'Predatorlar, bizim belirlediğimiz güzergahta olacak'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele kapsamında kullanılan Predatorların, 22 Kasım'dan sonra İncirlik konuşlu olarak devreye gireceğini, güzergahın ise tamamen Türkiye tarafından belirlendiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sırbistan'a hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD tarafından terörle mücadele kapsamında Türkiye'ye kullandırılan insansız hava aracı Predatorlara ilişkin soru üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında Predatorların kullanılmasının 2007 yılına kadar uzandığını hatırlattı.
Terörle mücadelede çok ciddi katkılar sağlayan Predatorların daha önce Irak'ta konuşlu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bugün yeni olan unsur, ABD'nin Irak'tan çekilmesi bağlamında Predatorların kullanımının devamının sağlanması yönündeki bizim talebimizdir" dedi. Davutoğlu, bu talebin daha önce Türk ve ABD'li yetkililer arasında ele alındığını belirterek, ABD tarafının bu konuda herhangi bir boşluk doğmayacağı hususunda gerekli garantileri verdiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bu çekilme planı çerçevesinde Irak'tan hareket eden Predatorların son kullanım tarihi 22 Kasım'dır. Yani 22 Kasım'da son uçuşlarını yapacaklar. Bu çerçeve, 22 Kasım'dan önce ABD'nin taahhütleri çerçevesinde, 4 Predator İncirlik'e konuşlandırılmıştır. İncirlik'e gelmişlerdir. İkisinin montesi tamamlanmıştır ve 22 Kasım'da Irak'tan hareket edilerek yapılan uçuşlarda herhangi bir boşluk doğmaksızın sayısı da artırılarak 4 Predator İncirlik konuşlu olarak devreye girecektir. Ve bütün bu Predatorların aldığı görüntüler, herşeyden önce bunu ifade etmek isterim, Türkiye'de ortak bir birim tarafından gerçek zamanlı olarak paylaşılmakta ve doğrudan tarafımıza iletilmektedir. Bunun dışında güzergah da tümüyle Türk Silahlı Kuvvetleri ve bizim askeri yetkililerimiz tarafından belirlenmektedir. Bu konuda tereddüte mahal bırakacak bir durum söz konusu değildir."
Predatorların, terörle mücadele bağlamında bir an önce devreye sokulmasının öncelikli bir konu olduğunu ve bunun yerine getirilmiş olmasının memnuniyet verici olduğu kaydeden Davutoğlu, her türlü görüntünün dorudan Türk subayının olduğu birime iletilmekte olduğunu ve her türlü işlemin herhangi bir kesintiye sebebiyet vermeden yürütüldüğünü söyledi. Davutoğlu, "Güzergah konusu ise tamamıyla bizim belirlediğimiz güzergahtır. Herhangi bir şekilde Predatorların başka bir amaçla kullanılması söz konusu değildir" dedi.
Sırbistan ziyareti
Sırbistan'a günübirlik çalışma ziyareti gerçekleştireceğini kaydeden Davutoğlu, bu ziyarette Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Dönem Başkanlığı'nı da yürüten Sırbistan ile "Balkan Savaşı'nın 100. yılı çerçevesinde Balkan Barışı" konulu bir ortak çalışmayı, ikili ilişkileri, Bosna-Hersek ve Kosova'daki gelişmeleri, Sancak ve diğer bölgesel konuları ele alacaklarını dile getirdi.
Bir gazetecinin, İsrail'e ait insansız hava aracının Türkiye'de denize düştüğüne yönelik basında yer alan haberleri sorması üzerine Davutoğlu, bu konuyu araştırdıklarını söyledi. Davutoğlu, "Bu haberlerin tümünün hemen teyit edilmesi söz konusu değil. Ancak bütün bu Predatorlar da Heronların da kullanılış esasları ve çerçeveleri bellidir. Ve bu çerçevenin dışına çıkması söz konusu olamaz. Bu konuda Türkiye'nin gerekli denetim mekanizmaları vardır" dedi.
İran'ın nükleer programı
Gazetecilerin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun İran'ın Nükleer programına ilişkin raporu hakkındaki görüşlerini sorması üzerine Davutoğlu, raporun kendilerine iletildiğini ve teknik incelemesinin ilgili kurumlar tarafından yapılmakta olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, şöyle konuştu: "Herşeyden önce şunu ifade etmek isterim, Türkiye, dünyada ve bölgemizde nükleer silahlanmaya karşıdır. Herhangi bir şekilde ve kim tarafından yürütülürse yürütülsün nükleer silaha dönük bir çalışmaya da karşıdır. Bunun için de her zaman bölgemizin nükleer silahlardan tümüyle arındırılması konusundaki tutumumuzu vurgulayageldik. Şu veya bu ülkenin değil, bütün bölgenin nükleer silahlardan arındırılması gerekmektedir. Çünkü bölgemizde yeteri kadar gerginlik sebebi mevcuttur. Bu konuda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın iddiası da bu iddialara İran tarafından verilecek cevapların da çok sarih olması gerekmektedir. Bu konudaki muğlaklıklar gereksiz gerilim alanları ortaya çıkartır. Hem iddiaların sarih olması gerekir, açık, görünür, elle tutulur delillere dayanmış olması gerekir hem de bunlara karşı olarak İran tarafından verilecek cevapların da sarih, açık olması gerekir. Bunlar zihinlerdeki şüpheleri ve muhtemel gerilimleri ortadan kaldırır."
Türkiye'nin en başından beri İran'ın nükleer programı konusunda net ve ilkeli bir tutum takındığını kaydeden Davutoğlu, bu konunun gerginlik oluşturmadan çözülmesi amacıyla önemli diplomatik inisiyatifler aldıklarını belirtti. Türkiye olarak NPT'ye (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Antlaşma) taraf olan ya da olmayan bölgedeki bütün ülkelerin barışçıl nükleer enerjiye sahip olmalarını savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini dile getiren Davutoğlu, "Ancak bu ülkelerin tümünün, ister NPT'ye taraf olsun ister NPT'ye taraf olmasın bütün ülkelerin de nükleer silahlanmayı durdurmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu diplomatik çalışmalar çerçevesinde geçen sene Tahran Mutabakatı çerçevesinde ulaştığımız anlaşmayı eğer hayata geçirmiş olsaydık belki de bugün bambaşka bir psikolojik ve teknik ortam olacaktı" dedi. Türkiye'nin bu diplomatik çabalarının yeterli olumlu tepkiyi görmemesi nedeniyle bugün karşılıklı şüphelerin arttığını kaydeden Davutoğlu, bu şüphelerin giderilmesi için diplomatik sürecin tekrar ve derhal başlamasını istediklerini söyledi.
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın 21 Ekim'de İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili'ye gönderdiği mektubun muhtevasını desteklediklerini ifade eden Davutoğlu, Celili'nin görüşmelerin tekrar başlaması konusunda Ashton'a yazdığı mektubu da olumlu bulduğunu belirtti. Görüşmelerin tekrar başlaması ve bu gerginlik ortamına son verilmesinin büyük önem taşıdığını dile getiren Davutoğlu, "Ancak bu gerginlik ortamından istifadeyle bölgede herhangi bir askeri müdahale ihtimalini gündeme getirmeyi dahi doğru bulmuyoruz. Böyle bir askeri müdahaleye karşıyız. Ve bunun bölgede yeni istikrarsızlıklar çıkaracağına inanıyoruz. Herkesin bu konuda ilkeli davranması gerekir. Kendileri nükleer silaha sahip olduğu şüphesi taşıyan ülkelerin bölgemizde yeni gerginlikler çıkarmaları kabul edilebilir bir durum değildir" diye konuştu.
Kabe'deki revakların kaldırılması ihtimali
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kabe'de kaldırılması gündeme gelen revakların Türkiye'ye getirilmesine yönelik girişim olup olmadığına ilişkin soru üzerine de Kabe'de Osmanlı döneminde yapılan revakların hem Türkiye hem de Suudi Arabistan açısından önem taşıdığını kaydederek, bu revakların bir insanlık mirası olduğunu vurguladı. Bu eserlerin Kabe'de muhafaza edilmesinin sağlanmasının büyük bir önem taşıdığını belirten Davutoğlu, ancak artan hac ihtiyacı ve tavaf sorunun herkesin malumu olduğunu söyledi.
Bu ihtiyacın karşılanması amacıyla yapılan projelerde revakların muhafaza edilmesini temenni ettiklerini belirten Davutoğlu, bu revakların korunması için Suudi Arabistan yönetimiyle temaslarının sürdüğünü anlattı. Davutoğlu, İran'a yakın dönemde bir ziyaret olup olmayacağı konusundaki soru üzerine de önümüzdeki günlerde İran'a planlanmış bir ziyaretinin olmadığını ancak ne zaman ihtiyaç olursa komşu ülkelere bir ziyaret gerçekleştirebileceğini dile getirdi.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Hatay’da yaşayan alevi yurttaşlar kaygılı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!