Rektör Açıkgöz'den KGD'ye veda ziyareti

Görev süresi sona eren Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Rektörü Prof.Dr.Bektaş Açıkgöz, veda ziyaretlerini sürdürüyor. Rektör Açıkgöz, önceki gün de Karaelmas Gazeteciler Derneği'ni ziyaret etti. Açıkgöz'ü, KGD Başkanı Atilla Öksüz, Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Danacıoğlu Mert, Genel Sekreter Çetin Sezgin ve gazeteciler karşıladı.

Rektör Açıkgöz'den KGD'ye veda ziyareti
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.11.2010 - 14:28

Yeni Rektör Prof.Dr.Mahmut Özer’e görevi devredeceğini belirten Prof.Dr.Bektaş Açıkgöz, “Ben Zonguldak’ı seviyorum, ZKÜ’yü de seviyorum. O nedenle başka bir üniversiteye gitmeyi düşünmüyorum. Burada çalışmak daha çok hoşuma gidiyor. Hastaneyi de seviyorum, güzel bir ortam oldu, inşallah daha da yararlı olabiliriz. Biz bir stratejik bir
plan yaptık. İyi bir stratejik plan. Fırsatlardan yararlanabilecek, tehditleri ortadan kaldırıp fırsata dönüştürecek, zayıf yanları, güçlü yanları daha güçlü yapacak bir plan yaptık. Bu planı yaparken, iyi bir eğitim döneminden geçtik. Önemli olan şu, ne kadar çok çalışırsanız, başarınız o kadar artıyor. Biz bunu yapmaya gayret ettik. Ben önce rektör vekili oldum, benim dönemimde yapılan bütün toplantılar kayıt altındadır. Biz hedefimizi koyduk, ulusal ve uluslararası vizyonumuzda ulusal değerde bir üniversiteye eş değerde olmak istedik ve iyi yerlerde olduğumuz gözüküyor. Her yılda bunun gelişmelerini internet sayfasında duyurduk. Biz 2011 yılında Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu’nu yapacaktık, bir fırsat yakaladık ve tamamlanmış oldu”
dedi.

Görev süresi içinde yapmadıkları işler de olduğunu belirten Açıkgöz, “Örneğin çok
istememize rağmen lojman yapamadık, parasını kendimiz çıkartmamıza rağmen devlet izinvermiyor. Devlet bürokrasisini aşamadık. Lojman yapabilseydik, üniversite daha da gelişirdi,daha iyi olurdu. Zonguldak Endüstri Meslek Lisesi’nin binalarını alamadık, biz onlarınhepsini istemiyoruz. Tarihi 3 binayı alabilseydik, Zonguldak ve üniversite için çok önemlibir vizyon olacaktı. Güzel Sanatlar Fakültesi Kampusu yaratılabilse, gerçekten üniversite için önemli bir şey olurdu. Öncellikle bir Endüstri Meslek Lisesi binası yaptırmak lazım. Onun içinde bir altyapı oluşturmak gerekiyor. Vali Bey sıcak bakıyor, 69 Ambarları’nda teminedebilirsek, ben yapacak hayırseveri de buldum, onu da yaptırabiliriz. Kentin üniversiteye sahip çıktığına inanıyorum. Aksayan taraf mutlaka olacaktır. Zonguldak’ın burada en önemli sıkıntısından biri de, esnaflıktan çok zengin olmuş insanları buraya yatırım yapmamaları.

Ama yine de olanaklar ölçüsünde Ahmet Amca’nın (Erdoğan) Hemşirelik Yüksek Okulu
binasını yapması çok güzel, Kilimli’de Nurhan Demirtaş’ın yapması mükemmel bir şey. Zeki Yurtbay, Çaycuma’da çok güzel bir araştırma merkezi yapıyor. Orada lisans, yüksek lisans yapılabilecek. Bunlar güzel şeyler.”
diyerek görüşlerini dile getirdi.

Rektör Açıkgöz, ziyarette gazetecilerin de sorularını cevapladı. Türban konusundaki
bir soruya cevap veren Açıkgöz, Türkiye'nin bir İran ya da Malezya'ya dönüştürülmeye
çalışıldığını ima ederek, üniversitelerde türbanın 1980-1990'lardan sonra ortaya çıktığını
söyledi. Hacettepe Üniversitesi’nde o dönemlerde öğretim görevlisi iken türban şeklinde
giyinme biçiminin çıktığını, sonra çarşaflıların, sonra da Aczmendilerin gelmeye
başladığını belirten Açıkgöz, "O zaman üniversite, türbanı yasakladı. Yasaklayınca, bir grup mahkemelere gitti. En son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dedi ki; ‘Hedefteki bir insanın dini, siyasi ne takarsa taksın, takabilir önemli değil, üniversiteye de girebilir, ama burada diğer insanlar üzerinde bir baskı söz konusu ise -ki o zaman olmaya başlamıştı- o zaman laik yönetim, yönetici bunu yasaklayabilir, kısıtlama getirebilir.’ Biz burada bir sorun yaşamadık. Bu yasal çerçevede bunu bizim açmamız mümkün değil. Ondan sonra bir çarşaflı arkadaş gelirse 'bende gireceğim' derse, bunu engelleyemezsiniz. Çünkü ‘benim dinim, siyasi görüşüm bu’ diyecek" şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz günlerde yapılan KPSS'ye türbanla girilmesine izin verildiğini hatırlatan
Açıkgöz, "Örneğin o enteresan bir karar. Çünkü Avrupa’da hiç bir öğretmene izin verilmiyor, türbanlı öğretmenlik yapmasına. Yani bazı Avrupa ülkelerinde kamuda çalışanlar var, liselere veya üniversitelere giriyor, ama öğretmenlere kesinlikle izin verilmiyor. Çünkü herhangi bir etkide kalmaması lazım öğrencinin. Bütün mesele laik olması lazım" diye konuştu.

Türkiye'nin bir İslam ülkesi olduğunu vurgulayan Açıkgöz, sözlerini şöyle tamamladı;
"Biz bir İslam ülkesiyiz. İslam ülkelerinde türbanla dönüştürülmüş toplumlar var. Örneğin İran, örneğin Malezya. Bunlar hep üniversitelerden başlamış, ondan sonra toplum dönüştürülmüş. Siz bana garanti verin 'bizim toplum dönüşmeyecek' diye. Avrupa’daki gibi hiç bizim kaygımız olmayacak, başı açık insan da baskı altında kalmayacak. Bu yaşandı. Bu yaşandığı zaman ne oldu biliyor musunuz? Kız öğrencilerimiz geldi bize 'hocam bu cemaatten kurtar bizi' diyor. Bu baskı altında kaldı mı çocuk, işte orada bitti. Yönetici kısıtlama getirmek zorunda. Başka şansı yok. Toplumsal dönüşüm kaygısı var. Bende de var açıkçası. Hepimizde var. Sizde yok mu? Ama bakıyorsunuz İran'dan, Malezya'dan bilinen şeyler. Hep dönüşüm üniversitelerden olmuş. Üniversitelerden sonra topluma... Bütün kaygı veren bu dönüşüm,oradaki yaşama dönüşüm."

“Siyaseti düşünüyor musunuz?” şeklindeki bir soruya Rektör Açıkgöz, “Siyaseti
düşünmüyorum. Çünkü ben cerrahi için çok emek harcadım. Beyin cerrahı çok kolay
yetişmiyor, büyük emeklerle yetişiyor. Ben yöneticilik süresince cerrah görevimi bırakmadım.

Artık hasta sayım artar, öğrencilerle daha çok birlikte olabileceğiz. Siyaseti açıkçası
düşünmüyorum. Siyaset konusunda beni yakıştıranlara da teşekkür ediyorum”
yanıtını verdi.

KGD Başkanı Atilla Öksüz de, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, gazeteciler
olarak ZKÜ ile iyi ilişkiler kurduklarını, Açıkgöz’ün görev süresince üniversitenin hem fiziki,
hem de bilimsel olarak büyüdüğünü söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler