'ODTÜ'de olanlar Türkiye'nin küçülen zihniyetidir'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ''Her birimiz talebelik hayatı yaşadık, üniversitelerden geçtik, bir kısım duyguları seslendirdik. Büyüyen Türkiye'nin küçülen zihniyetidir ODTÜ'de olanlar'' dedi.

'ODTÜ'de olanlar Türkiye'nin küçülen zihniyetidir'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.12.2012 - 10:45

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TPAO tesislerinde Başbakanlık muhabirleriyle yaptığı kahvaltılı sohbet toplantısında soruları yanıtladı. ODTÜ'de yaşanan olaylarla ilgili sorular üzerine Yıldız, ''Her birimiz talebelik hayatı yaşadık, üniversitelerden geçtik, bir kısım duyguları seslendirdik. Büyüyen Türkiye'nin küçülen zihniyetidir ODTÜ'de olanlar. Bu gelişen Türkiye'ye yakışmayan yanlardır'' dedi.
Öğrencilerin farklı fikirlerini medeni bir ortamda anlatmasının son derece doğal olduğunu, ancak ODTÜ gibi son derece teknik bir üniversitede tekniğe yakışmayan ve o üsluba yakışmayan olayların cereyan ettiğini ifade eden Yıldız, ''Buranın mazur ve makul görülebilme ihtimali yoktur'' dedi.

''Büyüyen Türkiye'nin küçülen zihniyeti''

Üniversitelerin ve akademik dünyanın Türkiye'nin büyüme hızından daha hızlı büyümesi gerektiğine işaret eden Yıldız, şunları kaydetti:
''Ama bu tarz eylemlerle özellikle böyle yakarak, yıkarak, oradaki ağaçlar da ateş alabilirdi, böyle bir kastı nasıl makul görebiliriz. Bunun fikri özgürlükle beraber anılıyor olmasını ben hiç doğru bulmam. Herkes aynı şeylere inanacak, aynı şeyleri konuşacak diye bir kural yok. Demokratikleşen ülkede herkesin farklı fikiri olacak. Bu bir renkliliktir. Ama bunu anlatma şeklinin, bu üslubun bir üniversite öğrencisine, akademisyen çevreye, hele hele böyle seçkin bir üniversiteye yakışmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunları da özgürlük ve güvenlik arasında tartışmaya dönüştüren bir yapıyı da hiç doğru bulmam. Yani her birimizin bir başkasına zarar veren özgürlüğünün tabii ki toplumun güvenliğiyle kesintiye uğratılacağı aşikardır, çok doğru bir şeydir. O yüzden polisle talebe arasındaki bu kolerasyonu böyle anlatmaya çalışmayı ben çok doğru bulmam. Her birimiz kendimize yakışır tarzda, yani bir teknik üniversite yakışır tarzda davranmamız lazım. Ben talebelikten gelen birisi ve teknik üniversiteden gelen birisi olarak şahsen bunu yakıştıramadım. Kısaca yaşananları büyüyen Türkiye'nin küçülen zihniyeti olarak görüyorum.''

''Üniversiteye yakışır bir tavrı göstermek zorundasınız''

Polisin orantısız güç kullandığı iddialarının hatırlatılması üzerine Yıldız, ''Sıkılı yumruklarla tokalaşılamaz'' özdeyişini aktaran Yıldız, ''Çatışma ortamı o hale geldikten sonra kurallarını tartışmak için çok geçtir'' dedi.
Olaylar sırasında polise demir bilye atıldığını ifade eden Yıldız, ''Biz orada asayişin sağlanması kendi haline bırakılsaydı bu uygun doğru bir şey miydi? Bu tartışma, çok geç bir tartışmadır. Siz öğrenciye, üniversiteye yakışır bir tavrı göstermek zorundasınız'' dedi.

ODTÜ'lü öğrencilerin büyük çoğunluğunun ODTÜ'nün dışında kaldığına dikkati çeken Bakan Yıldız, olaylara karışan öğrencilerin bir kısmının ODTÜ'lü olmadığını ifade etti.
Bakan Yıldız, ODTÜ'deki olaylara ilişkin YÖK ile bazı üniversitelerin yaptığı ortak açıklamaya ilişkin de şunları söyledi:

''Üniversitelerin Türkiye'ye getirmek istediği o münevver seviyeyi yakalayan bir açıklama olarak görüyorum, bir ortak akıl olarak görüyorum. Zaten bunun makul görülebilmesi, bu tür öğrenci hareketlerinin, bu tarzda taşkınlığa, çatışmaya dönüşen bir yapının bence Türkiye'nin kalkınmasına ve istikrarına olan hedef çizmedir. Yalnızca öğrencinin kendi meramını anlattığı bir yapı değildir o. Bazı davranışların manüplatif spekülatif, hatta çok tahrikkar olduğunu görüyorum. Bunların tarafımızdan doğru bir şekilde ayıklandığının kamuoyu tarafından bilinmesi doğru olur.''

Yasadışı dinleme iddiaları


Yıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunmasıyla ilgili gelişmelerin hatırlatılması üzerine, AKP iktidarının şeffaf yapıda olmasına rağmen dinlenmeye çalışılmasını ''Hiç ama hiç hoş değil'' ifadeleriyle değerlendirdi.
Dinleme çabasını ''büyük bir maksada matuf'' olarak nitelendiren Yıldız, ''Bunu herhangi bir bilgiye dayalı olarak söylemiyorum, ama Sayın Başbakanımızı dinlenmeye çalışmışlarsa ki bakanlarımızı da haydi haydi dinlemeye çalışmışlardır'' dedi.

Tüm görüşmelerinde lehine ya da aleyhine olabilecek her türlü konuda şeffaf olmaya gayret ettiğini dile getiren Bakan Yıldız, şeffaflığın gücünü kullanabilmemiz lazım, ama insanların böyle tecessüsle, araştırma duygusuyla acaba başka bir şey varmışcasına bunların dinlenmeye çalışmasını hiç, ama hiç doğru bulmuyorum. Kimse bunu dinleyen; amaçlarının farklı olduğuna inanıyorum'' diye konuştu.

''Sayın Başbakana sorup da cevabını alamadığınız bir soru var mı?'' diyen Bakan Yıldız, dinlemenin hangi amaca matuf yapıldığının başsavcılığın araştırmasından sonra ortaya çıkacağını kaydetti.

Dinlemeye karşı alınabilecek önlemlerin yetersizliğine de vurgu yapan Yıldız, ''Dinleme teknolojisinin hızı, onu engelleme teknolojisinin hızından daha ileri'' dedi.

"Nükleerde Uzakdoğu, yakın''

Üçüncü nükleer santralin yeriyle ilgili bir soru üzerine Bakan Yıldız, ''Üçüncü nükleer santralin yeriyle ilgili henüz bir mutabakat yok. Bununla alakalı 4-5 ayrı yeri araştıracağız. İğneada da o isimlerden bir tanesi, ama tek başına bir isim değil. Bu 1,5-2 yıllık bir çalışma onun için daha zamanımız var'' dedi.

İkinci nükleer güç santralin kurulmasıyla ilgili olarak, Batılı firmalarıyla ve Uzakdoğu ülkelerinin firmalarıyla görüşmelerin devam ettiğini bildiren Yıldız, ''Şu anda her ne kadar son son noktayı koymamış olsak da Uzakdoğu'nun daha yakın olduğunu söyleyebiliriz'' dedi.

Irak'ın geleceği

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, bir soru üzerine, Irak'ta merkezi idare ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki anlaşmazlıkların çözümünün Türkiye üzerinden yapılmaya çalışılmasını doğru bulmadığını ifade etti.

Yıldız, şunları söyledi: ''Kendi iç işleridir. Kendi iç işlerine ne müdahil oluruz ne de karışmayı isteriz, ama bizim Irak'ın tamamıyla ilgili olarak yürürlükte olan projelerimiz var. O projelerimize de kayıtsız kalmayız. Merkezi Irak hükümetinin öncelikleri tabii ki bizim önceliğimizdir, hukuku bizim hukukumuzdur; çünkü Türkiye bir hukuk devletidir. Onun anayasal güvenceleri yalnızca saygı duyduğumuz değil, itina gösterdiğimiz bir yapıdır. O açıdan Iraklı kardeşlerimizle bu manada bir problem yaşamayacağımıza inanıyorum.''

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler