O fotoğrafa Kılıçdaroğlu yorumu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın tartışmalara neden olan fotoğrafı ile ilgili soruları yanıtladı.

O fotoğrafa Kılıçdaroğlu yorumu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.06.2010 - 07:24

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Antalya İl Başkanlığını ziyaretinin ardından Kemer'in Göynük beldesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı'nın siperde çökmesi tartışması var. Sizin bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Bir başbakanın kendi ülkesinde siperlerde ayakta duramaması, benim görmek istemediğim bir fotoğraftır. Bu fotoğraf beni üzen bir fotoğraf. Kendi topraklarında siperlerinin gerisinde çömelmiş bir başbakanı ben görmek istemem'' yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, ''Ufukta bir bir erken seçim görüyor musunuz? Erken seçim bekliyorsanız CHP'nin stratejisi ne olacak?'' sorusunu ise şöyle cevapladı:
''Anayasa Mahkemesinin vereceği karara bağlı olarak bir seçim gündeme gelebilir. Biz her koşulda seçime hazırız. İster erken seçim olsun, ister zamanında seçim olsun, bu konuda karar yine büyük ölçüde AKP'ye ait. Çünkü parlamentoda çoğunluk AKP'ye ait. AKP arzu ettiği zaman erken seçime gidebilir -ki öyle anlaşılıyor- ama bir toplumsal baskı olur veya toplumsal baskının bir sonucu olarak da iktidar erken seçime gidebilir. Bu da büyük bir ihtimal. Çünkü AKP ülkeyi sağlıklı yönetme konusunda büyük ölçüde iradesini kaybetmiş durumda. Sorunların yoğunluğu altında boğulan bir AKP görüyoruz. Sorunlar yoğunlaştıkça, Başbakan'ın daha sert söylemler kullandığını, bürokrasiyi daha acımasızca kullandığını, muhalefete gereksiz eleştiriler yaptığını, devletin kurumlarını yerli yersiz eleştirdiğini görüyoruz. O açıdan zeminin kaydığını görüyoruz. O zemin kayması bir erken seçimi gündeme getirebilir.''

Kılıçdaroğlu, ''CHP seçimlerde adaylarını hangi yöntemle belirleyecek?'' sorusuna ise ''Seçim kararı alınsın hep beraber göreceğiz'' karşılığını verdi.

Güneydoğu'da sınırın kaydırılmasına ilişkin tartışmalara ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Sınırların kaldırılması bir Sayın Bakan'ın düşüncesi olabilir ama bu konuda önce hükümetin düşüncesinin ortaya çıkması lazım. Hükümet bu konuda ne düşünüyor? Eğer Sayın Başbakan bu konudaki düşüncelerini açıklarsa, biz de kendi düşüncelerimizi açıklamış oluruz'' dedi.
 

Kırklareli Valisinin sözleri

Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu'nun, Abant Platformu'nda dün, ''DP'nin 1950'de iktidara geldiğinde CHP'yi kapatıp, İnönü'yü de tarihteki huzurlu yere göndermemiş olması en büyük talihsizliktir'' sözleriyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''AKP hükümetinden bekliyoruz. Bakalım o değerli vali için ne yapacak. AKP'nin valisi, AKP'nin valisi olarak kalıyorsa, AKPye hizmet etmeyi devlete hizmet etmek olarak algılıyorsa o vali o koltuktan inmelidir. O vali bindiği arabaya Türk bayrağını çekemez artık. İçişleri Bakanı o valiyi orada tutacaksa, arabasına AKP bayrağı asmalı, AKP bayrağıyla gitmeli o vali. Onun için sonucunu bekliyoruz, hep beraber bekleyeceğiz. Valiler devletin valisidir, siyasi iktidarın değil. İktidardan daha fazla iktidara yağcılık yapmak valilere yakışmaz. Devletin memuruna da yakışmaz.''

 

"Karanlıkları yıkacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Türkiye, AKP tarafından demokrasinin askıya alındığı ve tek parti iktidarının kurulmayı amaçlandığı bir ülke. O nedenle karanlıkları yıkacağız ve Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız'' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Antalya İl Başkanlığı önünde partililere seslendi. Anadolu'yu dolaştığını belirten Kılıçdaroğlu, Anadolu'nun heyecanlı olduğunu ve halkın iktidarını beklediğini söyledi.

Halkın iktidarını yakalayana kadar her partiliye görev düştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, partililerden sandığa gitmeyen vatandaşlara sahip çıkmalarını istedi.

Türkiye'nin AKP tarafından iyi yönetilemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Türkiye, AKP tarafından demokrasinin askıya alındığı ve tek parti iktidarının kurulmayı amaçlandığı bir ülke. O nedenle karanlıkları yıkacağız ve Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız'' diye konuştu.

AKP için Türkiye'nin değil, AKP'nin çıkarlarının söz konusu olduğunu öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onun için değiştirmek zorundayız. Onun için Türkiye'yi çağdaş uygarlığa taşımak zorundayız. Onun için el birliği yapmak zorundayız. Onun için bu ülkenin sanayicisi, köylüsü, işçisi, emeklisi, çiftçisi, turizmcisi hep beraber yola çıkmak, hep beraber Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak zorundayız. Bu amaçla, bu heyecanla, hepimiz bu anlayışla yola çıkmak, Türkiye'yi çağdaş uygarlığa taşımak durumundayız. Hepimize düşen görev var. Aydınımıza, yurtseverimize, işçimize, çiftçimize düşen görev var. Biz ülkemizin insanını seviyoruz. Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Ülkemizde terör olmasın, çocuklar yatağa aç girmesin diyoruz. Ülkemizin geleceği aydınlık olsun diyoruz. Kardın erkek eşitliği sağlansın diyoruz. Gençlere iş olanakları yaratılsın, siyasette daha fazla yer alsın diyoruz. Kadınlarımız, kadın erkek eşitliği içinde ülkemizin sorunlarına sahip çıksın diyoruz. Bütün insanlarımızı seviyoruz. Etnik kimlik ayrımı yapmaksızın, çağ dışı düşünceleri bir tarafa atıp mutlaka çağdaş Türkiye'yi kurmak istiyoruz. Bu amaçla samimi olarak yürümek istiyoruz.''

Sözleri sık sık ''Devrimci Kemal'', ''Halkçı Kemal'' sloganlarıyla kesilen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de uygulanmak istenen çağ dışı siyasi anlayışa da hep beraber karşı çıkmak zorunda olduklarını" ifade etti.

 

Haklın iktidarı

Aydınlığa yürüyeceklerini ve devrim inancıyla halkın iktidarını kuracaklarını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Anadolu'yu geziyoruz, her yerde aynı sorunlar var. O sorunların çözüm adresi artık yurttaşlarımız tarafından iyi bilinmelidir. O sorunların çözüm adresi CHP'dir. Helal süt emmiş bütün vatandaşlarımı CHP çatısı altına bekliyorum. Hep beraber yola çıkacağız. Mücadelemizi halkla beraber yapacağız. Halkın desteğiyle iktidara geleceğiz. Halkın desteği ve toplumsal uzlaşmayla Türkiye'nin sorunlarını çözeceğiz. Üstelik yıllardır çözülemeyen sorunlar olabilir. Sorunların ağırlığını biliyoruz. Sorunları çözmede aklımızı kullanacağız. Halkın desteğini alacağız ve bütün o çözülemeyen sorunları çözmek için kararlıyız, bunun için yola çıkacağız.''

Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun parti binasına gelişinde izdiham yaşandı. Kılıçdaroğlu'nu görmek isteyen bazı partililerle basın mensupları arasında tartışmalar çıktı. Bunun üzerine gazeteciler, kamera ve fotoğraf makinelerini yere bırakarak olayı protesto etti ve Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını görüntülemedi.

CHP'nin eski İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de Kılıçdaroğlu'nun Antalya gezisine katıldı.

 

Deniz Baykal'a davet

Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ın yakın çevresine ''Antalya programına davet edilmedim. Davet edilseydim gidebilirdim'' dediğinin aktarılması ve ''Siz Deniz Bey'i Antalya programına davet ettiniz mi?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
''CHP'nin geleneğinde şöyle bir olay var: Eğer bir ile gidiyorsak o ilin milletvekilleri zaten davet edilmiyor. O ilin milletvekili onlar. Önceki genel başkanımız bu süreçte öyle anlıyorum ki belki başka programları vardı. O nedenle burada bulunamadı. Biz diğer illerden milletvekillerini davet ediyoruz, eğer davet ise ama gidilen ilin milletvekillerine herhangi bir davet söz konusu değil. Antalya milletvekillerinin hiçbirine de özel bir davet yapmadık. Zaten onlar Antalya milletvekili, doğal olarak da buradalar.''

 

Gazetecilerin çalışma koşulları

Bu arada, Kılıçdaroğlu'nun programını iki gündür takip eden gazeteciler, yaşadıkları sıkıntıları da dile getirdiler.

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, iki gündür gazetecilerin zor şartlarda çalıştıklarını, dün bir gazetecinin partililerce yumruklandığını, kendisinin de kamerasının kırıldığını belirtmesi üzerine, medyanın özgürce çalışmasına ortam yaratmanın her partilinin görevi olduğunu söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, ''O nedenle eğer size yönelik bir şiddet olmuşsa veya çalışmanız engellenmişse ben CHP Genel Başkanı olarak bu şiddete maruz kalan arkadaşlarımdan özür diliyorum'' diye konuştu.

Kamerası kırılan Cihan Haber Ajansı muhabirinin, bazı partililerin ''Cihan'ın kamerası kırıldıysa önemli değil'' şeklinde yorumlarda bulunduklarını belirtmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Onu söyleyen gerçek bir partili değildir, provokatördür. Çünkü bizim hoşumuza gitsin gitmesin, her türlü eleştiriyi kabul etmek zorundayız. Her türlü eleştiriye eğer yanıtınız varsa neden kızacaksınız. Hangi haber ajansı olursa olsun gazeteci kimliği varsa, özgürce çalışma ortamını sağlamak bizim görevimizdir. O nedenle bütün partili arkadaşlarıma buradan açık ve net mesaj veriyorum. Bütün gazetecilere, kimliği ne olursa olsun özgürce çalışma ortamı sağlamak bizim görevimizdir. CHP de bunu yapmayacaksa o zaman demokrasi bakışımızı yeniden gözden geçirmek zorundayız. Demokrasilerde medya özgürdür, sansür edilemez. Medyanın sesi kısılamaz. Medya her ortamda çalışacaktır. Çalışması için de ona sağlıklı ortamı sağlamak her partilinin görevidir.''

 

"Haklın askerleri olacağız"

Kılıçdaroğlu, Antalya'nın Kemer ilçesindeki Çınarlı Kavşağı'nda parti otobüsünün üzerinden vatandaşlara seslendi. Kemer'in, Türkiye'nin göz bebeği olmasına rağmen esnafın turizmden hak ettiğini alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, turistlerin, ''her şey dahil'' sistemi yüzünden otellerin dışına çıkmadığını söyledi.

Halkın iktidarını sağlamaya yemin ettiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Halkın askerleri olacağız. Halkla beraber yola çıkacağız. Bütün sorunlarını dinleyeceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok. Herkese saygı göstereceğiz ve bu insanlarımızı kazanacağız'' dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Recep Bey, 'Ülkeye demokrasi' dedi, demokrasinin içini boşalttı, 'Özgürlük' dedi, özgürlüğün içini boşalttı, 'Hak' dedi 'Hakkın içini boşalttı. Tekel işçileri hak aradı, biber gazı, cop, soğukta havuza atıldılar. 'Demokrasi' dediler, şimdi vatandaşımız telefonla konuşmaktan korkuyor. Bu nasıl demokrasi, bu nasıl gelişme? Bütün bunları ters yüz edeceğiz. Recep Bey'in bir hedefi var, 'Acaba bir AKP devleti kurabilir miyiz?' diye. Yargıyı ele geçirecek, valileri ele geçirecek, hayatın her alanını ele geçirecek ve baskı yapacak. Şuradan açıkça söylüyorum: AKP döneminde valiler AKP'ye hizmet ediyor halka değil. Bizim dönemimizde valiler halka hizmet edecek, iktidara değil.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler