Şafak Pavey de istifa edecek ama bir şartı var
CHP’li Şafak Pavey, AKP’den bir tek istifa bile gelse hemen milletvekilliğinden istifa edeceğini açıkladı. Pavey Soma’da tarım ve hayvancılık bitirildiği için insanların madende çalışmaya mahkum edildiğini söyledi.
Türkiye tarihinin en büyük maden faciasına sahne olan Soma’dan ‘ihmal‘ çığlıkları yükselirken, muhalefet partilerinden vekiller de kayıp veren ailelere destek olmak ve iddiaları araştırmak için ilçeye geldi.
O vekillerden biri, CHP ’li Şafak Pavey, özellikle dikkat çekti. Pavey, 15 Mayıs’ta T24 için kaleme aldığı makalede, “Başbakan ve vekiller gelin hep birlikte istifa edelim” çağrısı yaptı; ertesi gün de soluğu Soma’da aldı.
İlçedeki mateme hâlâ eşlik eden Pavey’le diken.com.tr'den Beril Köseoğlu görüştü. E-posta yoluyla yapılan söyleşiden satırbaşları şöyle:
‘SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM'
İstifada şöyle bir yanlış anlama doğdu. Ben CHP’ye ya da muhalefetteki diğer partilere değil, AKP ’lilere istifa çağrısı yapmıştım. İçlerinden biri bile istifa etmek saygınlığını gösterirse hemen istifa edeceğim. Sonuna kadar sözümün arkasındayım. Hele hele; ‘Aklı olan kurtuldu’ diyen, ‘Tekme atan rapor aldı’ diyen filan da istifa edeceklerini açıklarsa, onlarla aynı anda istifa ederim. Ben istifa kavramını, "bir türlü akıllarına gelmiyor, model olayım" diye sundum.
‘HAYVANCILIK VE TARIMI ÖLDÜRDÜLER'
Kardeş kuzen, baba oğul, amca yeğen, yüzlerce cenaze aynı anda toprağa verildi… Derdimiz onları yeniden acıtmadan, hassas bir saygıyla gözyaşlarını silmek…
Gazeteci arkadaşlar bize eşlik etmek istediler, zarifçe kabul etmedik. Kınık’tan Savaştepe’ye bölüşmüşüz evleri, dolaşıyoruz. Elmadere’nin uzun dönemeçli çam ağaçlarıyla kuşatılmış yolundan 11 evladını kaybetmiş köye giriyorum. Bize yol gösteren Musa eliyle yamaçtaki yemyeşil ormanı gösteriyor; “Burayı aldılar, maden açacaklar. Biz de köyden göç edeceğiz, tozu, zehri, mümkün değil artık burada yaşamak.”
Ona soramıyorum, “Zaten 11 evladınızı madende kaybetmediniz mi?” Sormuşum gibi cevaplıyor: “Hayvancılığı, tarımı öldürüp, çam ormanlarımızı madenlere yâr ettiler.”
‘BABA ÖLEN İKİ OĞLUNA YEMEK PİŞİRİYOR'
Bir evde iki oğul defnedilmiş, baba ağır travma altında. Hâlâ yaşıyor sanıp, hâlâ yemek pişiriyor onlara.. Eşi, Türkmen başlıklı teyze bana sarılıyor, “Kameraylan geldiler, kovdum. Biz yanıyoruz , akbabalar tiyatro derdinde…”
50 metre aşağıda, aynı evden üç genç toprağın altında şimdi… Üç kuzen… Üstelik kuzenleri kurtaran da başka kuzenler. Karşıyaka Belediyesi köye sağlık ve aş çadırı kurmuş. Köyün yarasına merhem olmaya çalışıyor, mavi gözlü kederli doktorumuz.
‘FITRATIMIZDA HAYVANCILIK VAR'
Bazı anneler ve eşler madencinin fıtratındaki ölüm fikrine ölümüne içerlemiş. Bazıları, “Madem fıtrat bu, o zaman neden dağlardaki ormanları kel tavuk gibi yolup, maden açtılar, hayvancılığımızı öldürdüler?” diye öfkeleniyorlar.
Onları yatıştırmaya çalışıyorum. Öfke, matemlerini köpürtür diye kaygılanıyorum. Erkekler sessiz, hiç yorum yapmıyorlar. Belli ki madende çalışmak zorunda olmaktan başları eğik…
Bir evden iki oğul vermişler toprağa. Kapı kalabalık. Sıramı beklerken, minicik bir oğlan çocuğu beliriyor yanımda. 40 yaşında adam gibi, kaşları çatık, bakışı ağır.. “Bu CHP vekili nine” diyor. Yaşlı kadın iki büklüm çıkıyor, ellerime sarılıyor. Ben boşluğa bakıyorum. Ne önemi var neyin vekili olduğunun… Boğazım düğümleniyor.
Keder, ‘kronik mağdur’un kalbine değmemiş
Birden yanıbaşımızda kelli felli göbekli rugan sivri burunlu ayakkabılarıyla bir adam beliriyor. Sözcükleriyle kıyafeti arasında bir ‘sonradan görme çamuru‘ akıyor üstünden. Toz toprak içindeyiz. ‘Elit CHP’li vekil‘le ‘kronik mağdur AKP’li halk adamı’ arasındaki farka bakıp gülümseyeceğim kederli olmasam… Bize dövecek gibi bağırıyor. “Depremde 30 bin öldü, 20 bin dediler, burada 400 ölmüşse ne olmuş.”
Hayretle baktık ona. Ölü sayısı ya da komplo üstüne konuşmuyorduk. Madenci ücretiyle çağdaş kölelik, taşeronluktan söz ediliyordu. Kelli felli halk adamı kendi kendine konuyu değiştirmişti. Her konuda fikir sahibiydi, bizi hayli payladı ama kalbine Soma’nın kederi zerre değememişti.
Sonradan öğrendik ki, oraların müteahhidiymiş. Beton tarafından bakınca Soma’nın patlaması görünmüyor olmalı. Öğrenci bir genç kız sordu; “O az önceki insan mıydı?”
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!