Para yoksa Almanca öğrenmem!
Kadim ülker / Avusturya (Viyana)
Avusturya’ya geldiğim ilk yıllarda bir Almanca kursunda öğretmen olarak çalışıyordum. Kurs, iş piyasası dairesi tarafından organize edilen bir kurstu. Bir uçak kazasında hayatını kaybeden gelmiş geçmiş en iyi çalışma bakanı ve sendikacı Afred Dalinger’in öncülüğünde yürürlüğe konulan işsizlikle mücadele destek yasasına göre düzenlenmekteydi. Yabancı kökenliler ilk defa işsizlik sigortasından finanse edilen kurstan faydalanacaktı.
İşsizler mültecilere karşı
Kursun iki tür katılımcısı vardı: Biri, aralarında rahmetli babamın da olduğu yaş ve sağlık sorunlarından dolayı iş bulamayan ve Avusturya ekonomisine emekleriyle yıllarca katkıda bulunan işsizlerdi. Diğerleri ise Avusturya’ya yeni gelmiş, mültecilikleri kabul edilmemiş kişilerdi. İkinci grup kendilerini çok siyasi buluyor, birinci grupla pek de anlaşamıyorlardı. İşsizlerin çalışmış oldukları süre içinde maaşlarından kesilen sosyal primlerle finanse edilen kursu mülteciler çok çabuk sahiplenmişlerdi. Başvuru sebebi olarak Türkiye’deki sol siyasi çalışmalarını gösteren mülteciler, işsizleri istemiyorlardı, “Bunlar neden bu kurslara katılıyorlar, ahları gitmiş vahları kalmış” diye söyleniyorlardı. İşsiz işçiler, aynı siyasetin militanı olan mülteciler karşısında kendilerini yalnız ve zayıf hissediyorlar ve seslerini çıkaramıyorlardı.
Maaşlara zam
Kurs katılımcıları, işsizlik ödentisini yüzde yirmilik bir zamla alıyorlar, işsizlik, emeklilik ve hastalık sigortası da devam ediyordu. Mültecilere de yaşamlarını sürdürebilecek bir miktar para ödeniyordu. Bu kurs daha sonra Viyana’da ciddi anlamda yaygınlaşmaya başladı. Sadece Almanca kursu ile sınırlı kalmadı, meslek kursları da düzenlendi. Bu kurslar süresinde kursiyerlere bir ödenti yapılabilmesi için en az 25 saat ders görülmesi gerekmekteydi. Bazı kurslar bu sürenin altında olduğundan para ödenmemekteydi. İşte o zaman tatsızlıklar ve itirazlar başlıyordu. İtirazlara dil öğrenmenin anlamını bilenler acı acı gülüyorlardı, ama o önemi kavrayamayanlar itirazlarında ısrar ediyorlardı. “Yıllardır burada yaşıyorum, bu dili en az bir dolmeç (çevirmen) kadar biliyorum” veya “Para var mı para, para ödemezlerse niçin Almanca öğreneyim?” gibi sözlerle itirazlar dile getiriliyordu. Siyasilerden birisi Almanca öğrenmeyi insan haklarına aykırı bulmuş, böylesi bir ifadeyi Alman topraklarında kendisini dinleyenlere iletmişti. Bu ses Avusturya’da da yankı bulmuştu.
Viyana’dan ‘müjde’
“Almanca öğrenmede para var mı” diyenlere Avusturya’nın muhafazakâr Hıristiyan sağcılar ve aşırı sağcılardan oluşan hükümetinin önümüzdeki dönemde bir “müjdesi” var. Hükümet her önüne gelenin para almaması için sosyal yardım gibi ödenen parada değişikliklere gitmeyi planlıyor. Hükümet adına bu değişikliğe ait açıklamalarda da bulunuldu. Açıklamada “Almanca bilenlerle bilmeyenler, uyum sağlamışlarla sağlamamışlar aynı sosyal yardımı alamayacaklardır” denildi. Almanca bilenler ve uyum sorunu olmayanlara daha fazla, Almanca bilmeyenlere ve uyum sorunu olanlara daha az sosyal yardım parası ödenecektir deniliyor. Para yoksa Almanca öğrenmek de yok diyenler olarak hangi dersi çıkardık buradan diye sorsam sanırım bana kimse kızmaz, fazla lafa gerek yok. Kadim.uelker@gmail.com
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı