Özbek: Düzenlemeler yargıyı ele geçirmek amacını taşıyor

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, tartışma yaratan Anayasa değişikliği paketine ilişkin açıklama yaptı.

Özbek: Düzenlemeler yargıyı ele geçirmek amacını taşıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.03.2010 - 14:42

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, yaptığı açıklamada, "HSYK, Anayasa'nın yargı bölümünde 159. maddede düzenlenmiştir. HSYK'nın yapısının Anayasa'ya uygun olarak düzelenmesi gereklidir. Yargı reformu öncelikle bağımsızlık ve iş yükü konularında yapılmalıdır. Yargıdaki iş yükümüm azaltacak önlemler hazırlanmalı, geciken adalet adalet değildir. Taslak metinde bağımsızlık ve iş yükü maddesi gözardı edilmiştir. Halkımız gerçek bir yargı reformu beklentisi içinde. Yüksek Kurul'a intikal eden birçok sorunla ilgili olarak yapılan yazışmalara yanıt vermekten kaçınmıştır. Yapılan düzenlemeler yargıyı ele geçirmek amacını taşıyor. Anayasa taslağı Anayasa'ya aykırı nitelikte.

Taslak metindeki düzenlemeler yargı bağımsızlığıyla ilgili değil. Bağımsız yargı, demokrasinin en temel niteliğidir. Taslak metinle bağımlı bir HSYK yaratılmıştır. Bu ülkede adalet olmazsa orada özgürlük yok demektir. Yeni HSYK yargıdaki diğer sorunlarla birlikte ele alınmalıdır. Adalet Bakanı HSYK'dan çıkarılmalıdır. HSYK yüksek yargıdan seçilecek üye sayısı arttırılmalıdır. Adalet Bakanı ve müsteşar HSYK'dan çıkarılmalıdır. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı alıp almayacağı şu andaki konumuz değil. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı alıp almayacağı konusu muhakkak değerlendirme sonucudur. Taslak bize hiçbir zaman olması gereken yoldan ulaşmadı internetten okuduk. Müsteşar Anayasa'ya göre kurulumuzun doğal bir üyesidir, kimsenin toplantıyı engelleme hakkı olamaz.

Bizi en fazla inciten eleştirilerden birisi şu. Aslında eleştirisi kelimesi tam buraya uyar mı bilmiyorum. Çünkü biz savunmadayız. Biz diyorlar, sadece biz diyorlar ve statükolarını korumak istiyorlar. Arkadaşlar, buradaki arkadaşların ben dahil tümü, ülkenin en ücra yerlerinde genç yaşında mesleğe başlayarak, tozlu dosyaların arasından, gaz lambalarını altından buralara geldik. Değişik yerlerde kendimizi kanıtlayarak ve aranılan çizgiyi muhafaza ederek geldik. Statükonun korunması meselesi... Bizi Bakanlar Kurulu atamadı buraya... Bu noktada atananlar ve seçilenler deniliyor. Kesinlikle hakim ve savcı atanan kişi değildir arkadaş. Sınava girerek her kararda seçilerek buraya gelir. Bizim yukarıda çalışmalarımızı yaparken, nereleri göz ettiğimizi hangi ölçüleri esas alamaya çalıştığımızı, sübjektif değerlendirmelerden çıkmamak için kendimizi nasıl sıktığımızı bilseniz.

Benim görevim yıl sonuna doğru sona erecek. Biz burayı bırakıp gideceğiz, emekliliğime üç yıl kaldı. Ben bunun dışında ne bekleyebilirim arkadaşlar? Bu noktaya gelebildiğim, bu noktada yer aldığım süreye kadar olan mesleki geçmişime karşı borçluyum. Bundan sonra da benden sonra gelecek genç arkadaşlarıma karşı borçluyum. Bundan daha önemlisi Türk milletine karşı borçluyum. Aynı duyguları arkadaşlarım için de söyleyebilirim. Bizim yerimizi muhafaza etmek gibi bir amacımız endişemiz söz konusu olamaz. Bu bize yapılan en büyük haksızlıktır. Şu noktaya gelene kadar belki 6-7 kez seçime girdik biliyor musunuz? Bundan sonradak bizden sonraki gelecek arkadaşlarımızı düşünmek yargı bağımsızlığı adına yapılacak ne varsa sağlamak amacımızıdır. Başka bir beklentimiz yoktur.

Taslağa ilişkin endişelerini Kurul toplantılarında Adalet Bakanı'na veya müsteşarına aktarıp aktarmadıklarının sorulması üzerine Özbek, uzun süreden beri Adalet Bakanı ile Kurul toplantısında bir arada olmadıklarını söyledi. Kadir Özbek, "Sanıyorum yoğun toplantıları nedeniyle Kurul toplantılarına katılamıyor. Özellikle taslakla ilgili bir diyalog imkanımız da olmadı. Müsteşar Bey ile toplantılarda bulunuyoruz. Düne kadar herhangi bir sorunumuz yoktu" şeklinde konuştu.

"Yargı savunmada"

11 Kasım'dı sanırım size ifade etmiştim, tüm kamuoyunu yakından ilgilendiren dinleme ve izleme olayları vardı. İstanbul Başsavcımızın ve Yargıtayın, daha sonra da Danıştayın telefonlarının dinlenilmesi iddiaları söz konusuydu. Yargı üzerine özellikle telefon dinlemeleri, izlemeleriyle ilgili çıkarılan yönetmeliğin 98. maddesiyle ilgili olarak da bir baskı ve ağırlık olduğunu, bütün arkadaşlarımızla bize gelen izlenimlerden ve ifadelerden bildiğimiz gibi, şimdi size açıklayamayacağım, disiplin dosyalarının içinde kalması gereken bazı bilgiler ve izlenimlerden edinerek söylemiştim. Bir başsavcının kendisiyle birlikte çalışan ve kendi yaptıkları işler itibarıyla gözetiminde bulunan savcılar tarafından 10-11 yıl önceki -ki açıklamaları bu şekildeydi- bir olay sebebiyle dinleme kararı isteyip böyle bir kararın alınmış olması yargının çok büyük tehlikelerle ve birtakım oldu bittilerle karşı karşıya geldiği izlenimini vermişti. Bu sözlerimizin yanlış olmadığı son günlerde bas bas bağırılan, açık açık tartışılan yeni taslağın birtakım hükümleriyle de doğrulanmış oluyor.

Uzun süredir Adalet bakanıyla  işlerinin yoğunluğu sebebiyle görüşemedik, taslak üzerine bir konuşmamız olmadı. Tüm kamuoyunu ilgilendiren dinleme ve izleme olayları vardı. Zaman zaman bilinçli olarak siyaset zeminine çekiliğ bu şekilde eleştirilme noktalarına getirilmek istenildiğini görüyoruz. Biz siyasi nitelik taşımayacak ifadeler kullanmaya özen gösteriyoruz.

Anayasa paketinin onaylanması durumunda en önemli konu kuvvetler ayrılığı ilkesi zedelenecektir. Paketin onaylanması, devletin çatısının çökmesi anlamına gelmektedir." dedi. 

"Orta direk çöker"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, taslakla ilgili yüksek yargı organlarıyla görüşme yapmayacaklarını söylediğinin hatırlatılması üzerine Özbek, tüm söylemlerinde mümkün olduğu kadar siyasi nitelik taşımayacak ifadeleri kullanmaya çalıştıklarını kaydetti.


Zaman zaman bilinçli olarak siyaset zeminine çekilip yargının siyasallaştığı ve bu şekilde de eleştirilmesi gerektiği noktalarına getirilmek istendiğini hissettiklerini kaydeden Özbek, "Bunu şimdi sizden duydum. Zaman zaman 'yargı hedeftir, yargı savunmadadır' derken demek ki kutupların tam keskin şekilde oluştuğu, birbirleriyle görüşemeyecek kadar birbirlerinden ayrılmış olduğu ifade edilmiş. Ben dinlemediğim için başka bir şey söylemeyeceğim" dedi.

Kadir Özbek, gazetecilerin "Taslak bu şekilde geçerse Türkiye'yi neler bekliyor?" sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"Arkadaşlar, bu taslakta en önemli konu, eğer böyle geçerse, kuvvetler ayrılığı ilkesi zedelenecektir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi biliyorsunuz Anayasamızın başlangıç hükmünde yer alan ana unsurlardan olup, yine Anayasamızın egemenliğin devletin organları eliyle kullanılmasını düzenleyen 6. maddesinde, 7-8 ve yargıyla ilgili 9. maddesinde yer alan 'devletin hukuk sisteminin orta direğini teşkil eden' ilkedir. Eğer böyle geçerse orta direğin yıkılması anlamına gelir. Kuvvetlerden birinin ki bu kuvvet sessiz, sedasız kendisini sessiz olma konumunda görmeye çalışan ancak diğer kuvvetleri de denetleme görevi kendisine verilmiş olan yargı aleyhine işliyorsa devletin temelinin, devletin çatısının çökmesi demektir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler