'Sanki dedemin sesi...'
Adını Âşık Veysel'in türküsünden alan 'Güzelliğin On Par' Etmez' Antalya'dan altı ödülle döndü.
Ödül töreni sonrası ikisi de şaşkın... “Güzelliğin On Par’ Etmez” ile 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” de dahil altı ödülü kucaklayan yönetmen Hüseyin Tabak ve filmin başrol oyuncusu “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllü 13 yaşındaki Abdülkadir Tuncer festival süresince aldıkları tepkilerden, yorumlardan umutlu olsalar da hem mutlu hem de şaşkınlar.
Ödül töreni öncesi konuştuğumuzda henüz Türkiye’de bir dağıtımcısı olmayan filmin alabileceği en büyük ödülün gösterime girmesi olduğunu söylüyordu Tabak, şimdi tam altı ödülün sahibi oldu, gösterim de cabası...
Türkiye’yi ailesiyle birlikte terk etmek zorunda kalan küçük Veysel’in Avusturya’da, dilini bilmediği yabancı bir memlekette yeni bir hayata adım atmasını konu alan film, Veysel ve ağabeyinin siyasi mülteci babalarıyla yaşadıkları çatışmalar üzerinden ilerliyor, aynı zamanda Batı’nın göçmenler karşısındaki tutumunu da irdeliyor. “İnsanlar Avrupa’ya göçtüklerinde yanlarında sadece bir valiz götürmüyor. Evdeki, topraklarındaki problemleri, kültürlerini de beraberlerinde taşıyorlar” diyor.
İşte Âşık Veysel ve türküler de Tabak’ın beraberinde taşıdıklarından... Adını Âşık Veysel’in türküsünden alan filmle ilgili olarak büyük ozanı soruyoruz önce Tabak’a: “Maraş Kaşanlıyım. Biz Alevi Kürtlerde ozan geleneği vardır. Ozan Emekçi, Âşık Meçhuli... Âşık Mahzuni Şerif, komşu köyden... Bağlama çalmayı bizim köyde öğreniyor. Ben bu türkülerle büyüdüm. Senaryo üzerine kafa yorarken de Âşık Veysel dinliyordum. İşte o arada aklıma düştü, sonra üç gecede ana temasını yazdım senaryonun. Onun sesi sanki dedemin sesi gibi, tanıdık bir ses benim için” diyor.
İki yıl önce Antalya’da “Cheese” isimli kısa filmiyle yer alan Tabak’ın ilk uzun metrajlı çalışması “Güzelliğin On Par’ Etmez.” Almanya doğumlu Tabak, 2006’da Viyana Film Akademisi’ne giriyor ve ünlü yönetmen Michael Haneke’nin öğrencisi oluyor. “Haneke’yle iyi bir ilişkim var. Sen yaptığın işte dürüstçe davranıp arkasında durursan sahiplenir, sever. Ama bunu hissetmemişse seninle konuşmaz bile. Filmi kurgu odasında ilk izleyenlerdendi. Ayağa kalktı, hiç yapmadığı bir şey yaptı ve bana sarıldı. Filmi kısa metraj olarak düşünmüştük ama o ‘Bunu uzun yapmanız lazım, çok güzel olmuş’ dedi.”
‘İşe yarayan’ bir göçmen
Avusturya’ya ailesiyle birlikte 3 yaşındayken göç eden Abdülkadir Tuncer, filmden önce Âşık Veysel’in adını hiç duymamış. Rol aldığı bu ilk filmde sadece bir oyuncu gibi yer almamış, inanmış. Filmde Balkanlar’dan gelen göçmen bir ailenin apar topar sınırdışı edilişini hatırlatıyor: “Biz de aynı filmdeki gibi bir muameleyle karşı karşıya kaldık. Polis silahlarla geldi, evi altüst ettiler. Belgelerimiz vardı, ama ‘Araştırma yapıp geri geleceğiz’ dediler. 11 yaşındaydım. Orada bir hayat kurmuştuk, düzenimiz vardı, ayrılmak çok zor olurdu. Şimdi oturma iznimizi aldık. Bu da ders notlarım sayesinde oldu. Aynı filmde olduğu gibi çocuğun ders notlarına bakıyorlar. Devletin işine yarayacak biri olursanız size dokunmuyorlar.” “Güzelliğin On Par’ Etmez”in ardından “Kuma” adlı filmde oynayan Tuncer, şimdi de Avusturya’da bir dizide yer alacak. Oyunculuk yapmasına yapacak ama o asıl okula devam etmek istiyor...
Yılmaz Güney’in izinde
Hüseyin Tabak, önümüzdeki yıl bir Yılmaz Güney belgeselinin çekimlerine başlamayı planlıyor. Aynı zamanda “genç yönetmen” rolüyle kamera karşısına da geçecek Tabak, belgeselde Yılmaz Güney’le tanışmak isteyen genç yönetmenin yolculuğunu anlatacak. “Yılmaz Güney’in doğduğu köye de gideceğim. ‘Yol’ ve ‘Duvar’ filminde rol alan çocuklarla da görüşmek istiyorum. 2014’te Yılmaz Güney’in 30. ölüm yıldönümünde bitireceğim” diyor. Bir sürpriz de filmde Michael Haneke, Martin Scorsese, Costa Gavras, Wim Wenders gibi yönetmenlerin de yer alacak olması.
Festival bitti, tartışmalar kaldı
4 Performanslarıyla en çok övgüyü toplayan “Zerre”deki rolüyle Jale Arıkan’ın ve “Küf”teki rolüyle Ercan Kesal’ın ödül alamaması şaşkınlık yarattı. Jürinin de en çok bu iki ödül kategorisi üzerine tartıştığı belirtildi.
4 13 yaşındaki Abdülkadir Tuncer Altın Portakal Film Festivali tarihinin en genç “En İyi Erkek Oyuncu”su oldu.
4 Özellikle eleştirmenler arasında favori olarak gösterilen, Venedik’te “Geleceğin Aslanı” ödülü alan “Küf” filminin törenden sadece “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ve “En İyi Makyaj” ödülleriyle dönmesi şaşkınlık yarattı.
4 Gösterimlerde en çok alkış alan “Toprağın Çocukları” ve “Umut Üzümleri” Antalyalıların aksine eleştirmenler tarafından beğenilmedi.
4 Hülya Avşar’ın festivalde tartışma yaratan “Derin Düşün-ce” filmiyle ilgili salondaki bir izleyiciden gelen “çocuk pornosu” tepkisini duyunca önce filmi “Türk toplumuna kötü örnek oluyor” diye kaldırmak istediği ancak daha sonra jüri toplantılarında filme beş üzerinden dört verdiği söyleniyor.
4 Festivalin kapanış töreninde “En İyi İlk Belgesel” ödülünü alan yönetmen Zeynep Oral kürsüde “Dün sahilde yönetmen bir arkadaşım ile beraberdik. Sinemadan bahsediyorduk. O sırada yanımıza iki tane sivil polis geldi. Kürtçe konuşmamamız için bizi uyardılar. Sanırım birileri şikâyetçi olup polise ihbarda bulunmuş” şeklindeki sözleri üzerine Antalya Emniyet Müdürlüğü yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ihbar üzerine polislerin kimik kontrolü yaptıkları belirtildi.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev