Obama, Kürecik için talimat verdi

Beyaz Saray'dan gönderilen, ''Chicago Zirvesi - NATO Kabiliyetleri'' başlıklı bilgi notunda, ''NATO'nun ilk komuta ve kontrol prosedürlerinin yürürlüğe girmesiyle ABD Başkanı, Savunma Bakanı'na, Türkiye'deki ABD radarının operasyonel kontrolünün NATO'ya devredilmesi talimatını verdi'' ifadesi kullanıldı.

Notta, radardan edinilen bilginin, NATO komuta ve kontrol sistemiyle birleşmek suretiyle NATO füze savunma komutanlarına kapsamlı ve gerçek zamanlı operasyonel görünüm sağladığı ve onlara, mevcut füze savunma unsurlarını etkin şekilde kullanmalarına imkan tanıdığı belirtildi.

Chicago zirvesinde NATO'nun, balistik füze savunma sisteminin ara yeteneğinin hayata geçirilmesini ilan ederek, bir önceki Lizbon zirvesinde ortaya konan taahhüdü hayata geçirme yolunda önemli bir adım attığı kaydedildi.

ABD Başkanı Obama, Eylül 2009'da, Avrupa Aşamalı Uyarlanabilir Yaklaşım adı verilen füze savunma sisteminin NATO şemsiyesi altında hayata geçirilmesini kararlaştırmış, NATO, Kasım 2010'da Lizbon'daki zirvesinde, Avrupa'yı balistik füze saldırılarından koruma amaçlı füze savunma kabiliyetine onay veren tarihi bir karar almıştı.

Erken uyarı radarının Kürecik'te konuşlandırılmasıyla ilk aşaması tamamlanan sistemin, 2018 yılında dört aşamanın tamamlanmasıyla tam kapasiteyle faaliyete geçmesi öngörülüyor.

Beyaz Saray'ın bilgi notunda, Chicago'da balistik füze savunma sisteminin ara yeteneğinin hayata geçirilmesi ilanının, ilk aşamasında sınırlı olsa da NATO'nun, balistik füze saldırılarına karşı gerçek koruma sağlayabilen bir kabiliyet başlattığı anlamına geldiği ifade edildi.

Buna göre, balistik füze savunmasının komuta ve kontrol prosedürleri üzerinde mutabık kalan NATO, NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı'nı (SACEUR) da bu misyonun komutanı olarak belirledi.

Müttefik ülkeler, NATO füze savunmasını desteklemek için gereken komuta, kontrol ve iletişim altyapısına 1 milyar dolardan fazla yatırım yapma taahhüdünde bulundu.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in açıklaması

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de NATO zirvesinin ilk oturumunun ardından düzenlediği basın toplantısında, balistik füze savunma sisteminin ara yeteneğinin hayata geçirilmesi ilanını, ''gerçek bir transatlantik takım çalışması'' olarak nitelendirdi.

Gül, Hollande ile görüştü

Gül ile Hollande arasında dün yapılan ikili görüşmede, ilişkilerde yeni bir sayfa açma ve ilişkileri eski seviyesine getirme arzusu karşılıklı olarak ortaya kondu.

Gül ve Hollande, görüşmelerinde iki ülke ilişkilerinde samimi bir dönem başlatmak istedikleri yönünde birbirlerine sıcak mesajlar verdi. Gül, görüşmede öncelikle Hollande'ı Fransa Cumhurbaşkanlığına seçilmesinden dolayı tebrik etti.

Görüşmede Türkiye-Fransa ilişkilerinin köklü yapısına dikkati çeken Gül, ilişkilerde yeni bir beyaz sayfa açmak istediklerini belirtti.

Hollande de geçmişteki yanlış anlamalarla vakit kaybetmemeleri gerektiği mesajını vererek, Türk-Fransız ilişkilerini eski seviyeye getirmeyi kendisinin de arzuladığını söyledi.

“Arap Baharı”ndan konuyu açan Hollande, bölgesinde Türkiye'nin referans olarak alındığını, Türkiye'nin Suriye konusunda önemli bir aktör olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin AB üyelik süreci

Türkiye'nin AB üyelik sürecine değinen Hollande, ayrıca Avrupa'daki ekonomik krizin de ortak konuları olduğunu belirterek, Fransa'da yaşayan çok sayıda Türk vatandaşı olduğuna değindi.

Fransa Cumhurbaşkanı, Türk ve Fransız bakanların sık sık bir araya gelmesi arzusunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Gül de Hollande'ın bu sözlerinden duyduğu memnuniyeti ortaya koydu ve kendisinin de ilişkilerde samimi bir dönem başlatmak istediğini belirtti.

Gül, Türkiye ile Fransa arasında çıkar çatışmasının olmadığını, tersine çıkarlarının ortak olduğunu, Avrupa'nın iki büyük ülkesi olduklarını ifade etti.

Hollande, Türkiye konusunu hiçbir zaman iç siyaset malzemesi yapmayı düşünmediğini kaydederken, bunun, bu konu Fransız toplumunda tartışılmayacak anlamına gelmediğini de belirtti. Hollande, iki ülke ilişkilerinde yanlış anlamaları ve karşılıklı suçlamaları önlemek gerektiğini söyledi.

Görüşmede 1915 olaylarının gündeme gelmediği öğrenildi.

Hollande görüşmede ekonomik kriz konusunda Cumhurbaşkanı Gül'ün görüşlerini sorarken, Gül de 1990'larda Türkiye'nin de büyük bir kriz yaşadığını ama kararlılıkla doğru tedbirleri aldıklarını ve krizden nasıl çıktıklarını anlattı.


Merkel ile görüştü

Cumhurbaşkanı Gül, zirve sırasında, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile öğle yemeği yedi. Edinilen bilgiye göre görüşme, Cumhurbaşkanı Gül'ü yemeğe davet eden Merkel'in talebi üzerine yapıldı.

Kendisi için en önemli konunun ekonomik kriz olduğunu söyleyen Merkel, Gül'e de bu konudaki fikrini sordu. Cumhurbaşkanı Gül de, ekonomik realiteye bakıldığında şu anda Avrupa'nın zor bir dönemden geçtiğini, kararlı ve doğru işler yapılması gerektiğini belirtti.

Gül, Türkiye'nin de Gümrük Birliği üyesi olması itibariyle, gelişmeleri endişeyle takip ettiklerini ve Gümrük Birliği yoluyla Avrupa'daki krizden olumsuz etkilenmek istemediklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin de 1990'lı yıllarda ekonomik krizler yaşadığını, ama 2002'de 58. hükümet kurulduktan sonra önlemleri kararlı şekilde uyguladıklarını anlattı.

Kıbrıs ve AB ilişkileri

Kıbrıs ve AB konusunun gündeme geldiği görüşmede Gül, bu iki konuda Türkiye'nin görüşlerini anlattı, vize serbestisi konusunda esneklik gösterilmesini istedi.

Merkel'in, Rumların AB dönem başkanlığını üstlenmesi konusunda, bu dönemde Türkiye'nin AB ile ilişkileri tamamen kesip kesmeyeceğini sorduğu, Gül'ün  de, sadece dönem başkanlığıyla görüşmeyeceklerini, AB komisyonu ve diğer AB  kurumlarıyla ilişkilerinin devam edeceğini söylediği öğrenildi.

Merkel görüşmede ayrıca Gül'e Suriye'yi sordu, Gül de, bu konuda  Türkiye'nin görüşlerini anlattı.

Görüşmenin son bölümünde de İran konusu konuşuldu, Bağdat'ta İran ile “5  1” ülkeleri arasında yapılacak toplantıda yapıcı tutum sergilenmesi gereği dile getirildi.