Poyrazköy iddianamesi kabul edildi
Ergenekon soruşturması kapsamında Poyrazköy'deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin 5'i tutuklu 17 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin kabul edildiği İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin tensip metninde, sanıklara atılı eylemlerin 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun dışında kaldığı belirtildi.
Tensip metninde, ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'', ''Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organı ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'', ''Patlatıcı madde bulundurmak'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet'' suçlarından şüpheli Levent Bektaş ve arkadaşları hakkında CMK'nin 250. maddesinde yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamenin incelendiği kaydedildi.
Sanıklara atılı eylemlerin 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun dışında kaldığı gibi Askeri Ceza Kanunu'nun 54. maddesinin atıfta bulunduğu Türk Ceza Kanunu'nun hükümlerinin de dışında kaldığı ifade edilen tensip metninde, dolayısıyla atılı eylemlerin sırf askeri suç ve askeri suç benzeri suçlar kapsamında değerlendirilmeyeceği bildirildi.
Tensip metninde, atılı eylemlerin nitelikleri gereği askeri mahal dışında gerçekleşip sonuç doğuracağı kaydedilerek, 353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun'un 9. maddesi kapsamında değerlendirilmeyeceği, yine niteliği gereği görev kapsamında da değerlendirilmeyeceği belirtildi.
Atılı eylemlerin her halükarda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca ''terör suçu'' sayıldığı anlatılan metinde, 3713 sayılı kanunun 9. maddesindeki hüküm dikkate alındığında CMK'nın 251/1 maddesi gereğince CMK 250/1 maddesinde sayılan suçlara bakmakla görevlendirilmiş İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğu bildirildi.
Tutuklu 5 sanığın tahliye taleplerinin reddine karar verildiği anlatılan tensip metninde, şöyle denildi:
''Silivri'de devam eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki 2 davada özellikle mahkememizdeki davanın iddianamesinde yazılı olan 'Ergenekon' tabir edilen silahlı terör örgütü ile ilgili olarak bu örgütün varlığı, yapısı, varsa eylemleri konusunda bilgiler içeren ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyaların da bu örgütle ilgili gelen Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı ile başka kurumlardan gelen bu husustaki yazıların tasdikli birer suretinin istenmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına yazı yazılmasına karar verildi.''
Müebbet hapis istemi
Ergenekon soruşturması kapsamında Poyrazköy'deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin hazırlanan iddianamede, 4'ü tutuklu 5 sanığın 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 29,5 yıldan 57'şer yıl, diğer 12 sanığın da 7,5 ile 39'ar yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.
İddianamede, tutuklu sanıklar Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Emre Onat ve Eren Günay ile tutuksuz sanık Mustafa Turhan Ecevit'in, ''Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'', ''Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'', ''Patlayıcı madde bulundurmak'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 29,5'ar yıldan 57'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Tutuklu sanık Ergin Geldikaya'nın "Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'', ''Patlayıcı madde bulundurmak'' ve ''6136 sayılı Kanuna muhalefet etmek'' suçlarından 17,5 yıldan 39 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, tutuksuz sanıklar Ali Türkşen, Halil Cura, Ferudun Arslan, Sadettin Doğan, Levent Görgeç, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Şafak Yürekli, Dora Sungunay, Tayfun Duman ve Mert Yanık'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5'ar yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörüldü.
İddianamede, şüpheliler Şahin Özen ve Aşkın Lale hakkında ''Silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan takipsizlik kararı verdiğine de vurgu yapıldı.
Kafes eylem planı iddianamede
Kabul edilen Poyrazköy iddianamesinde Kafes Eylem Planı da yer alıyor. İddianamede yer alan bilgiye göre Kafes Eylem Planı, Davos krizinden sonra hazırlandı. İddianamede yer altında hala silah olduğu iddiası da yer alıyor.
İmanlı imansız bölgelerin haritası
İddianamede Levent Bektaş'ta ele geçirilen DVD'deki imanlı imansız iller haritası olduğu belirtiliyor. İddianamenin 39. sayfasında Emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş'ta ele geçirilen DVD'deki harita.png isimli dosyada illerin sınıflandırıldığı belirtiliyor.
Türkiye siyasi haritasındaki illerin dört renge boyanarak numaralandırıldığı belirtilen iddianamede, resim formatındaki harita anlatılıyor. Buna göre haritanın lejandına göre yeşil renkle boyanan iller, imanlı iller. Kırmızı renge boyananlar, imanlı olmayan iller. Mor renkli iller, topluluk olan, sarı renkliler ise topluluk olmayan iller anlamına geliyor.
Sünni bölgedeki alışveriş merkezine bomba
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık İbrahim Şahin'in İstanbul'daki adresinden Ankara ilinde bir alışveriş merkezine yönelik eylem planları ele geçirildiği kaydedildi. El konulan eylem planında, halkın giyim kuşamı, ekonomik durumu ve olaylara tepkilerinin ne olacağı hakkında bilgilere yer verildiği, ayrıca alışveriş merkezinin de krokilerinin ve fotoğraflarının bulunduğuna dikkat çekildi.
Eylem için özellikle kökeni “Sünni” olarak belirtilen bir yerdeki alışveriş merkezinin seçildiği ifade edilen iddianamede, şöyle denildi:
"Bu alışveriş merkezine planlanan eylemin amacının İbrahim Şahin'de ele geçirilen suikast planlarında isimleri geçen Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik suikastlardan sonra yapılarak ülkede toplumun farklı kesimlerinin birbirlerine karşı kışkırtılarak ve birbirlerinden öç alma duygusuyla hareket ettiği izlenimi verilerek Alevi-Sünni çatışması çıkartmak olduğu, böylece 1980 öncesinde Çorum ve Kahramanmaraş'ta yaşanan olayların benzerinin bir kez daha gerçekleşmesinin hedeflendiği, bu amaçlarını da yine İbrahim Şahin'den ele geçirilen Kazım Genç'e yönelik suikast planında 'Alevileri kışkırtarak Alevi-Sünni kavgası çıkarmak' şeklinde beyan ederek bu durumu açıkça ortaya koydukları görülmüştür."
Başbakan Erdoğan'a Suikast planı
İddianamede, sanıklar arasında bulunan Mustafa Dönmez'in, Ankara'daki askeri lojmanlardaki evinde yapılan aramada bulunan bir ajandanın 46'ncı sayfasında değişik konularla ilgili el yazması notların olduğu, ajandanın kapağındaki cep kısmında ise 2 adet A4 kağıdına çıktı alındığı, aynı bölgeyi gösterdiği anlaşılan uzak ve yakın mesafeli şekilde çekilmiş uydu fotoğraflarının olduğunun belirlendiği ifade edildi.
Uydu fotoğraflarından "Resim 7" olarak belirtilen fotoğrafın üzerinde bir binanın çevresinin kırmızı kalemle çizildiği, işaretlenen binadan çizgi şeklinde ok çıkartıldığı, kırmızı kalemle çizilen binadan çıkartılan ok işaretinin üzerine “220m” ibaresinin yazıldığı vurgulanan iddianamede, okun sonunun yeşil alanda bittiği, yine aynı resimde “Kuşadası Sk, Gölbaşı Sk ve yürüyüş yolu” şeklinde yol ve sokak adlarının yazılı olduğunun saptandığı kaydedildi.
"Resim 2" olarak belirtilen fotoğrafta ise bir önceki uydu fotoğrafında işaretlenen binanın çevresinin kırmızı kalemle çizildiği, Vadi Sokak üzerinde bir noktanın işaretlenerek yürüyüş yolu üzerine kesik çizgi şeklinde yön oklarının çizildiği belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Resim T'de çevresi kırmızı kalemle çizilen binaya, 220 m olarak belirtilen yerin gösterildiği, yerin bitimine ve bu bitim yeri olarak gösterilen yerden, üzerinde ismi belirtilmeyen yola kadar kesik çizgili okların devam ettiği, kırmızı kesik çizgilerin ismi belirtilmeyen yol üzerinde son bulduğu görülmüştür. Yine 'Resim 2'de cadde ve sokak isimlerinin ayrıntılı bir şekilde yazıldığı, (20.Sk, 24.Sk, 23.Sk, 22.Sk, Yürüyüş yolu, Vadi Sk, Gölbaşı Sk, Kuş adası Sk, Ş.Mehmet) şeklinde yol ve sokak isimlerinin yazılı olduğu görülmüştür. Söz konusu uydu fotoğraflarında belirtilen adreslerle ilgili yapılan çalışmalarda 'Resim 1' ve 'Resim 2'de kırmızı kalemle etrafı çizilen binada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın evinin bulunduğu anlaşılmıştır."
Krokinin mühimmat deposunu gösterdiği iddiası
Sanık Mustafa Dönmez'in kaldığı lojmanda bulunan ajandaya el yazısı ile yazılmış ve çizilmiş, üzerinde harf ve rakamların yazıldığı bir kroki ele geçirildiğine dikkatin çekildiği iddianamede, yapılan çalışma ile krokinin Ankara Sincan Yenikent Beldesi Bağevleri Zir Vadisi Mezarlığı yanındaki metruk evin bahçesini gösterdiği ifade edildi.
Krokide belirtilen “12A” noktasında 12 Ocak 2009 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Yenikent Jandarma Karakol Komutanlığı, Jandarma Olay Yeri İnceleme Birimi görevlilerince yapılan kazı çalışmaları sonucunda, 12 adet tüfek bombası, 10 adet el bombası gövdesi, 10 adet el bombasına ait ateşleme mekanizması, 18 adet 32 parça dilim el bombası gövdesi, 12 adet bubi tuzaklı bomba, 12 Adet bubi tuzaklı bomba ateşleme mekanizması, 6 adet gösteri bombası, 9 adet göz yaşartıcı bomba, 800 adet G3 mermisi, 2 adet aydınlatma fişeği ve 1 adet renkli sis kutusu ele geçirildiği belirtildi.
İddianamede, bu ajanda ile ilgili olarak Kriminal Polis Laboratuarı Daire Başkanlığının 22 Ocak 2009 tarihindeki raporuyla el yazılarının sanık Mustafa Dönmez'e ait olduğu tespit edildiği vurgulandı.
Sapanca'daki aramada ele geçen silahlar
Sanığın Ankara'daki Şehit Üsteğmen Hasan Kışlası Lojmanları'ndaki evinde yapılan aramada 3 tabanca, 2 adet Kaleşnikof marka piyade tüfeği, 3 adet Kaleşnikof tüfek şarjörü, 173 adet değişik çap ve markalarda fişek, 1 adet gece görüş dürbünü ele geçirildiği ifade edilen iddianamede, sanığın Sakarya'nın Sapanca ilçesinde evinde yapılan aramada bulunan silah ve mühimmat ise şöyle sıralandı:
"20 adet el bombası maşası, 20 adet tapalı el bombası gövdesi, 2 adet savunma tipi el bombası, 1 adet seyyar dipçikli otomatik tüfek ve bu tüfeğe ait kütüklük içerisinde 2 adet 31' lik boş şarjör, 8 adet boş Kalesnikof şarjörü, 4 adet tabancan şarjörü, 3 adet tabanca, 1 adet 6 fişek kapasiteli toplu tabanca ve fişek yatağında 2 adet patlamış boş kovan, 1 adet metal eğitim tabancası, 1 adet marka ve seri numarası olmayan 16 kalibre çift kırma av tüfeği, 1 adet tek kırma av tüfeği, 1 adet iki ucunda ağaç ve ortasında zincir bulunan mınçıka tabir edilen alet, 1 adet muştalı sustalı çakı, 1 adet askeri kasatura, 1 adet metal silah aparatı, 9 adet büyüklü küçüklü kama tabir edilen bıçak, 1 adet açma kapama mandalı bulunan sustalı bıçak, 6 adet üzerlerinde ip ve kırmızı mühür bulunan çakı bıçağı, 1 adet ağaç kabzalı namlu kısmı uzun ve iki yanı oluklu silah ucuna takılma özelliği bulunan nikelaj kaplı bıçak,1003 adet 9 mm çaplı MKE yapımı fişek, 497 adet MKE yapımı 7.65 mm çapında fişek, 480 adet 9 mm çaplı yabancı menşeli fişek, 136 adet 7.62 mm çaplı MKE yapımı G-3 fişek, 135 adet 7.62 mm çaplı yabancı menşeli G-3 fişek, 3713 adet 7.62 mm çaplı yabancı menşeli kalaşnikof fişeği, 56 adet 7.62 mm çaplı yabancı menşeli fişek, 10 adet 9.65 mm çaplı MKE yapımı fişek, 3 adet yabancı menşeli M-16 fişeği, 3 adet yabancı menşeli 42 kalibre fişek, 1 adet Nagant ibareli fişek, 2 adet 1 adedinin üzerinde iğne darbesi bulunan Geco marka 7.65 mm çaplı fişek, 8 adet dolu av fişeği, 30 adet 16 mm lik av fişeği, 29 adet 16 kalibre av fişeği, 2 adet uçak savar mermi çekirdeği, 1 adet G-3 alev gizleyeni, 1 adet 7.65 mm çaplı boş kovan, 113 adet bir çoğu MKE yapımı 9 mm çaplı boş kovan."
Dönmez'in Sakarya'daki evinde ayrıca çok sayıda askeri malzeme ve keskin nişancı dürbünü gibi mühimmatların da bulunduğu ifade edilen iddianamede, silah, mühimmat ve diğer askeri malzemelerin ele geçen suikast planlarını ve yasa dışı pek çok eylemi gerçekleştirmeye elverişli sayı ve nitelikte olduğu belirtildi.
Telefon numaraları verilmemiş
Ergenekon iddianamelerinde en çok eleştirilen konulardan biri, suçla ilgisi olmayan bilgilerin de yeralmasıydı. Bunlar arasında da sanıkların cep telefonlarında, bilgisayarlarında, fihristlerinde kayıtlı bakkaldan, kasaba kadar herkesi telefon numarasının, adresinin de iddianameye girme tepki çekmişti.
Poyrazköy İddianamesi'ni hazırlayan savcılar bu kez dikkatli davranarak, fihristleri iddianameye sokmamakla kalmamışlar, sanıkların dahi telefon numaralarını açık halde yazmamışlar. İddianamede geçen telefon numaraları, alan kodu ve ilk üç rakamının ardından nokta nokta olarak belirtiliyor.
"Amaç kaos çıkarmak"
Poyrazköy iddianamesinde Koç Müzesi’nde sergilenen Uluç Ali Reis Denizaltısı'nda bulunan patlayıcı maddelere ilişkin tespitlerede yer verilerek bu konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Örgütün, ülkede kaos çıkarma amacı doğrultusunda, özellikle öğrencilerin yoğun olarak bulundukları bir sırada bombaların patlatılmasını planlandığı, ancak patlayıcının denizaltıda görev yapan rehber tarafından bulunması nedeniyle bu eylemin gerçekleştirilemediğinin ortaya çıktığı anlatıldı.
Sanıklardan Levent Bektaş’tan elde edilen 3 nolu DVD’de gizlenmiş bir şekilde bulunan "aa/Cihan Jdan ZNotlar.txt" isimli belgede ; "C G. ile görüşme notları Koç Müzesi'yle ilgili malzemeler yerine konulmak üzere operatöre ulaştırıldı. Müzenin ziyaretçilerini artıralım, okullarda tanıtım reklam ve organizasyon faaliyetleri yapılarak ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu zamanın belirlenmesini C. Bey söyleyecek Öğrenciler projenin en önemli parçası Operasyon tarihini teyit edelim" ibarelerinin yer aldığı belirtildi. DVD’de yer alan bilgilerin, ihbar sonucu yürütülen soruşturma ile örtüştüğü ifade edildi.
Savcılığa gönderilen ihbar mektubu ile ortaya çıktı
15 Aralık 2008’de M. Ahmet Demir isimli şahıs tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen ihbar mektubunda "16 Kasım 2008’de Haliç sahilinde bulunan, Rahmi Koç Müzesi’nde sergilenen askeri denizaltı içerisinde patlayıcı madde bulunduğu, görevliler tarafından olayın bildirilmesi üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığında görevli bir ekip tarafından patlayıcıların alınarak personel eğitim alanında imha edildiği, olay ile ilgili olarak adli mercilere bilgi verilmediği" iddialarına yer verildiği ifade edildi. Olayın sorumluların araştırılmadığı belirtilen ihbar mektubunun içerisinde bulunan CD’de kayıtlı patlayıcı maddelere ait olduğu iddia edilen görüntülerinde yollandığı" kaydedildi.
Denizaltı 10 yıllığına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan kiralanmış
İhbarın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ınca soruşturma başlatıldığı, yapılan incelemeler sonucunda Rahmi Koç Müzesi’nde bulunan Uluç Ali Reis denizaltısının 10 yıllığına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan kiralandığı, müzede sergilendiği ve belirli ücret mukabilinde ziyarete açık olduğu belirlendiği ifade edildi.
Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’nın 31 Mart 2009 tarihli talimatı ile Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca Koç Müzesi’nde ele geçirilen bombalara ilişkin soruşturma başlatıldığı, patlayıcı maddeleri almak üzere gelen askeri görevlilerin olay yerinde cep telefonu ile patlayıcıların fotoğraflarını çekerek, tutanak karşılığı teslim aldıkları kaydedildi. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı tarafından patlayıcıların imha edildiği belirtilerek şunlara yer verildi:
"Olay tarihinde müzeden patlayıcıları teslim alan ekipte görevli Üstçvş. Yalçın Çetin tarafından kendi cep telefonu ile kaydedilen patlayıcılara ait resimlerin silinmiş olması nedeniyle bu personel ve ekipte görevli olup imha işlemini gerçekleştiren, fotoğrafların silinmesi talimatını veren Dz.Bnb.Bülent Başarkanoğlu hakkında yürütülen soruşturmanın takipsizlik kararı ile sonuçlandırıldı."
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama