'O, hepimizin ortak değeridir'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Büyük bir asker olmasının yanında Atatürk, çağın gereklerini bilen, toplumun dinamiklerini doğru anlayan, insanları doğru yönlendiren gerçekçi, yenilikçi bir devlet adamı ve lider olarak tarihe damgasını vurmuştur'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nda düzenlenen ''10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreni''nde yaptığı konuşmada, Atatürk'ü ebediyete intikalinin 71. yılında saygı ve rahmetle andığını dile getirdi. Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yılını kısa süre önce kutlayan Türk milletinin, bugün de Atatürk'ün hatırasını yad ederken kendisine olan şükran duygularını bir kez daha gösterdiğini belirten Gül, düzenlenen törenlerin, Cumhuriyet'in değerlerinin milletin değerleri olduğunu en güçlü şekilde ifade ettiğini kaydetti.
''Bu toplantının anma toplantısı olmakla birlikte, ülkenin geçmişten bugüne geldiği seviyeyi değerlendirme imkanı verdiğini'' ifade eden Gül, yokluklar içindeki bir ülkenin birlik ve beraberlik içinde yürütülen milli mücadele sonunda bağımsızlığını kazanması ve tüm yaralarını sararak modern bir Cumhuriyet'e dönüşmesinin hiç kolay olmadığını söyledi. Milletin, bu süreçte Atatürk'ün önderliğinde büyük güçlüklerin üstesinden başarıyla geldiğini anlatan Gül, ''Varlığına kastedilen milletimizin uygar milletler topluluğu içindeki onurlu yerini alması üzerinde durulması gereken bir başka gurur tablosudur'' dedi.
'Bugünkü demokrasimizin arkasında da o var'
Gül, Atatürk'ün liderliği ve niteliklerine değinirken şöyle konuştu: ''Büyük bir asker olmasının yanında, Atatürk çağın gereklerini bilen, toplumun dinamiklerini doğru anlayan, insanları doğru yönlendiren gerçekçi, yenilikçi bir devlet adamı ve lider olarak tarihe damgasını vurmuştur. O, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran siyaset ve devlet adamı olarak hepimizin ortak değeridir. Onu ortak değer haline getiren en temel nitelikleri, cumhuriyet aracılığıyla vatandaşı seçen ve seçilen eşit vatandaşlar haline getirmesidir. Modernleşme hedefiyle ülkeye, topluma, kalkınma, gelişme ve çağdaşlaşma yönünde istikamet vermesidir. Cumhuriyet, egemenliğin millete ait olduğunu göstermiş, onu siyasi iktidarın yegane kaynağı olarak esas alma ve başka tür yol, yöntem ve niyetleri ilga sürecini başlatmıştır. Bugün demokraside geldiğimiz aşamanın arkasında yine o büyük insanın 'Cumhuriyet fazilettir' diyerek, her biri faziletli insanlardan teşekkül etmiş bir modern toplum olarak Türkiye'yi hayal etmesi olmuştur. Modernleşme, geleneksel dünyanın katılaşmış, içe kapanmış bir yapının tasfiyesiyle birlikte hem geleneği hem de modernliği değerlendirmenin yoludur. Türkiye'nin medeni dünyayla buluşma yolunda attığı her adımda, imzaladığı her anlaşmada, şehirlerin değişiminde, her bireyin hayatının daha zengin olmasında bugüne ve geleceğe güven duymamızda modernleşme yönündeki bu irade vardır. Atatürk, batılılaşmadan değil, modernleşmeden bahsetmiş; Türkiye'nin iddiasını taklit olarak değil, onun üzerine çıkma olarak teyit etmiştir. Bu güven ve cesaret, bugünkü problemlerimize bakışımızda da her zaman müracaat etmemiz gereken temel duruşa işarettir.''
'Şahsiyetini koruyan sentezci millet'
Gül, her toplumun içinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan sorunlar olabileceğini ifade ederek, ''Muhteşem tarihi geçmişimiz, emeklerimizi, alın terlerimizi, kanlarımızı birbirine karıştıran tecrübe, bu ülkede yaşayan herkesin birbirine duyduğu güven ve ortak kader her türlü problemin üstünde bizi birleştiren unsurlardır'' dedi. Türkiye'nin her geçen gün tarihinden aldığı moralle daha başarılı günleri yakaladığının ve umut dolu geleceğine doğru yürüdüğünün altını çizen Gül, ''Bu başarının ardında milletimizin büyük tarihi tecrübesi, yeniliklere açık ama şahsiyetini koruyan sentezci yapısı ve ideolojik tavırdan uzak itidali yatmaktadır'' diye konuştu.
Gül, başta Atatürk olmak üzere milli mücadeleyi yapanlar ve Cumhuriyet'i kuranların, milletin bu hasletlerine dayanarak büyük yeniliklere adım attıklarını söyledi. Kuruluş döneminde yapılan tartışmalardaki zenginliklerin, Cumhuriyet'in temel prensiplerindeki doğrulukları ortaya koyduğunu da anlatan Gül, ''Gerçekçilik, meşruiyetçilik ve sorunların barışçı çözümü için gayret göstermek... Bu temel prensipler Cumhuriyet döneminin kuruluş döneminden sonra kazandığı demokratik boyutun güçlenmesini sağlamıştır'' dedi. Gül, bugün dünyadaki küreselleşme ve Türkiye'nin AB sürecinin de bu temel üzerinde kabul gördüğünü ve benimsendiğini kaydetti.
'Yenilikler heves olarak kalmadı, hayata geçti'
''TBMM'nin ilk başkanı, Milli Mücadele'nin başkomutanı ve Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün karizmatik lider olduğuna şüphe yoktur'' diyen Gül, şöyle devam etti: ''Bu karizmanın elde edilmesi ve kullanılmasının başlı başına başarı olduğu açıktır. Atatürk'ün büyük başarısı karizmasından değil, kurumsallaşmaya verdiği önemdendir. Atatürk, şahsi karizmasıyla başardığı veya gündeme soktuğu konuları dahi kurumlara ve bilimsel düşünceye emanet etmiştir. Bu, karizmanın akla dönüşmesi ve kurumsallaşmasıdır. O yüzden de Cumhuriyet döneminde yapılan yenilikler, gelip geçici bir heves olarak kalmamış, hayata geçmiştir. Akla ve kurumlaşmaya verilen önem sayesinde bir çok konuda vaktiyle muhalif olanlar, zamanla kazanılmıştır. Atatürk bu bakımdan sadece harpte, cephelerde değil, sivil hayatta ve siyasette de cesaretle liderlik yapmıştır. Savaştan çıkmış ve meslekten asker olan bir liderin 'Yurtta ve dünyada barış' istemesi ve barış için çalışması bu medeni cesaretin sonucudur.''
'Sorunlara barışçıl ve evrensel standartta çözüm'
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin günümüz dünyasında ciddi sorunlarla ve büyük imkanlarla karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, ''Bu noktada yapmamız gereken, Cumhuriyet'i kuran kadroların prensiplerini hatırlamaktır: Gerçekçilik, meşruiyetçilik ve sorunların barışçı çözümü için gayret göstermek... Bu prensipler bugün de bize yol göstermektedir'' diye konuştu.
Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olarak yurt içindeki ve yurt dışındaki bütün sorunlarını barış içinde ve evrensel standartlara uygun bir şekilde çözmek istediğini vurgulayan Gül, son birkaç yıl içinde bu istikamette çok büyük mesafeler alındığını ve bu mesafenin, yurt içinde de yurt dışında da açıkça görülebildiğini belirtti. Gül, bugün Türkiye'nin, sorunlarını demokratik hukuk devleti ve evrensel standartları esas alarak çözmeye çalışan örnek bir ülke olduğunu söyledi.
Türkiye'nin sadece kendi içindeki ve komşularıyla olan sorunlarının değil, çevresindeki her bölgenin ve küresel meselelerin çözümü için de çalıştığını anlatan Gül, artık sadece bölge ülkelerinin değil, küresel ülke ve aktörlerin de Türkiye'yi muhatap alarak sorunları çözmek istediğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin giderek güçlenen demokratik hukuk devletiyle, ekonomisiyle, ordusuyla, dış politikasıyla ve sivil toplumuyla küresel bir cazibe merkezi olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bilindiği gibi, 14 yıl sonra Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. 2023 yılında nasıl bir Türkiye görmek istediğimiz konusunda toplumun tüm kesimlerinin hemfikir olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlüklerindeki standartlarını daha da yükselterek; bilimde, sanatta, kültürde, siyasette, ekonomide elde edeceği büyük başarılarla, Cumhuriyetimizin kurucularının tasavvur ettikleri hedefleri yakalayacağına inancım tamdır. Biz, 10 Kasımları Büyük Atatürk'ün vefatı dolayısıyla hüzünle, ancak onun da işaret ettiği gibi, 'naçiz vücudunun' değil, ilkelerinin esas olduğu, gönül verdiği milletimizin adil ve kudretli bir millet olarak geleceğe yürümesi bakımından dönüp yine kendisinin fikirlerine baktığımız, onlar üzerine bir kez daha milletçe düşündüğümüz tarihler olarak görüyoruz. Sözlerime son verirken, daha güçlü bir Türkiye için herkesi birlikte çalışmaya davet ediyorum. Ebediyete intikalinin 71. yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu, milletimizin unutulmaz lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı, rahmet ve şükranla anıyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza