Ortak tahvil önerisi kabul görmedi
Avro Bölgesi'nde ağır borç yükü altındaki İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, İrlanda ve Belçika gibi ülkelerin, Lüksemburg'un da desteğiyle talep ettiği ortak tahvil önerisi kabul görmedi.
Avro Bölgesi'nde daha düşük faiz oranlarıyla borçlanabilen Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya ve Finlandiya, borçlanma maliyetlerini arıtacağı gerekçesiyle "E-bonds" olarak adlandırılan ortak tahvile karşı çıktı. Avro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ve İtalya Maliye Bakanı Giulio Tremonti, Financial Times'ta yayımlanan ortak makalelerinde, "krize güçlü ve sistemik bir cevap için" Avro Bölgesi'nin ortak tahvil çıkarması gerektiğini vurgulamışlardı. Öneriye göre normalde borçlanmalarının yarısını ortak tahvil üzerinden gerçekleştirebilecek avro ülkeleri, Yunanistan ve İrlanda örneğinde olduğu gibi piyasadan borçlanamamaları halinde finansman ihtiyaçlarının yüzde 100'e yakınını buradan karşılama imkanına kavuşacaktı.
Ağır borç altındaki birçok ülke için ''can simidi'' gibi görülen önerinin kabul görmemesi, dayanışmadan çok sorumluluğa önem veren Almanya'nın, küresel krizin başlangıcından itibaren savunduğu "herkes başının çaresine baksın" prensibinin AB'de hala geçerliliğini koruduğunu gösterdi. Juncker, ortak tahvil önerisini reddeden Almanya'yı Avrupalı gibi davranmamakla suçlamış, basın üzerinden yürütülen tartışma zirve öncesinde ikili arasında uzun bir telefon görüşmesiyle sona ermişti.
Özel sektör de maliyeti paylaşacak
AB anayasası Lizbon Anlaşması'na eklenecek 2 fıkrayla, borç krizindeki ülkeler için oluşturulan geçici kurtarma mekanizmasını daimi hale getirme konusunda uzlaşan AB liderleri, bundan sonraki ülke iflaslarında özel sektöre de maliyet yükleme kararı aldı.
Buna göre Avro Bölgesi'nde kurtarılacak yeni ülkelerin borçlanma kağıtlarını ellerinde tutan banka ve yatırımcılardan indirim talep edilerek Yunanistan ve İrlanda örneğinde olduğu gibi tüm yükün vergi verenlerin sırtına yüklenmesi önlenecek. Lizbon Anlaşması'nda eklenecek fıkralarla "avronun istikrarının güvence altına alınması kaçınılmaz olması halinde avro kullanan ülkelerin istikrar mekanizması oluşturabilmesine" yasal zemin hazırlanırken "mali yardımın sıkı şartlara bağlı olacağı" kayda geçirilecek. AB'nin 1 yıl önce yürürlüğe giren yeni anayasası Lizbon Anlaşması'nın 125'inci maddesi, bir ülkenin borçlarının diğer ülkelerce üstlenilmesini yasaklıyor. Bu durumda Lizbon Anlaşması'na eklenecek yeni fıkralarla Avro Bölgesi'ndeki ülkelerin kurtarılırken avronun istikrarının gerekçe gösterileceği belirtiliyor.
Uluslararası Para Fonu'nun da katkısıyla Avro Bölgesi'nin mayıs ayında oluşturduğu, 750 milyar avroluk mevcut kurtarma mekanizmasının geçerlilik süresi 2013 ortasında doluyor. Bu durumda, kurtarma mekanizmasında boşluk olmaması için, referandum gerektirmeyen Lizbon Anlaşması'nda cüzi değişiğin 2012 sonuna kadar tüm AB üyelerince onaylanması gerekiyor. Ekonomistler, İrlanda'nın ardından Portekiz ve İspanya'nın da borç krizine yenik düşmesi halinde AB'nin kağıt üzerinde 750 milyar avro olmasına karşın bazı ülkelerin paylarına düşen katkıyı henüz yapmaması nedeniyle gerçekte 410 milyar avroluk kurtarma fonunun yetersiz kalacağını belirtiyor. Yatırım bankası Goldman Sachs'ın iyimser tahminine göre İrlanda, Portekiz ve İspanya'nın sadece 2 yıllık borçlanma ihtiyacı 450 milyar avroyu buluyor.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?