sesimizi duyun” diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, açılışın ardından yaptığı açıklamada “Bu yargının alanı. İdare talimatla bu sorunu çözülemez” dedi. Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı hukukçu Şhirin Ebadi, konuşmasına İran İslam Cumhuriyeti’nin Esad’ın askerlerine destek vererek sivillerin ölümüne katkıda bulunmasından dolayı özür dileyerek başladı. Bir diktatörlüğün devrilmesinin her zaman diktatörlüğün sona erdiği anlamına gelmediğini belirten Ebadi, “Bir diktatörlüğün yıkılmasından sonra yeni bir diktatörün halkın devrimci veya dini duygularını sömürerek iktidarı ele geçirmesine izin verilmemeli. İran halkı 1979’da devrim yaptı ama ülkemize demokrasi gelmedi” diye konuştu.

 

Cehenneme gitme özgürlüğü

İran’da siyasi diktatörün yerini dini diktatörün aldığını anımsatan Ebadi, “Üstelik bu diktatör bir öncekinden daha da katı bir yönetim kurdu. Devrimden önce halkın hiç olmazsa bireysel özgürlükleri vardı. Bir öğrencim ‘Öldükten sonra cehenneme gitme özgürlüğümüz bile yok. Devlet bizi zorla cennete göndermek istiyor’ dedi. İran’ın haline bakın. Ayağa kalkmış ülkeler dinin istismar edilmesine izin vermemeli” diye konuştu.

Ebadi, hükümetlerin meşruiyetleri yalnızca seçimlerden elde etmediğini ifade ederek şöyle devam etti: “İslamcı partilerin seçim kazandığı Türkiye, Tunus, İran gibi ülkelerde hükümetler, İslamı insan hakları kriterlerini yerine getirecek tarzda yorumlamalı. Din ve ideoloji bahanesine sığınıp insan haklarını görmezden gelemezler. Mesela gazetecileri hapse atamazlar. Hiçbir şey insan haklarını ihlal etmek için bahane olarak gösterilemez.”

Kongreye Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Sang-Hyun Song ve Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Fatou Bensouda, AB İnsan Hakları Özel Temsilcisi Stavros Lambrinidis de katıldı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler