'Sağlık Bakanı'ndan yanayım'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "domuz gribi"yle ilgili Salih Kapusuz'un sözlerine değinerek "Salih Kapusuz Bey, 'olmaz' diyor. Çünkü o Başbakan'dan yana ben Sağlık Bakanı'ndan yanayım. Ben işin ehline müracaat ederim" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP Genel Merkezi'nde partililerle düzenlenen bayramlaşma törenine katılarak bir konuşma yaptı. Partililerin Kurban Bayramı'nı kutlayan Arınç, hayır ve bereketle nice bayramlara ulaşmayı diledi. Bayramın anlamına vurgu yapan Arınç, bir dini bayramın coşkusunu bütün Türkiye'de, bütün İslam aleminde huzur, barış, kardeşlik dilekleriyle geçirmenin önemine işaret etti.
Bülent Arınç, AKP olarak çok sevinçli olduklarını dile getirerek, AKP'nin kuruluşundan bugüne kadar yapılan icraatlar hakkında bilgi verdi. Her günün büyük başarılarla geçtiğini kaydeden Arınç, 2001'den sonra yapılan seçim sonuçlarında AKP'nin aldığı sonuçları anımsatarak, bütün seçimlerden birinci parti çıktıklarını, teşkilata bu sonuçların alınmasındaki katkılarından dolayı teşekkür etti. Arınç, başlarının önlerine hiç eğilmediğini, başarıdan başarıya koştuklarını, büyük hizmetler yaptıklarını, dualar aldıklarını ifade ederek, Türkiye'de yıllardır ihmal edilmiş hizmetleri bir bir gerçekleştirdiklerini söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerine şöyle devam etti: ''AK Parti ailesini, destek veren gönül veren milyonları büyük bir taktirle kucaklıyorum. AK Parti olarak, ekonomik alanda, ulaştırma, eğitim, enerjide reformlar yapmakla, büyük hamleleri başarıyla kazanmakla kalmadık, ülkemizde ayrımcılığı sona erdirdik. Kardeşliğimizi pekiştiren pek çok tedbirler aldık. Ülkemizde toplumsal barışı kurabilmek için çok önemli adımlar attık. Türkiye'de fikir ve düşünce özgürlüğünde çok önemli hamleleri başarıyla tamamladık. AB sürecinde bugüne kadar en önemli kısıma AK Parti sayesinde geldik. 40 yılını maalesef boşa geçirmiş olan Türkiye, AK Parti ile bunu başardı. Dünyanın dış politikasında en önemli argüman ve aktörlerden birisi oldu Türkiye. Sadece bölgesinde değil, bütün dünyada barışı özleyen ülkelerin ümidi, mazlum ve masum halkların ümidi haline geldi. 'Türkiyeliyim, Türkiye'den geldim, ben bir Türk vatandaşıyım' dediğiniz zaman eskiden kapalı olan kapıların ardına kadar açıldığını, sevinçle kucaklandığını, taktir eden, ifade eden cümleler duyduğumuz hepiniz biliyorsunuz.''
Sorunların çözümü için atılan adımlar
AKP'nin büyük işler başardığını, Türkiye'nin ''normalleşmesine'' önemli katkılar yaptığını dile getiren Arınç, ''yıllardır görmezden gelinen, korkulan, el bile sürülmeyen, ihmal edilen toplumsal sorunları bir bir çözmeye başladığını'' söyledi. Arınç, bunların en önemlilerini çok cesur bir biçimde ele alarak çözmek için gayret ettiğini belirterek, başkalarının cesaret edemediği meseleleri çözmek için Türkiye ve millet adına en büyük desteği AKP iktidarının verdiğini kaydetti. Bugün de Türkiye'nin en önemli sorununu çözmek için adım attıklarını dile getiren Arınç, ''Toplumsal bütünleşmeyi sağlayacak, terör belasından kurtaracak, daha huzurlu, daha bütünleşmiş bir Türkiye hayalimizi gerçekleştirmek için yola çıktık ve güçlü adımlar attık'' dedi.
Bülent Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kim ne derse desin, ülkesini, vatanını, milletini, bayrağını, devletin sevme noktasında AK Parti'nin yaptıkları, kendi programı ve teşkilatının durumu ortadadır. Hiç kimse bunu, bir başka türlü izah edemez. Vatanını, milletini seven bir AK Parti var ve biliyor ki en iyi milliyetçilik, vatanı ve milleti için en güzel işleri yapmaktır. Sadece hamaset nutukları atmak değil, vakti boşa geçirmek değil, vatan millet Sakarya nutuklarıyla milletin kabaran duygularını tatmin etmek değil, milliyetçiliğin gereğini yapmaktır. Vatanseverliğin, yurt severliğin gereğini yapmaktır. Bu ülke için en önemli adımları atmaktır. Biz de bunu yapıyoruz. Bundan dolayı başımız dik, anlımız açık, attığımız her adımın, söylediğimiz her sözün, yaptığımız her işin hesabını şerefle veriyoruz.''
AKP'nin gücünün de buradan geldiğini ifade eden Arınç, ''Hakikatlerle bütünleşiyor AK Parti, Türkiye gerçekleriyle yüzleşiyor. Gerçekten bir demokratik sistemin, gerçekten hukuk, demokratik, laik devlet olmak, sosyal bir devlet olmanın ne anlama geldiğini sadece Anayasa'nın 2. maddesinde yazdığı şekliyle değil, ona içerik kazandırarak, onu canlandırarak AK Parti yerine getiriyor'' dedi. ''Bir sosyal ve laik devlet nasıl olmalı?'' sorusunun gereklerini yerine getirdiklerini anlatan Arınç, ''dolayısıyla Türkiye için en önemli adım olan toplumsal barışı sağlamanın, huzura kavuşmanın, Türkiye'yi kalkındırmanın, önünü açmanın en önemli süreci olan demokratik açılım sürecine de aynı cesaret ve kararlılıkla çıktıklarını'' belirtti. Arınç, ''Milletimizin bizi desteklediğine inanıyoruz ve önümüzdeki engelleri şüphesiz demokrasi içinde en güzel şekilde aşacağımızı da herkesin bilmesini istiyoruz'' diye konuştu.
'Siyasi partiler olmalıdır ki düzenin adı demokrasi olsun'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, siyasi partilerin demokrasilerdeki önemine işaret etti. ''Demokrasiye gerçekten inanan insanlar olarak, siyasi partilerin bir demokratik devlet içindeki yerini tekrar konuşmak istiyorum'' diyen Arınç, sözlerine şöyle devam etti: ''Anayasamızın 67. maddesi diyor ki, demokratik ve siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları siyasi partilerdir. Siyasi partiler olmalıdır ki düzenin adı demokrasi olsun. Bunların içinde elbette muhalefet ve iktidar olacaktır. Sadece iktidarların olduğu rejimlere demokrasi denilmez. Muhalefetlerin de güçlü olması, muhalefetlerin de iktidarı yıpratması, yön vermesi, eleştiride bulunması, öneri getirmesi ve bunları toplum adına yapması gerekir, dolayısıyla sadece kendimizi değil, Türkiye'de siyaset yapan tüm siyasi partileri de demokratik hayatın vazgeçilmez ögeleridir, diyoruz.''
Bakan Arınç, bu sebeple bir bayram gününde bütün siyasi partilere buradan seslenmek istediğini belirterek, ''CHP ile MHP ile Meclis içinde bulunan, temsil edilen DTP ile ÖDP ve diğer partilerle biz bir bütünüz'' dedi. Bülent Arınç, ''Biz birbirimizin düşmanı değil, birbirimizin rakibiyiz. Bugünün iktidarı, yarının muhalefeti olabilir. Bugünün muhalefeti yarının iktidarı olabilir. Demokrasi de zaten böyle bir şeydir. Onun için birbirimizi ölümüne yıpratmak, birbirimizi düşman ilan etmek, birbirimizi vatan hainliğiyle suçlamak, birbirimizi yok edilmesi gereken çok kötü varlıklar olarak görmek, siyasi partilere ve onların genel başkanlarına hiç yakışmıyor'' diye konuştu.
'Birbirimize rakip olduğumuzu gösterelim'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerine şöyle devam etti: ''Buradan Sayın Baykal'a da, Sayın Bahçeli'ye de, Sayın Türk'e de sayıları 50'ye varan tüm siyasi parti liderlerine gönülden bir şey söylemek istiyorum: Hepinizin bayramları mübarek olsun. Temsil ettiğiniz siyasi partilerin ve onların bütün mensuplarının da bayramlarını, kendi öz kardeşimin bayramını kutlar gibi candan kutluyorum. AK Parti'ye yakışan budur. Biz bu siyasi partilerle varız. Onlarla varlığımız devam edecek. Daha iyi, daha güzelini Türkiye için çok daha yararlısını, yarışmakla birbirimizin kalitesini, rekabetini artırmakla yola çıkacağız. Birbirimizin düşmanı değiliz. O yüzden kötü bakışları, sert bakışları, birbirimizi taşla sopayla karşılamayı, birbirimizi yok edilmesi gereken düşmanlar olarak göstermeyi, kürsülerde konuşurken ellerimizi kollarımızı sallayarak sanki birbirimize vuracakmış gibi hareketleri bırakın, Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Gelin kucaklaşalım, gelin fikirlerimizle, düşüncelerimizle, projelerimizle birbirimize rakip olduğumuzu gösterelim. AK Parti'nin yaptığı bir çok yanlış şey olabilir. Niye onları göstermiyorsunuz? Pek çok doğru da olabilir. Niye bunları takdir etmiyorsunuz? Yapılan 5 ise ben 6'sını daha yapacağım diye ortaya çıkmıyorsanız da, kendinizin bir zamanlar yapmak isteyip muvaffak olamadığınız, şimdi de AK Parti yapmaya kalkışınca bizi vatan hainliği ile suçlamaya kalktığınız garip durumlara düşüyorsunuz. Düşmanlık olmamalı aramızda. Bir Türkiye'de milyonları temsil ediyoruz. Sizlerle birlikte ve onların hepsi Türk milletinin çok değerli evlatları. Bütün siyasi patiler, bütün sivil toplum kuruluşları, bütün topluluklar Türkiye'de biz Türkiyeyiz ve birlikte ancak Türkiyeyiz. AK Parti'nin sloganı Türkiye'de bir gerçeği ifade ediyor. Birbirimizden koparsak Türkiye olamayız. Birlikte olursak büyük Türkiye'ye en iyi manada ifade etmiş olacağız.''
''Gönülden söylüyorum ki, bayram ertesinde başlayan siyasi faaliyetler, birbirimizi daha iyi anlayarak, birbirimize daha çok saygı duyarak, birbirimizin varlığını kabul ederek, inşallah ümit ediyorum hem parlamentoda, hem de tüm Türkiye'de güzelliklerle yola çıkmış olmalı.'' Arınç, gerginlik politikalarının Türkiye'ye faydası olmadığını, gerginlik politikalarının ülkeye ve millete faydası bulunmadığını vurgulayarak, ''Yapacağımızı en iyi şekilde yaparsak başarılı olacağız ve Türkiye bundan çok şeyler kazanacak. 2010 yılının Türkiye için hayırla güzellikler getirmesini diliyorum'' dedi.
'Sağlık Bakanı'ndan yanayım'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasının sonunda, ''domuz gribi'' konusuna değinerek, partililere hitaben şöyle konuştu: ''Bildiğiniz gibi bu bayramda Sağlık Bakanımızın, yetkililerin sık sık yaptığı bir uyarı var. Bilmem buna ne kadar uyacağız bugün. Diyorlar ki, bayramlaşmalarda lütfen el sıkışmayın, hele hele hiç öpüşmeyin. Yani toptan böyle bulunduğumuz yerden hepinizin bayramını tekrar tekrar tebrik etsek, sonra birbirimize el sallasak yeterli olacak mı? Salih Kapusuz Bey, 'olmaz' diyor. Çünkü o Başbakan'dan yana ben Sağlık Bakanı'ndan yanayım. Ben işin ehline müracaat ederim. Yani bir şey yapılacaksa o işi kim iyi biliyorsa ona sorarım. Hele doktorların önünde bir şey ifade etmem mümkün değil. 'Sen şusun, bunu içeceksin' derse, ben yaparım. Nitekim bu yaz ciddi bir rahatsızlık geçirdiğimde, onlar ne tavsiye ettilerse yaptım. Doktorlarımıza güveneceğiz. Büyük Atatürk bile ne demiş? 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' demiş. Biz hekimlerimize, hekimlerin başında bulunan Prof. Dr. Recep Akdağ'ın tavsiyelerine uymak mecburiyetindeyiz. Aşı olursunuz, olmazsınız o herkesin kendi bileceği iş. Ama bu tavsiyeler madem ki bir sağlık ekibinden geliyor, ben şahsen uymaya çalışırım. Ama emir büyük yerden... Salih Bey diyor ki 'hayır öyle olmayacak, benim dediğim gibi olacak' diyor. O ne derse onu yapalım. Ben kendimi korumaya gayret edeyim.''
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!