'Saldırılar,Türkiye'nin bölgedeki varlığını sorgulatacak seviyede'
CHP Genel Başkanı Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, ''Tırmanan terör eylemleri ulaştığı boyutları itibarıyla Türkiye'nin bölgedeki egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve varlığını sorgulatacak seviyededir'' dedi.
Koç, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında Beytüşşebap'daki terör saldırısını ve gündemdeki bazı konuları değerlendirdi.
Koç, Başbakan, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Hükümet ve AKP sözcülerinin ''talihsizlik kokan, hamaset cümlelerini'' artık kullanmamalarını dilediğini belirtti.
Siyaset sorumluluğu olan herkesin karşı karşıya bulunulan tabloyu basit siyasi suçlamaların dışında, gerçekçi bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Koç, ''Tırmanan terör eylemleri ulaştığı boyutları itibarıyla, TBMM'nin sürecin dışında tutulması, yapıcı önerilere karşı hükümetten gelen demagojik ve ucuz suçlamalar Türkiye'nin kendi iradesi dışında çekilmek istendiği şiddet sürecine çıkarılmış bir davetiye olarak görünmektedir'' diye konuştu.
2002 yılında terörle mücadelede 6'sı asker 10 şehidin verildiği Türkiye'nin, AKP iktidarında bir gecede 10 şehit seviyesine çıktığını ifade eden Koç, bugün dünyada terörü Türkiye kadar uzun süre topraklarında yaşayan ve bu kadar çok sayıda şehit veren bir başka ülke olmadığını söyledi.
''En büyük hata bölücü terör örgütünün muhatap alınmasıdır"
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın ''terörle mücadele çok iyi gidiyor'' şeklindeki sözlerinin hükümetin teröre bakış açısını ortaya koyduğunu söyleyen Koç, şöyle devam etti:
''Bu noktada artık başarısızlığın sorumlusunun aranması anlamsızdır ve inandırıcı da değildir. Hükümet yetkilileri ve Başbakan 10 yıllık iktidarı sonrasında artık kamuoyu ile alay etmemeli, milletin dayanma sınırını zorlamamalıdır. 'Terörle mücadelede dünden çok daha ileri noktaya geldik', 'Her şey kontrolümüz altında', 'Medya olayları büyütmemeli' ifadeleri gerçekten uzak değerlendirmeler olup, bir şekilde beceriksizliğin basiretsizliğin, sürüklenişin itirafıdır. Türkiye'yi yönetememesinin yansımasıdır. Terörle mücadele açısından en büyük ve stratejik hata bölücü terör örgütü ve temsilcilerinin muhatap alınmasıdır. Terör örgütü temsilcilerinin bu şekilde açık veya örtülü, gizli ya da alenen muhatap alınması terör örgütünün bir şekilde amacına ulaşmasının önündeki en büyük kolaylıktır. Zaman, kan üzerinden siyaset yerine her kimliğin ulusal birlik ve bütünlük anlayışı içinde kendini bulduğu ve ifade edebildiği çözüm seçeneklerine ortak aklın ışığında el birliğiyle meşru zeminde TBMM'de ortaya koyma zamanıdır.''
'Özeleştiri yapılmalı'
Erdoğan'ın her fırsatta ortak mücadele, ortak akıl ve irade ortaya koyma çağrısı yapan CHP'ye ağır suçlamalar yönelttiğini ileri süren Koç, ''Suçlamalar yönelteceğine öz eleştiri yapmalıdır'' dedi.
Gelinen noktada terörle mücadelenin çok yönlü ve bütüncül bir anlayışla yürütülmesi ve siyasi sorumluluğun iktidarca üstlenilmesi gerektiğine dikkati çeken Koç, şöyle konuştu:
''Biz olayların izlenen dış politika yanlışları ile tırmandığının altını çizmiştik. Şam, Bağdat, Tahran için Türkiye'nin artık stratejik bir tehdit, hatta açık bir düşman konumuna itildiği gerçektir. PKK'nın eylemlerini, kitlesel saldırı ve dün geceki gibi çok merkezli saldırılar şekline dönüştürmesinin altında bu gelişmelerin ağırlığı da unutulmamalıdır. Dış politikanın iç politikadaki gibi günübirlik kabadayılıkları kaldıramayacağı çok açıktır. Geri dönülmez bir noktaya gelmeden çağrımızı yineliyor ve uyarıyoruz. Bugün Türkiye, örtülü bir kuşatma altındadır. Terörle mücadelede sağlıklı, güvenilir, bağımsız bir istihbarat yapılanmasına sahip değildir. Bölge ülkelerinde uygulamaya konulan etnik ve mezhepsel ayrıştırma projesi Türkiye'ye sıçratılmak istenmektedir. TSK'yı itibarsızlaştırma girişimleri harekat alanında personelin hem kendine hem de üstlerine karşı güven erozyonu yaratmaya devam ediyor. Genelkurmay, MİT ve Emniyet arasındaki güven bunalımı ortadan kaldırılmalıdır. Önce Şemdinli, şimdi Beytüşşebap saldırılarının yerinden istihbarat ve lojistik destek olmadan gerçekleştirilemeyeceği açıktır. Terörle mücadele PKK'nın sırtı sıvazlanarak, şımartılarak sürdürülemez. Bu konuda çekingenlik sergilenemez. Bugün hakimiyet alanlarının nasıl kaybedildiği ortada. Kürt yurttaşlarımızın da terör örgütünün rehineliğinden kurtarılması gerekiyor. Terörle mücadele güvenlik boyutuyla tüm siyaset kurumlarının, hepimizin ortak sorumluluğu olmalıdır.''
Koç, hem toplumsal hem siyasal uzlaşma zemini aramanın, gerçekçi ve akılcı olmanın bir zorunluluk haline geldiğine dikkati çekerek, ''Başta hükümet olmak üzere terörün ve silahın rehinesi olmayan tüm siyasi yapıları, sorunun çözümü noktasında ulusal bir sorumluluk ve duruş sergilemeye çağırıyoruz. Sorun günlük telin mesajları ile medya sansürü ile hafifletilecek bir sorun değildir. Yaşamsaldır, önemlidir, ciddidir'' diye konuştu.
Yeni adli yılın başlaması
Bugün gerçekleştirilen adli yıl açılışına da değinen Koç, hükümetin yargı üzerinde baskı uyguladığını savundu. Koç, ''Hükümet, yargıdan elini çekmelidir. Yargıya bağımsızlığını ve itibarını iade etmelidir. Unutulmamalıdır ki kronikleşmiş yargı krizi eninde sonunda bir rejim krizine dönüşür'' diye konuştu.
Sorular
Koç, açıklamalarının ardından, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Teröre ilişkin bir soruyu yanıtlarken Koç, bu sorunun ''terör örgütünü şımartarak, sırtını sıvazlayarak çözümlenemeyeceğini'' ifade etti.
Aynı anda birden çok merkeze dönük terör saldırılarının dışarıdan lojistik ve istihbarat destek alınmadan gerçekleştirilemeyeceğini belirten Koç, ''Onun için Türkiye'nin Dışişleri Bakanı'nın hayalleriyle yürütülen dış politikası, uluslararası oyun kurucuların telkinleriyle yönlendirilen dış politikası maalesef içimizde yaşadığımız terör sorununun, eylemlerinin tırmanmasına katkı sağlamıştır. Bu çok açık bir gerçektir'' diye konuştu.
Koç, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın terör olaylarının ardından yaptığı açıklamaları da eleştirdi. Koç, Bozdağ'ın, ''boş konuşmak yerine 10 şehidin hesabını sorması gerektiğini'' savundu.
Bu tür açıklamaların ucuz siyaset taktiği olduğunu söyleyenKoç, hükümetin bu tür yaklaşımlardan uzaklaşıp ülkenin sorunlarına çözüm üretmesini istedi.
Koç, milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de CHP'nin her zaman yalnızca kürsü dokunulmazlığından yana olduğunu söyledi.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama