‘Sanatçı hep yalnız’

‘Son Portre’ adlı filmde Giacometti’ye modellik yapan James Lord’u canlandıran Armie Hammer ‘Sanat yapıtı hiç tamamlanmıyor galiba’ diyor.

‘Sanatçı hep yalnız’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.08.2017 - 22:25

“Son Portre”de İsviçreli olağanüstü sanatçı, ressam ve heykeltıraş Alberto Giacometti’nin (Geofrey Rush) yaratım sancıları ve hezeyanları karşısında sakince poz vermek zorunda kalan James Lord rolünde Armie Hammer’ı izlemek gayet keyifli. Kendisi de “Oyunculuğun ilk kuralı ‘oynayanın’ karşısında ezilmemektir, umarım başarmışımdır” diyor ve yönetmeni Stanley Tucci’nin de doğal olarak benzer yaratım süreçlerini yaşadığını söylüyor. Henüz 31 yaşında çoktan çoluk çocuğa karışmış, aile işlerini seviyor, Giacometti’nin ünlü kedi ve köpek heykelleri ise dünyanın geri kalanı gibi onu da müthiş duygulandırıyormuş, paylaşıyor.

- 1960’llı yıllarda Giacometti’nin son dönemine odaklanan filmde, portresini yapmak isteyen üstadın karşısına geçen Amerikalı genç yazar James Lord rolündesiniz, öncesinde eserlerini ne kadar biliyordunuz?

Açıkçası bu kadar bilmiyordum. Dolayısıyla role hazırlanmak müthiş bir keyif ve keşif oldu. Giacometti’nin eserlerine bakmak, varlığımıza dair yorumları görmek inanılmaz bir şey. Hayat ve ölüm arasındaki varoluşumuzu, bizi sadece görüntü değil yaşanmışlıkla yani bir bütün olarak yansıtmasını sadece yetenekle açıklayamıyorum, müthiş büyük bir yetenek. Gerçeküstü ve varoluşcu, tam da bir akıma sığamaması anlaşılabilir ama ben sadece bir öğrenciyim tabii ki.

- En sevdiğiniz eseri hangisi?

Galiba hayvan heykelleri. Müthiş bir duygu var, duygusallık var. Baktıkça dalıyorsunuz. Kedi de inanılmaz, köpek de.

- Onunla ilgili sizi şaşırtan neler keşfettiniz?

Böyle inanılmaz bir sanatçının sürekli yaratım krizlerine ve kendinden sürekli şüpheye düşmesi beni çok şaşırttı. O kadar ilgi, övgü ve başarıya rağmen tatmin olmadığını öğrendiğimde belki de bir nevi rahatladım. Yani yaptığımızın işin, sanatın doğası böyle beki de. Kendimi asla Giacometti’yle bir tutmuyorum, aman yanlış anlaşılmasın! Ama bir aktör olarak bazen sette çok yalnız hissedebiliyorsunuz.

- Film de zaten onun yaratım kriziyle ilgili. Siz sette nasıldınız, Stanley Tucci’nin oyunculuktan gelmesi fark yarattı mı?

Zaten bu film neyse ki bildiğimiz biyografilerden değil. Sadece bir kaç hafta odaklanmış. Tabii ki oyuncu olması müthiş bir fark yaratıyor. Oyuncuya alan açmayı biliyor, alternatifleri denemesine izin veriyor. İnanılmaz anlayışlı bir yönetmen hatta sette pikniğe gelmişiz gibi hoş davranıyordu, ne istediğini biliyor gibi görünüyordu. Ama elbette benzer yaratım sancıları yaşandı. Oldu dediğiniz sahneyi ‘sil baştan’ bir daha yapıyorsunuz çünkü mükemmeli yakalamak böyle bir şey, sürekli yeniden deniyorsunuz. Sanat yapıtı galiba ve belki de hiç tamamlanmayan bir süreç. Bir şekilde tatmin olarak bırakmak gerek. Neyse ki Giacometti, James Lord’un portesini tamamlayabilmiş.

- Peki Geofrey Rush’ın hiperaktifliği karşısında sakin durmak nasıldı?

Oyunculuğun ilk kurallarından birisi de ‘oynayanın’ karşısında iyi bir dinleyici olabilmek, incelikli bir fark yaratmak, umarım başarmışımdır. Geofrey inanılmaz bir enerjisi ve yaratıcılığı olan bir oyuncu, karşısında ezilmemek için çok uğraştım.

‘Tucci anlayışlın bir yönetmen’

Armie Hammer filmin yönetmeni Stanley Tucci’nin de bir oyuncu olmasının müthiş bir fark yarattığı görüşünde. Tucci için ‘Oyuncuya alan açmayı biliyor, alternatifleri denemesine izin veriyor. İnanılmaz anlayışlı bir yönetmen’ diyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler