'Polis yerine tebligat yeterdi'

28 Şubat soruşturmasında tutuklanan emekli Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri, savcılık sorgusunda gözaltına alınma şekline sitem etti.

'Polis yerine tebligat yeterdi'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.04.2012 - 09:47

Özel yetkili Savcı Mustafa Bilgili’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, Sincan Cezaevi’nde OYAK Yönetim Kurulu Başkanı, emekli Korgeneral Yıldırım Türker ile aynı odaya konuldu. Kuvvet komutanı olduğu için sorgusu özel yetkili Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen tarafından yapılan Türkeri, 27 sayfalık ifadesinde bazı sorulara şu yanıtları verdi:

- Bazı general ve basın mensuplarına verdiğiniz brifinglere ilişkin belge gösterilerek soruldu:

- Ben bu belgeyi daha önce görmedim. Ancak o dönemde verilen brifingler BÇG çerçevesinde verilmemiştir. Zaten söz konusu brifingler komuta katının yanı Genelkurmay Başkanı’nın (İsmail Hakkı Karadayı) onayı ile verilmiştir. Genelkurmay Başkanı’nın brifing verilmesi yönündeki görüşünden sonra alt kademedeki diğer birim amirlerinin bunu yerine getirmemesi söz konusu olamaz. Zaten bunlar gizli olarak yapılan faaliyetlerden değildir. Kamuoyuna ve basına açık olarak gerçekleştirilmiştir.

- BÇG brifingleri askeri bir müdahalenin kurum için meşruiyet ve destek sağlamaya yönelik mi icra edelmiştir?

- Ben o dönemde basın verilen brifinglerle ilgili Kara Kuvvetleri’nde üst rütbeli generallere Genelkurmay Başkanı’nın emri ile basın verilen brifinglerle ilgili bilgi sundum. Askeri birimlere müdahale amaçlı kesinlikle brifing vermem söz konusu değildir.

- “BÇG Faaliyetleri.doc” isimli belgede “Batı Çalışma Grubu” işleyişi görülmektedir. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Ben bu belgeyi hatırlamıyorum. Ancak o dönemde Başkanlık Takip Kurulu vardı. Bu Takip Kurulu toplantılarına zaman zaman ben de katıldım. Bu toplantıya Başkanlık Müsteşarı, birçok bakanlık müsteşarı, Diyanet İşleri Başkanı, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, MGK Genel Sekreterliği temsilcisi olmak üzere çok sayıda bürokratlar katılmıştır. Genelkurmay’dan da benim dışımda Adli Müşavir ve Harekat Başkanlığı temsilcisi katılmıştır. Bu toplantılar Başbakanlığın toplantı salonunda yapılmıştır. Ben bu toplantılara hatırladığım kadarıyla İstihbarat Daire Başkanı olduktan sonra korgeneral rütbesini aldıktan sonra katıldım.


Polisli gözaltıyı eleştirdi

-  Yapılan psikolojik harekatlar sırasında TSK’nın en önemli kara silahı olan tanklar Sincan’da yürütülmüştür. Takip eden süreçte hükümetin (Refah-Yol) ayrılmak zorunda bırakıldığı açıkça görülmektedir. Bu konuda son olarak ilave edeceğiniz bir husus var mıdır?

- Sincan’ta tankların yürütülmesini BÇG faaliyetinde yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Ben İstihbarat Başkanı olarak tankların sincan’da yürütüldüğünü televizyonlardan gördüm. Gazetelerde tatbikat için bu tankların geçtiğini belirtildi. (...) 46 yıl askerlik hizmetinde bulundum. Görev talimatları çerçevesinde bana verilen emirleri yaptım. Ben İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Daire Başkanı olarak herhangi bir TSK mensubunun izlenmesi ya da fişlenmesi talimatını vermedim. 28 Şubat döneminde ben tümgeneral rütbesinde bir askerdim. Bana hukuk çerçevesinde ne emir verilmiş ise onu yaptım. MGK’nin aldığı 406 sayılı kararlar çerçevesinde alınan tedbirler ve uygulamalar kesinlikle gizli yapılan faaliyetler değildir. 28 Şubat kararları olarak bilinen kararlar sadece o dönem uygulanan kararlar değildir. O dönemden sonra da devam etti. 28 Şubat soruşturması çerçevesinde ifadeye çağrılacağımı tahmin ediyordum. Çünkü, soruşturmanın yapılacağı aylar öncesinde gazetelerde yer aldı. Adli makamlar tarafından çarılmayı bekledim. Polis tarafınan gözaltına alınmam yerine tebligatla çağrılsaydım zaten ifade vermeye gelirdim. Bundan sonra da adli makamlar huzuruna gelip adaletin yerine gelmesine katkıda bulunurdum. 71 yaşında emekli bir askerim. Kaçma durumum yoktur.


BÇG için Karadayı’yı işaret etti

Fevzi Türkeri, emniyet sorusunda ise suçlamalara şöyle yanıt verdi:

“İKK ve Güvenlik Daire Başkanı olarak herhangi bir TSK mensubunun ya da vatandaşın izlenmesi ve fişlenmesi gibi bir faaliyetin gerçekleştirilmesi amacıyla emir vermedim. BÇG çalışmaları kapsamında önceden de yapılan bir takım izlemelerin, Harekat Dairesi Başkanlığı bünyesinde kurulmuş olan ve benim dairemle ilgisi olmayan, BÇG kapsamına alınması söz konus olabilir. Ancak bu faaliyetin bu birimin emri ile veya kurulmasıyla başladığımı söylemek mümkün değildir. Bunlar 28 Şubat 1997 tarihinden önce de yapılıyor, yıkıcı, bölücü ve irticai akımlara karışmış personelin Silahlı Kuvvetler içinde bulunmalarının önüne geçilmeye çalışılıyordu. Ben o dönem tümgeneral rütbesinde bir askerdim. Ne emir verildiyse o emri yerine getirdim. Bu düzeyde bir düzenlemenin ve çalışmanın dönemin Genelkurmay Başkanı’nın emri ve bilgisi dışında gerçekleştirilmesi ihtimali de bulunmamaktadır.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler