'Polis merkezinde işkence' davası başladı

İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğünde gözaltındayken rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Murat Konuş'un ölümüne ilişkin 1 komiser ve 6 polis memurunun ''işkence sonucu ölüme neden olmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.

'Polis merkezinde işkence' davası başladı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.07.2010 - 20:45

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar O.K, R.A, A.K. ve M.E. ile tutuksuz sanıklar G.K, Y.B. ve O.Ö katıldı.

Duruşmada sorgusu yapılan sanıklardan komiser O.K, bir gasp olayına ilişkin 58 gün süren bir çalışmadan sonra operasyon yaptıklarını, sanıklardan M.E ve R.A ile birlikte şüphelilerden Cemil Budak'ı gözaltına aldıklarını ve gerekli aramalardan sonra emniyet müdürlüğüne getirdiklerini anlattı.

Diğer şüphelilerin de başka ekipler tarafından gözaltına alınarak getirildiklerini belirten O.K, operasyona ilişkin bilgi vermek amacıyla büro amirinin odasına gittiğini, burada bulunan Murat Konuş'un, ailesinin de gözaltına alınmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğini ve daha sonra dışarıya çıkarıldığını aktardı.

Büro amiriyle konuştuktan sonra odadan çıktığında ara koridorda yüzü duvara dönük olarak bekletilen Murat Konuş'un elleriyle yüzüne vurduğunu gördüğünü ve diğer görevlilerle birlikte müdahale ettiğini anlatan O.K, Konuş'u sandalyeye oturttuğunu, bu sırada şüphelinin kafasını sağa sola çevirerek duvara vurmaya çalıştığını kaydetti.

Bunu neden yaptığını sorduğu Konuş'un, ailesinin gözaltına alınmasından rahatsızlık duyduğunu, sevgilisi hakkında işlem yapılmamasını istediğini söylediğini belirten O.K, bunun üzerine sanıklardan G.B'ye, Konuş'un ailesinin işlemlerinin bir an önce bitirilmesi için emir verdiğini söyledi.

Tutuklu sanıklardan M.E'yi de Konuş'un başında bıraktığını ve uyuşturucu kullandığını söyleyen şüphelinin sigara içmesini sağlamasını istediğini aktaran O.K, bir süre sonra yanına gelen M.E'nin, Murat Konuş'un krize girdiğini ve sandalyeden düştüğünü söylediğini kaydetti.

O.K, yanına gittiği Konuş'un yüzünde kan olduğunu gördüğünü, daha sonra da battaniyeye konularak hastaneye gönderdiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Cemil Budak bizlerin maktulü tekmelediğimizi söylemektedir. Ancak kamera kayıtlarında bu şahsın doğru söylemediği, maktule herhangi bir saldırı ve tekmeleme yapmadığımız bellidir. Maktul doktora götürülürken ve taşınma sırasında Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin belirttiği ekimozların oluşması mümkündür. Maktulü evinde yakalama esnasında bir boğuşma oluşmuştur. Maktulün vücudundaki birtakım ekimozlar boğuşma sırasında oluşmuş olabilir, ayrıca maktul oturduğu sandalyeden yere düşerken de birtakım yara ve ekimozların oluşması mümkündür.''


 

Sanık polis memurlarının ifadeleri

Sanıklardan R.A, Murat Konuş ile ilgili işlemlerde görev almadığını belirterek, Cemil Budak ile ilgili işlemleri yaptığını kaydetti.

Konuş'u, gözaltına alındıktan sonra emniyet müdürlüğü koridorunda gördüğünü ve elleri kelepçeli haldeyken kafasını duvara vurduğuna şahit olduğunu belirten R.A, şüpheliye sanıklardan O.K, G.B. ve O.Ö'nün müdahale ettiğini anlattı.

R.A, şüphelinin bir sandalyeye oturtularak sakinleştirilmeye çalışıldığını, hatta O.K'nın M.E'ye, Murat Konuş'un başında beklemesini, sigara vermesini söylediğini bildirdi.

Daha sonra Cemil Budak'a sağlık raporu alınması için hastaneye gittiğini belirten R.A, ''Hastanede oram ağrıyor, buram ağrıyor, kaburgamda kırık var filan deyip bizi saat 10.30'dan 16.00'ya kadar oyaladı. Hastaneden akşama kadar çıkamadık'' dedi.

R.A, Cemil Budak'ın kendisini çok iyi tanıdığını, zira bütün işlemlerini yaptığını belirterek, bu kişinin savcılığa 3. kez gelişinde görüntülerden teşhiste bulunmasının kasıtlı olduğunu savundu.

M.E de O.K'nin şoförlüğünü yaptığını, Cemil Budak'ın gözaltına alınması sırasında şüphelinin evine giren ve onu şubeye getiren ekip arasında yer aldığını ifade ederek, Murat Konuş'u koridorda beklerken gördüğünü söyledi.

Kendisi başka şeylerle uğraştığı sırada bazı sesler geldiğini ve şüphelinin kendisine zarar verdiğinin söylendiğini belirten M.E, O.K'nın isteği üzerine şüphelinin başında beklemeye başladığını anlattı.

Murat Konuş'u sakinleştirmeye çalıştığını, sigara verdiğini ve sohbet ettiklerini kaydeden M.E, ''(Kendini neden sıkıyorsun, bu yüzünün hali ne?) dedim. (Ağabey, yüzümdeki şişlik doğuştan, strese girince daha çok oluyor) dedi. Konuşurken koridorda başka polisler de vardı. Ben elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. O sırada sol tarafına doğru sandalyeden düştü. Hemen müdahale ettim. Daha sonra O.K'ya haber verdim ve hastaneye götürdük'' diye konuştu.

A.K da Ramazan Üveyik ve Kerem Köseoğlu'nun gözaltına alınması işleminde görev yaptığını, bir kişinin rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını da sonradan öğrendiğini anlattı.
Üveyik ve Cemil Budak hakkında bu olaydan önce ''kadın kaçırdıkları'' gerekçesiyle işlem yaptığını, bu olaydan dolayı tanıştıklarını belirten A.K, kendisini husumetleri yüzünden teşhis ettiklerini öne sürdü.

G.B de Murat Konuş'u gözaltına alan ekipte bulunduğunu belirterek, ''Evine girdiğimizde Murat Konuş bir odadan bornozla çıktı. Biz kendimizi tanıttık, o da bize biraz söylendikten sonra vitrin gibi bir şey vardı evde, ona yöneldi. Bunun üzerine Serkan Aslan üzerine atıldı. Biz de müdahale ettik. Yere yatırıp kelepçeledik. Yöneldiği yere daha sonra baktığımızda tabanca bulduk. Yere yatırılışı sırasında sehpaya çarptı, ancak vücudunun neresini çarptığını görmedim'' diye konuştu.

Konuş'un kelepçelenmesinin ardından daha fazla direnmediğini, ancak annesi, karısı ve sevgilisinin gözaltına alınmasına tepki gösterdiğini belirten G.B, Konuş'u daha sonra emniyet müdürlüğüne getirdiklerini anlattı.

Murat Konuş'un koridorda beklerken ailesinin serbest bırakılması için O.K ile görüşmek istediğini ifade eden G.B, ''O.K'yi görünce yüzüne yumruk atmaya başladı. Müdahale ettik. Daha sonra O.K onunla konuştu. Ne istediğini sordu. Ailesinin serbest bırakılmasını istediğini söyleyince O.K bana Konuş'un ailesinin işlemlerinin bir an önce yapılmasını söyledi. İşlemlere başladım, ancak operasyonla ilgili yeni bir arama çıkınca ona yardım etmek için şubeden ayrıldım. Konuş'un fenalaşarak hastaneye kaldırıldığını daha sonra telefonda öğrendim'' diye konuştu.

Tanık olarak dinlenen Serdal Kara, Murat Konuş ile aynı operasyon kapsamında gözaltına alındığını ve aynı koridorda bekletildiğini belirterek, Konuş'un bu sırada kendisini duvara vurduğunu söyledi.

Konuş'un polisler tarafından sakinleştirilmeye çalışıldığını kaydeden Kara, kendisi sağlık kontrolünden geçirildikten sonra da Konuş'u bir sandalyede otururken gördüğünü ifade etti.
Vedat Altınmakas da ağabeyiyle araba kiralama işi yaptıklarını, Murat Konuş'un da ortakları olduğunu belirterek, aynı operasyon kapsamında gözaltına alındığını söyledi.

Konuş'un yüzünün sol tarafında her zaman şişlik ve morluk olduğunu, uyuşturucu kullandığında bu durumun arttığını ifade eden Altınmakas, Konuş'un son derece sinirli olduğunu, zaman zaman müşterilere saldırdığını, sinirlenip hırsını alamadığında kendisini yumrukladığını ya da kafasını bir yerlere vurduğunu anlattı.

Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan tutuklu sanıkların avukatları, tahliye talebinde bulundu.

Tahliye istemlerinin reddine karar veren mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
 

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 7 Ocak 2010'da bir gasp olayına ilişkin gözaltına alınan Murat Konuş'un bir süre sonra rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca hazırlanan otopsi raporunda Konuş'un ''künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması'' sonucu öldüğünün bildirildiği anlatıldı.

Murat Konuş'un şubeye girdiği sıradaki görüntülerinin sağlıklı olduğuna dikkat çekilen iddianamede, Adli Tıp Kurumunun raporunda belirtilen yaralanmalar yakalama esnasında meydana gelmiş olsa, giriş sırasında böyle sağlıklı görünemeyeceği ifade edildi.

Cemil Budak'ın, şüphelilerden komiser O.K, polis memurları R.A, A.K. ve M.E'yi Murat Konuş'u darp eden kişiler olarak teşhis ettiği belirtilen iddianamede, polis memurları G.K, Y.B. ve O.Ö'nün de Konuş'u şubeye getiren kişiler oldukları, dosya kapsamından sanıkların Murat Konuş'a işkence yaparak ölümüne neden oldukları kanaatine varıldığı anlatıldı.

İddianamede, sanıkların ''işkence sonucu ölüme neden olmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler