"'Özel yetkili mahkeme' yerine 'DGM' denilmeli"

Milletvekili aday adaylığı için Adana Cumhuriyet Savcılığın'dan istifa eden İlhan Cihaner, ''Özel yetkili mahkemelerin yargılama süreci, git gide düşman ceza hukuku pratiği çerçevesinde yürümeye başlıyor'' dedi. Cihaner "Özel yetkili mahkeme" ifadesinin hiçbir yerde bulunmadığını belirterek bu terim yerine "DGM" denilmesi gerektiğini söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.03.2011 - 16:18

Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezince ''12 Mart Olağanüstü Mahkemelerinden Özel Yetkili Mahkemelere Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği'' adlı panel düzenlendi.

Ankara Barosu Eğitim Merkezi'ndeki panelde konuşan İlhan Cihaner, Türkiye'de, hukuk dışılığın, yasallık kılıfı altında sürekli hale getirildiğini düşündüğünü ifade ederek, ''Hatta bunun tarihsel olarak, şu ya da bu dönemdeki hukuktan daha fazla, iktidarla ilgili bir şey olduğunu söylüyorum. İktidarlar, kişiler değişiyor, ama saldırılar hep birbiriyle aynı. Donanma davasından, KCK yargılamasına kadar'' diye konuştu.

Panele hazırlanırken, ''terörle mücadele terörü ve düşman ceza hukuku'' başlıklarını belirlediğini kaydeden Cihaner, ''Özel yetkili mahkemelerin yargılama süreci git gide düşman ceza hukuku pratiği çerçevesinde yürümeye başlıyor'' dedi.

''Özel yetkili mahkeme'' ifadesinin hiçbir yerde bulunmadığını, ancak kullanıldığını belirten Cihaner, bu terim yerine ''DGM'' denilmesi gerektiğini ifade etti.


"Bu maddeler iktidar eliyle en temel kuralların askıya alınmasıdır"

Avukat Turgut Kazan da özel yetkili mahkemeler ve savcılıklarla ilgili Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250, 251 ve 252. maddelerinin değiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Bu maddeler, bu iktidarın eliyle Anayasa'nın konut dokunulmazlığı, haberleşme özgürlüğü, haberleşme gizliliği, kişi özgürlüğü gibi en temel kurallarının askıya alınmasıdır. Anayasa'nın en temel kuralları askıya alınmıştır. Askıya alan da herhangi bir savcıdır'' diye konuştu.

İP Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet Cengiz ise 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde toplam 6 yıl cezaevinde kaldığını anlatarak, ''12 Mart ve 12 Eylül'ün tutuklamaları bugün aynen sürdürülüyor'' dedi.

Yazar Temel Demirer de ''olağanüstü mahkemelerden söz edilecekse, İstiklal Mahkemeleri, DGM'ler, 12 Mart ve 12 Eylül'ün işkencehaneleri ve Diyarbakır Cezaevinden de söz etmek gerektiğini'' kaydetti.

''Türkiye'nin hiçbir zaman hukuk devleti olmadığını'' söyleyen Demirer, ''Türkiye'deki hukuk tarihinin, olağanüstünün olağanlaştırılması'' olduğunu savundu.

Gazeteci Rahmi Yıldırım da modern hukuk devletlerinde hukukun öncelikle insanı, sonra mülkiyeti, en sonunda ise devleti koruduğunu; Türkiye'de ise hukukun önce devleti, sonra mülkiyeti, son olarak insanı koruduğunu söyleyerek, ''Böyle çarpık bir hukuk düzeni var'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler