Rampa'da iki sergi birden açılıyor

Galerinin proje odasında yer alacak olan “Davetli ve Gönüllü” sergisinde, özellikle anlam, bütünlük arayışı, ebedi doğrular ve değerlerle ilgili olarak ‘absürd’ ve ‘beyhude’ kavramlarıyla ilgilenmiş. Kusur, hata ve hayal kırıklığına hitap ederken, folk öykülerin dilinden ve aktarıla aktarıla birbiriyle içiçe geçmiş doğu ve batı mitolojilerinden yararlanmış.
 
İlk defa Rampa’da sergilenecek olan Davetli ve Gönüllü için sanatçı şunları söylüyor:

“Önce Firdevsi’nin yasaklanıp, neredeyse tamamı yaktırılan Davetname’sinden, sonra ise  Malayalam folkloründe önemli bir yere sahip olan Naranath Bhranthan karekterinden esinlenilmiştir. Öyküye göre Branthan, ermiş bir kimse olup, deli numarası yapmaktadır. Başlıca etkinliği, büyük bir taşı, dağın en tepesine kadar taşıyıp, sonra da aşağıya yuvarlanmasını sağlamaktır ki, kayayı yeniden yukarı taşıyabilsin... Yunan mitolojisinde büyük yere sahip Sisyphus’tan farklı olarak Branthan, bir lanetle cezalandırılmasından dolayı değil, tamamen kendi iradesiyle bu yükü üstlenmektedir. 
 
Yukarıda bahsi geçen konulara ve öyküye karşılık veren bu kurmaca hayali varlık, elma dolu bir römork çekmeye çalışır. Harekete duyarlı bir devre anahtarı, civarında bir izleyici bulunduğu zaman heykeli aktive eder. Yürüme çabaları römorku çekmesi konusunda fayda sağlayamayan canavar, beklentileri boşa çıkarır.”
 
“Ne Gülüyorsun? Bu senin hikayen”
 
Mehmet Dere’nin “Ne gülüyorsun?  Bu senin hikayen.” isimli sergisi ise Türk tarihi üzerine ironik, bibliyografik nitelikteki bir çok işin özetini içinde barındıran bir önerme niteliği taşıyor. “Ne Gülüyorsun? Bu senin hikayen”; bellek, kimlik gibi çok parçalı katmansal yapılar oluşturan kavramların açık uçlu karakterine gönderme yapıyor. Kavramsal olarak ağlama ile gülme arasında kalan bu nokta herşeyin herşey içinde birbirine bağlı olduğu bu coğrafya üzerinde şeffaf bir düzlem ve tarafsız kurgusal bir dil kurmayı amaçlamış.

Sergi üzerine Dere; “Türkiye kültür tarihi üzerinden hareketle yerel ve toplumsal bellek araştırmalarına odaklanılan bir dizi ironik ve sözünü esirgemeyen kurgudan oluşturulmuş. Sanatçı çalışmalarını kültürel belleğin buluntu imgeleri ile kurarken kendi içselliğini ise tüm bu ele geçirilmişliklerin üzerine şiirsel bir şekilde dahil eder. Toplumsal adaletsizlik, direnme ve hayatta kalma politikaları, sanatçıya ait dışarıdan bir gözlemin sonucu değil, yakın mesafeden, yaşam pratiğinin tam içerisinden bir bakışın eseri olarak gündeme gelmekte. Kimi zaman trajikomik kimi zaman da sabır ve acı ilişkisi üzerine odaklı olan bu tavır, çalışmalarda kesintisizce ve ibadet eder gibi tekrar tekrar işlenerek izleyiciye sunuluyor.” diyor.
 
Her iki sergiyi görmek için, Akaretler Şair Nedim Caddesi’ndeki Galeri Rampa salonu Salı - Cumartesi, 11:00 ile 19:00 saatleri arasında gezilebilir. www.rampaistanbul.com