'Obama'nın sözleri tartışılmalıdır'

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Başkan Obama, Türkiye ile ilgili eksen konusunda tartışmalar yaşandığı bir dönemde aslında Türkiye'nin ekseninde herhangi bir kayma olmadığını da çok net bir şekilde ortaya koymuştur'' dedi.

'Obama'nın sözleri tartışılmalıdır'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.07.2010 - 07:11

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye konusunda yaptığı değerlendirmelerin'' hatırlatılması üzerine, Obama'nın doğru tespitleri olduğunu, ancak bu tespitleri yapan ilk ABD Başkanı olmadığını söyledi. Başkan George W. Bush ve Başkan Bill Clinton'un daha önce yaptıkları açıklamalarda, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini önemsediklerini vurguladıklarını hatırlatan Bağış, şöyle konuştu: ''Başkan Clinton, 1999'da TBMM'de yaptığı konuşmada, ''Önümüzdeki 100 yılı Türkiye'nin tercihleri belirleyecektir' demişti. ABD'de yüzlerce uzman tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Farklı think thankler aracılığıyla Beyaz Saray'a raporlar sunuluyor. ABD'deki birçok uzmanın Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili gerek Beyaz Saray, gerekse ABD Dışişleri Bakanlığı nezdinde çok olumlu raporlar yazdıklarını biliyoruz. Çünkü coğrafi potansiyeli nedeniyle ve ABD'nin ulusal çıkarları açısından Türkiye'nin batı ile işbirliği halinde olmasını önemsiyorlar. NATO üyesi bir ülkenin AB müzakere sürecinde olmasını da önemsiyorlar. Aslında Avrupalılar da bunu anlamaya başladılar. AB liderlerinin Türkiye hakkındaki söylemlerinde de pozitiflik var. Ancak son birkaç yıl içerisinde Türkiye'nin bir fasıl açmak için ortaya koyduğu enerji ile diğer ülkelerin adaylık sürecinde 4-5 fasıl açtıkları da bir gerçek. Gerçekten de Türkiye'ye karşı hiçbir ülkeye gösterilmeyen dirençler ortaya koymaya çalışanlar, ek talepler isteyenler Türkiye'deki hevesi de bir parça etkiliyor. Hani Anadolu'da bir söz vardır, 'fazla naz aşık usandırır' diye...''

 

'Kolay bir süreç olmayacak'

Türkiye'nin AB sürecinin 51 yıllık bir süreç olduğunu anımsatan Egemen Bağış, şu anda rekabet faslı konusunda çalıştıklarını bildirdi. Bağış, bu bağlamda TBMM gündeminde bulunan kanunla Hazine Müsteşarlığı bünyesinde devlet yardımları otoritesi kurulacağını ve bu otoritenin devlet teşviklerinin koordinasyonunu yapacağını ifade etti. AB Dönem Başkanlığının İspanya'dan Belçika'ya geçtiğini hatırlatan Egemen Bağış, bu ülkede hükümetin istifa ettiğini ve bir yönetim boşluğu yaşandığını dile getirdi. Siyasi iradenin olmadığı yerde bürokratlar ve teknokratlarla bu süreci götürmeleri gerektiğini kaydeden Bağış, bu muhatapların da siyasi konularda risk alabilme yetkilerinin sınırlı olduğunu söyledi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, şöyle devam etti: ''Kolay bir süreç olmayacak ama biz yine de çalışacağız, azmedeceğiz. Ümit ediyorum ki muhalefet partilerimiz de TBMM'de bu yasaların desteklenmesi sürecinde söylemlerine sadık kalırlar. AB sürecine, Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecine, Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma sürecimize destek verirler ve Türkiye'nin AB süreci hızlanır. Başkan Obama'nın, 'tabii eğer Türkiye AB'den istediği neticeyi alamazsa farklı alternatifleri değerlendirir' yorumu tartışılmalıdır. Türkiye'nin doğunun en batılı, batının en doğulu ülkesi olduğu artık bütün dünya tarafından tescil edilmiştir. Gerçekten Türkiye çok farklı konumdadır. Türkiye, Avrupa'nın 6. ekonomisidir, dünyanın da ilk 20 ülkesi arasındadır.''
 

'Su görüyünce teyemmüm bozulur'

Türkiye'nin çok boyutlu bir dış politika izlediğini vurgulayan Egemen Bağış, Avrupa'nın da kendi sorunlarını aşmada Türkiye'nin katkısını yadsıyamayacağının bir gerçek olduğunu ifade etti.
Bağış, AB'nin çıkarları ve Türkiye'nin uzun vadeli çıkarları açısından AB sürecinin ilerlemesinin her iki taraf içinde faydalı olacağına işaret etti. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, ''ABD Başkanı Obama sizce neden böyle bir açıklamaya gerek duydu?'' sorusuna ise şu yanıtı verdi: ''Başkan Obama, Türkiye ile ilgili eksen konusunda tartışmalar yaşandığı bir dönemde aslında Türkiye'nin ekseninde herhangi bir kayma olmadığını da çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Zaten biliyorsunuz Beyaz Saray'da bir alt dereceli memur bir açıklama yaptığı zaman manşetler atılıyordu. Ama Anadolu'da bir tabir vardır, 'su görülünce teyemmüm bozulur' derler. Başkan Obama'nın bu açıklamasından sonra, Başbakanımızla Kanada'da yaptığı toplantının ardından, Türk-Amerikan ilişkilerinin riske girdiği, Türkiye'nin batı tarafından izole edildiği, Türkiye'nin ekseninin kaydığı iddialarının ne kadar boş olduğunu, ne kadar büyük palavralar olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Gerçekten bugün Türkiye ABD ile sadece NATO kapsamında değil, sadece BM Güvenlik Konseyi kapsamında değil, her konuda yakın bir işbirliği içerisindedir. Ancak bizim batı ile olan ilişkilerimizin doğu ile olan ilişkilerimizi engellemesi diye bir şey de söz konusu olamaz. Türkiye tarihte hep bir köprü olarak görülmüştür. Doğu ile batı arasında, İslam ile Hristiyanlık arasında Asya ile Avrupa arasında, enerji üreticileri ile enerji tüketicileri arasında bütün bu köprü konumunu tüm dünyanın çıkarları açısından değerlendirildiği zaman köprünün sağlam olması gerekir. Kimse çürük, eskimiş, köhnemiş, her an yıkılabilecek bir köprü ile uğraşmak istemez. Köprüdeki hiç istemez. Türkiye'nin doğu, batı, kuzey ve güney ayaklarının eş zamanlı olarak güçlendirilmesi eksenini kaydırmaz. Tam aksine eksenini güçlendirir, eksenini sağlamlaştırır, eksenini genişletir.''
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon