Pantolonunu indirerek protesto etti
KCK davasının bugün görülen duruşmasında tahliye kararı çıkmadı. Bu arada, davayı izlemeye gelen Belçikalı profesör Lieven de Cauter, arama noktasından geçerken X-Ray cihazı sinyal verdi. Görevlilerin elle arama talebine kızan De Cauter, pantolonunu indirerek protesto etti.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın da aralarında bulunduğu 134 tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu sanık Hakan Soytemiz ve 8 tutuksuz sanık katıldı. Ragıp Zarakolu'nun da aralarında yer aldığı diğer tutuksuz sanıkların gelmediği duruşmada, 26 sanık avukatı hazır bulundu.
Duruşmada, mahkeme heyeti başkanı Ali Alçık, daha önceki duruşmalara katılmayan 4 tutuksuz sanığa, kimlik tespitlerini yaptırıp yaptırmayacaklarını sordu.
Bu kişilerin Türkçe cevap vermemesi üzerine başkan Alçık, sanıkların Kürtçe konuştukları belirterek, kimlik tespiti yapmadı.
Kimlik tespiti yapılmak istenen sanıklardan Nuriye Avşar'ın avukatı söz alarak, müvekkilinin sorulan soruya Arapça cevap verdiğini belirterek, Arapça tercüman taleplerinin olduğunu ifade etti.
Duruşma, TRT spikerleri Ömer Faruk Zora ve Hakan Kıra'nın 89. sayfasından itibaren iddianameyi okumasıyla devam ediyor.
Bu arada, duruşma salonunun olduğu binaya girerken, cep telefonlarını kontrol noktasındaki görevliye bırakmak istemeyen bazı sanık avukatları ile jandarma görevlileri arasında tartışma yaşandı. Cep telefonlarını baro odasına bırakmalarına izin verilmeyen bazı avukatlar, salona girmedi.
Tahliye yok
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmada, TRT spikerleri Ömer Faruk Zora ve Hakan Kıra, iddianamenin 89. sayfasından başlayarak 174. sayfasına kadar okudu.
Duruşmada söz alan sanık avukatlarından Sinan Zincir, TRT spikerlerinin Türkçe'yi yanlış kullandığını, ''K'' harfini ''Ka'' olarak okuduklarını, halbuki Türkçe'de bu harfin ''Ke'' olarak okunduğunu söyledi.
Spikerlerin iddianameyi olduğu gibi okumalarını talep eden Zincir, 5 sanığın sağlıklarının cezaevinde kalmaya uygun bulunmadığını, öncelikle bu kişiler olmak üzere tüm sanıkların tahliyesini istediğini kaydetti.
Kısa bir ara verdikten sonra dün ve bugün mahkemeye iletilen taleplere ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk durumlarının 13 Temmuz'da değerlendirilmesinin daha önce kararlaştırıldığını hatırlatarak, tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Mahkeme heyeti, bazı avukatların, kamuoyunda ''3. Yargı Paketi'' olarak bilinen 6352 sayılı kanun çerçevesinde ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçuna ilişkin erteleme kararı verilmesini talep ettiklerini hatırlattı.
Bu suçtan yargılanan sanıklar hakkında ''terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak'' suçlamasının da bulunduğunu belirten mahkeme heyeti, erteleme kararı verilmesi için davanın tefrik edilmesi gerektiğini, bunun dosya kapsamı düşünüldüğünde pratik olmadığını kaydetti.
Mahkeme heyeti, söz konusu talebin şimdilik reddine karar verdi.
Kürtçe tercüman taleplerinin, daha önce belirtilen gerekçelerle reddini kararlaştıran mahkeme heyeti, sanıklardan Nuriye Avşar'ın savunması için ''Arapça'' tercüman talebini de sanığın hazırlık aşamasında Türkçe ifade verdiğini dikkate alarak reddetti.
Mahkeme heyeti, duruşmanın 9 Temmuz Pazartesi günü, iddianamenin okunmasıyla devam edeceğini bildirdi.
Öte yandan, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın açıklaması yapan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, İstanbul'daki KCK davasında Kürtçe savunma yapılmasına izin verilmemesini eleştirerek, şunları söyledi:
''İnsan hakları savunucuları, doğal yaşam içerisinde her canlının kendi kökleri, yapısal özellikleriyle doğal iklim içerisinde yaşaması gibi, insanların da kendi dillerini her ortamda özgürce kullanabilmelerinin gerekli olduğunu belirterek, ana dilde savunma hakkının temel bir insan hakkı olduğunu her zaman ifade etmişlerdir.''
Pantolonunu indirerek protesto
Lieven de Cauter İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın duruşmasını izlemek için salonun bulunduğu binaya girmek istedi.
Kontrol noktasındaki duyarlı kapıdan geçen Lieven de Cauter'a, cihazın uyarı sinyali vermesi nedeniyle üzerinin elle aranacağı söylendi.
Üzerinin aranmasına izin vermeyen ve birkaç kez kapıdan geçen Lieven de Cauter, cihazın sinyal vermeye devam etmesi üzerine bu defa pantolonunu indirerek kapıdan geçti.
Jandarma görevlilerinin uyarısı üzerine pantolonunu yukarı çeken Lieven de Cauter, daha sonra duruşma salonuna alındı.
Olaya ilişkin tutanak tutulduğu ve bazı jandarma görevlilerinin, Lieven de Cauter'ın kendilerine hakarette bulunduğu iddiasıyla şikayetçi oldukları öğrenildi.
AA muhabirinin görüştüğü Lieven de Cauter, duruşma salonuna girerken yapılan üst aramalarını eleştirerek, şunları söyledi:
''Duyarlı kapıdan geçtim. Sinyal verdi. Cihaz çok hassas. Fermuara bile sinyal veriyor. Üzerimi elle aramak istediler. Ben de buna izin vermeyeceğimi söyledim. Ceketimi çıkararak tekrar geçtim. Cihaz yine sinyal verdi. Ben de bir sonraki sefer pantolonumu indirerek geçtim. Görevliler müdahale etti. Üzerimi elle aratmadan geçmeme izin verdiler. Böylece ben kazanmış oldum.''
Duruşma salonuna giren herkesin bu şekilde aranmasının, herkesin tehdit olarak görülmesi anlamına geldiğini savunan Lieven de Cauter, görevlilere küfrettiği iddialarının doğru olmadığını söyledi.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Colani’nin arabası
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!