Olimpiyat Oyunlarının Gösterdiği Gerçek: Yönetememek

Olimpiyat Oyunlarının Gösterdiği Gerçek: Yönetememek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.08.2012 - 06:23

Bildiğiniz gibi olimpiyat oyunları büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Büyük desteklerle ve umutlarla uğurladığımız bugüne kadarki en büyük kafile eli tamamen boş döndü.

Bir iki spor dalı dışında ileriye dönük hiçbir umut da vermediler. Yöneticilerin, eğitimcilerin açıklamaları daha da umut kırıcı, baş etken şanssızlık. Peki bu neden böyle oluyor? Neyimiz eksik? Yurtdışından devşirilen sporcularımız bile var; onlar da bir, iki yıl içinde mevcut düzen içinde kaybolup gidiyor. Oyunları ülkemizde düzenlemek hevesimiz de kırıldı. Niye düzenlemek istiyoruz ki?

Başkalarının bizi yenmelerini daha yakından izlemek ve 8-10 milyar dolar harcamak için mi?

Kurulacak tesislerin hemen pek çoğu adını bile duymadığımız spor dalları için; ülkenin tanıtımı, turizmi, teşvik gibi sebepler de inandırıcı değil. Kaldı ki olimpiyat hazırlığı için yapılan harcamaların ülkeleri büyük bir ekonomik krize soktuğu iddiaları var, Yunanistan gibi. Nitekim 2000 olimpiyatları hazırlık toplantıları sırasında 10C Başkanı Samaranch adayların dikkatini çekerek aşırı masraflara girilmemesini, örneğin 100 bin kişilik stat gibi yılda yalnız birkaç kere kullanılacak tesislerden (bizdeki stat gibi) vazgeçilmesini istedi. Aksi takdirde ileride yapılan eleştirilerin olimpiyat fikrini çok zedelediğini anlattı. (Montreal gibi.)

Benim bu yazıda esas üzerinde durmak istediğim husus bambaşka. Olimpiyat veya spor benim işim değil. Ben sporu örnek göstererek yaşadığımız yönetim sorunlarına değinmek istiyorum. Yasalaştığı gün eksiklikleri veya sakıncaları görülen yasalar, sel yatağına yaptırılan konutlar, kötü yönetim (veya niyet) sebebiyle batan bankalar, 15-20 milyon dolar verilerek satın alınan ve ertesi yıl beş para etmeyen ünlü futbolcular, bir türlü önleyemediğimiz terör, koruyamadığımız çevre ve tarih, yarım kalan veya uzadıkça uzayan yatırımlar, bitmeyen yargılamalar, bütün bunların nedenlerinin altında kötü yönetimlerin olduğuna inanıyorum.

Yıllar önce İngiltere’ye davetli olarak gitmiştim, benim isteğim doğrultusunda hazırlanan bir programı uyguluyorduk. İngiltere’nin büyük ekonomik sorunlarının olduğu bir dönemdi. Avrupa birliğine girip girmemek de gündemin en önde gelen maddesi idi. Gezinin sonunda benim de gözlemlerimi öğrenmek için bir mülakat yaptılar. Ben kendilerine Avrupa birliğine üyelik konusunu da sordum; İngiltere’nin durumu hiç parlak değildi. Bu dönemde, kömür madenleri kapatılıyordu, tersaneler ve demir çelik tesisleri kapanmıştı. İngiliz otomobil sanayisinin bütün ünlü markalarını Avrupalılar çökertmişti, optik sanayi, beyaz eşya ve tekstil sektörleri kapanmış veya kapanıyordu, kentler göç veriyordu. Bu durumda AB içinde nasıl yaşayacaksınız, nasıl rekabet edeceksiniz, hangi konuda Avrupalılardan daha güçlüsünüz diye sordum. Uzun bir süre düşündüler ve haklısınız dediler. Ancak bizim güvendiğimiz bir tek şey var, administrasyon - iyi yönetim?

Bu cevap beni tamamen tatmin etti. Evet, trenleri eski ama temizdi ve dakikti, havaalanları küçük ve konforsuzdu ama her şey saat gibi işliyordu. Benimle uygulayacakları bir program vermişlerdi. 8.00’de başlıyordu. Tam o saatte otomobil geliyor ve programdaki dakikada gideceğimiz yere varıyorduk. Yetkililer işlerini çok iyi biliyorlardı. Bilgisayarları ve diğer büro ekipmanları yeni değildi ama aksaksız işini yapıyordu. Her şey gösterişten uzak, basit, minimum ölçülerde idi. Ama mükemmel çalışıyordu. Tıpkı çoğumuzun eleştirdikleri eski model taksileri gibi.

Dolayısıyla iyi bir yönetim oluşturamadığınız zaman, ne kadar para harcarsanız harcayın başarıya ulaşamazsınız. 6 kez olimpiyatlara gönderdiğiniz ve 6’sında da sonuncu olan yüzücünüzün olimpiyatlara katılmış olmasından övünürsünüz veya bir önceki olimpiyatta olduğu gibi bu olimpiyatta da attığı çekici koruma kafesinden bile çıkaramayan sporcunuzu mazur göstermeye çalışırsınız. Böylece yenilerin önünü kapar, umutları kırarsınız. Gününüzü gün edersiniz. Çünkü siz de bu sistemin ürünüsünüz. Peki iyi bir yönetim nasıl oluşur? Bu da başka bir yazının konusu…

Tuğrul Erkin/Eski İBB Genel Sekreteri


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler