Öcalan: AKP çözüm önünde en büyük engel

İmralı'da hükümlü bulunan terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, AKP'nin Kürt sorununu çözmek istiyormuş gibi gözüktüğünü, ancak çözdürtmediğini ileri sürerek "Bana göre, devlet diyaloga hazır. Ama AKP çözüm önünde en büyük engeldir. Bunu da çok kurnazca, sinsice yapıyor. Çözüyormuş gibi görünüp aslında tasfiyeyi geliştiriyor" dedi.

Öcalan: AKP çözüm önünde en büyük engel
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.03.2010 - 11:02

İmralı'da hükümlü bulunan terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı haftalık görüşmesi Fırat Haber Ajansı'nda yayımlandı. Öcalan, avukatlarıyla yaptığı görüşmede sağlık sorunlarından şikayet ederek "Cezaevinden kaynaklanan eski sorunlarım devam ediyor. Geceleri uyuyamama durumu devam ediyor, nefes alıp vermekte zorluk çekiyorum. Yine Prostat vb. Yaşla alakalı hastalıklarım da var. Ama koşullara dayanmaya çalışıyorum. Bu saatten sonra da bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. 11-12 yıldır burada dayandım, dayanmaya çalışacağım. Ben dayanırım da diğer arkadaşlar dayanır mı bilemiyorum. İleride koşullar değişir mi bilmiyorum. Sonuçta sağlığım cezaevi sistemine bağlıdır, sağlık sorunlarım bu şekilde ele alınmalıdır" dedi.
 

"Çatı partisi çalışmasını önemsiyorum"

AKP'nin oylarının yüzde otuzlara kadar düştüğünü, CHP ve MHP'nin de oy oranını artıramayacağını savunan Öcalan, "Muazzam bir işsizlik ordusu oluştu. On beş milyona yakın kararsız seçmen var, bunların yeni bir partiye ihtiyaçları var. Bunun için Çatı Partisi çalışmasını önemsiyorum. Türkiye'nin böyle bir alternatife ihtiyacı var. Kısır tartışmalar içerisine girilmemeli. Sorunlarımız devasadır, çözüm için el atmayı gerektiriyor, enerjiler kısır tartışmalar için tüketilmemeli. Yeni partiye ihtiyaç var. Bu yeni parti çalışmalarına ağırlık verilmelidir, bu boşluk doldurulmalıdır" diye konuştu.
 

"Türkiye milletvekilliği BDP'nin grup kurmasını engellemeye yönelik"

AKP'nin gündeme getirdiği Anayasa değişikliğini de değerlendiren Öcalan, şöyle dedi:
"AKP'nin Anayasa paketiyle getirmek istediği 'Türkiye milletvekilliği' büyük bir oyundur, aslında burada amaçlanan BDP'nin mecliste grup kurmasının önüne geçmek, engellemeye yönelik bir düzenlemedir. BDP de tek başına seçim barajının düşürülmesi koşuluyla destek vermesi de yetersiz bir yaklaşımdır. AKP binlerce çocuğu cezaevine göndermiş hala da tutuklamalar devam ediyor, yüzlerce siyasetçi cezaevindedir. Bu anayasa paketine destek vermek için öncelikle anti-terör yasasının değiştirilmesi gerekiyor. Hatta değiştirilmesi yetmez tümden kaldırılması gerekiyor. Bu anti- terör yasalarıyla bir sürü insanı cezaevine gönderiyorlar. Bu yasanın kaldırılması gerekiyor."

"AKP gerçekten samimiyse önce bu cezaevindeki çocukları, tutuklu Kürt siyasetçileri serbest bırakmalıdır" diyen Öcalan, "Hepsi bu anti-terör yasasına dayanıyor. Bu yasa değiştirilmeden, kaldırılmadan Kürtler bu anayasa paketine destek vermemelidir. Hatta destek vermeme değil, bu anayasa paketinin en sert muhalefetini Kürtler yapmalıdır. Bu konuda demokratik tepkilerini sonuna kadar kullanmalılar, mevcut tartışıldığı kadarıyla, bu anayasa paketine hayır demelidirler" diye konuştu.

Öcalan, daha önce dört temel ilke saydığını, bunların "demokratik vatan, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve demokratik anayasa" olduğunu anımsatarak "Bütün bu ilkeleri kapsayacak yeni demokratik bir anayasanın inşası gerekmektedir. Biz bu temelde ancak iki koşulda anayasa paketine destek veririz. Bir, seçim barajının düşürülmesi. BDP'nin bu konudaki tavrı olumludur, ancak yetersizdir. İkincisi anti-terör yasalarının kaldırılmasıdır" diye konuştu.
 

"AKP Kürt sorununun çözümünün önündeki en büyük engel"

AKP'nin demokratik adımlar olarak gösterdiği bütün çalışmalarının özünde Kürtlerin demokratik siyasetinin, gerçek demokratik açılımının tasfiyesi amacı olduğunu öne süren Öcalan, şunları kaydetti:

"Burada amaçlanan Kürt siyasetinin, gerçek demokratik açılımın tasfiyesidir. Sorunları çözmek istiyor gibi gözüken AKP aslında sorunların çözümü önünde en büyük engeldir. O kadar operasyon yapıp çocukları, siyasetçileri cezaevine gönderiyorsun sonra demokratik açılım diyorsun. Kimseyi bırakmadılar. Demokratik yarış diyorsun, bu koşullarda demokratik yarış yapılır mı, bunun adı demokratik yarış olur mu? Aslında AKP Kürt sorunun demokratik çözümü önünde en büyük engeldir. AKP sorunu çözmek istiyormuş gibi gözüküyor ancak çözdürmüyor. Aslında bu yönüyle devlet, AKP'ye göre çözüme daha yakındır. Bugün bunu engelleyen AKP'nin kendisidir. 11 yıl önce buraya ilk getirildiğim dönem, sorunun çözümü önünde MHP engeldi. Bugün ise AKP engeldir. Bugün AKP'nin önünde hiç bir kurum duramıyor, sesini çıkaramıyor, karşı koyamıyor, işte Başbuğ'un durumu görülüyor. Ben 11 yıl önce buraya ilk getirildiğimde devletin dört kurumu gelip benimle görüşmüştü. Sorunun çözümünden bahsediyorlardı. Ben onlara 'Sizin gücünüz bu sorunun çözümüne yeter mi?' demiştim, güçlerinin yetmediği zamanla ortaya çıktı. O zaman MHP sorunun çözümünü engelledi. Bugün ise AKP aynı misyonu görüyor. Bana göre, devlet diyaloga hazır ama AKP çözüm önünde en büyük engeldir. Bunu da çok kurnazca, sinsice yapıyor. Çözüyormuş gibi görünüp aslında tasfiyeyi geliştiriyor."
 

"PKK'ya talimat vermiyorum"

"Lozan'da yükseltilen Tek Türkçülük'tü. Şimdilerde ise yükseltilmeye çalışılan Tek Kürtçülük'tür. İkisinin de bizim anlayışımızda yeri yoktur. Biz demokratik vatan, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, demokratik anayasa ilkeleri çerçevesinde bir demokratik yaşamı, demokratik birlikteliği esas alıyoruz" diyen Öcalan, "Anlamlı yaklaşımlar gelişirse ben burada tarihsel rolümü oynarım. Ben burada PKK'ye de talimat vermiyorum, verme durumum da olmaz, bu doğru da olmaz. Bahar'ın ortasına kadar herşey netleşir. Bu haftalar kritik haftalar, çözüm yönünde olumlu gelişmeler olmazsa savaş derinleşir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler