Organ bağışına ''Komşum ne der'' korkusu engel oluyor

Doç. Dr. Ayhan Dinçkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, dünyada 3-9 Kasım tarihlerinin Organ Nakli Haftası olarak kutlandığını, organ bağışı bilincini oluşturmak için kendilerinin de bir takım etkinlikler düzenlediklerini söyledi. Amaçlarının vatandaşların bu konudaki duyarlılığını artırmak olduğunu dile getiren Dinçkan, organ naklinin hem alıcıyı hem de vericiyi ilgilendiren çok özel bir tedavi yöntemi olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin organ naklinde dünyanın en önemli ülkelerinden olduğunu anlatan Dinçkan, dünyada yapılmayan nakillerin artık rutin olarak yapıldığını, karaciğer ve kalp gibi nakillerin de Türkiye'de dünya ülkelerine göre daha büyük başarı oranlarında yapıldığını belirtti. Cerrahi anlamda büyük başarılar elde edilmesine rağmen nakillerin organ bulma noktasında tıkandığına dikkati çeken Dinçkan, organ naklinin canlı verici yerine kadavradan yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Dinçkan, gelişmiş ülkelerde milyon nüfus başına 25 verici bulunduğunu Türkiye nüfusu 70 milyon olarak hesaplanırsa yılda bin 700'ün üzerinde verici bulunması gerektiğini kaydetti. Türkiye'de 2011 yılında 340 kadavradan nakil olduğunu hatırlatan Dinçkan, ''Bin 700 ile 340 arasında büyük farklar var. Bu yılki rakamlar henüz açıklanmadı ancak bu yıl çok daha kötü çıkacak. Bu konuda Türk halkı çok duyarlı. Vicdanını dinleyen bir halka sahibiz ancak nedense istediğimiz başarıyı bir türlü elde edemiyoruz'' dedi.
Organ bağışının düşük olmasının bir çok nedeni bulunduğunu vurgulayan Dinçkan, şöyle konuştu:

''Dini sebepler, gelenekler, bilgi eksikliği gibi nedenlerden dolayı donör sayısı az oluyor. Halkı eksik gördüğümüz bu konularda sürekli eğitmeye, bilgilendirmeye devam ediyoruz. Meslektaşlarımızla sürekli bu konuyu tartışıyoruz. Dini sebeplerden çok çevre baskısı ön plana çıkıyor. Çevre baskısı, 'Komşum ne der' korkusu organ bağışına engel oluyor. İnsanlar çevresinin kendileri hakkında konuşmasından rahatsız oluyor. Türkiye'de 70 bin böbrek, binlerce karaciğer ve kalp bekleyen var. Bu rakamlar gittikçe artıyor. Bu insanların hayat süresini uzatmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için organ nakli olması şart. Birinin hayatını kaybetmesi bir başkaları için hayatın başlangıcı olabilir. Olaya bu bilinçle bakınmalı''

İnsanlara organ bağışıyla ilgili lise düzeyinden itibaren eğitim verilmesi gerektiğini anlatan Dinçkan, organ nakli için yeterli cerrah bulunduğunu, organ bulunması halinde Türkiye'nin bu konuda dünyanın en başarılı ülkesi olacağını vurguladı.